Sana birşey söyleyeceğim translate French
88 parallel translation
İsterdim ama, ben de sana birşey söyleyeceğim. Sevineceğini umduğum birşey.
J'ai aussi à vous dire quelque chose... qui vous rendra heureuse, je l'espère.
Sana birşey söyleyeceğim Bay McCanles beni artık aptal yerine koyma. Kes artık.!
Je veux te dire quelque chose... tu ne vas plus me duper...
Sana birşey söyleyeceğim.
Je vais te dire une chose.
Sam, sana birşey söyleyeceğim.
Sam, j'ai quelque chose à te dire.
Sana birşey söyleyeceğim.
Je vais vous dire quelque chose.
Sana birşey söyleyeceğim.
Il faut que je te parle.
Ben Tuco Ramirez, Kardeş Ramirez'in ağabeyi, sana birşey söyleyeceğim.
En attendant qu'll se souvienne de moi, je vais te parler de frère à frère. Je vais te dire une bonne chose.
- Sana birşey söyleyeceğim.
- Il faut que je te dise un truc.
Sana birşey söyleyeceğim Rupe bu senin hayatında birden fazla defa gerçekleşecek çünkü sen olayı anladın.
Et crois-moi, Rupe, ça va t'arriver plus d'une fois. Et même un paquet de fois!
Sana birşey söyleyeceğim Jerry.
Je vais vous dire un truc, Jerry.
Devam et, istiyorsan bir tanrıçanın peşinden git, ama sana birşey söyleyeceğim.
Vas-y, cours aprés une déesse si tu veux, mais laisse-moi te dire une chose.
Sana birşey söyleyeceğim, Anne.
Je vais te dire, Anne :
George sana birşey söyleyeceğim ve gerçekten beni dinlemeni istiyorum.
J'ai quelque chose à vous dire. Ecoutez-moi attentivement.
Canım... Sana birşey söyleyeceğim.
Chérie... il faut que je te mette au courant d'une chose.
Sana birşey söyleyeceğim.
Je vais te dire une chose :
- Sana birşey söyleyeceğim.
Je vais te dire.
Biliyor musun, sana birşey söyleyeceğim dazlak olduğun zamanlarda görünüşünü seviyordum.
Il faut que je te dise... J'adorais ton look quand tu étais chauve.
- Sana birşey söyleyeceğim. Pizzada peyniri koyacakları başka bir yer bulmaları için seneler geçmesi gerekecek.
Ils sont pas prêts de trouver un autre moyen pour rajouter du fromage.
Sana birşey söyleyeceğim. General Lee hakkında sabahın bu erken saatinde yol alıyordu. Bo ve Luke'un başını döndürdüğü kesin birşeydi.
Pour que le General Lee trace la route si tôt le matin, il fallait que le pauvre Luke ait un souci.
Bende bu konuda seninle konuşmak istemiyorum Ama sana birşey söyleyeceğim.
Très bien, parce que moi non plus.
Sana birşey söyleyeceğim.
Je vais te dire un truc.
Sana birşey söyleyeceğim. Bu muhteşem bir karışım.
Superbe, ce mélange.
Sana birşey söyleyeceğim ve bunu çok iyi dinlemeni istiyorum.
Je vais te dire un truc et je veux que tu m'écoutes attentivement.
Sana birşey söyleyeceğim.
J'ai quelque chose à te dire.
Dinle sana birşey söyleyeceğim.
Demain il y a une fête à notre maison. Sois ici à 9h00 pile.
Bunlar doğru olabilir ama, sana birşey söyleyeceğim.
Ce peut être vrai, mais je te dirais quelque chose.
Sana, bilmenin pek de sağlıklı olmadığı birşey söyleyeceğim.
Je vais vous dire quelque chose qu'il n'est pas très prudent de savoir.
Nugent sana önemli birşey söyleyeceğim.
Nugent... j'ai quelque chose d'important à vous dire.
Sana tek birşey söyleyeceğim.
J'ai une chose à te dire.
Sana birşey söyleyeceğim Alice.
Je vais vous dire une chose...
- Sana söyleyeceğim birşey var.
- Tu le sais bien.
Sana birşey daha söyleyeceğim.
Je te dirai encore d'autres choses.
Dinle sana çok önemli birşey söyleyeceğim.
J'ai quelque chose de tres important vous dire.
Sana doğru birşey söyleyeceğim.
Ne demande sur terre
Birşey söyleyeceğim. Sana karşı dürüst olacağım, tamam mı?
Moi aussi je vais être franc.
Sana birşey söyleyeceğim, avukat.
Parce que, vous savez...
Sana çok önemli birşey söyleyeceğim.
J'ai une chose importante à vous dire.
Sana birşey daha söyleyeceğim - ve bunu dün gibi hatırlıyorum.
Je vais te dire autre chose. Je m'en souviens comme si c'était hier.
Yaptığımın savaşı durdurmak için vicdani bir eylem olduğuna hala inanmıyorsan... anlamanı sağlamak için sana söyleyeceğim birşey yok.
Si tu ne crois pas que ce que j'ai fait était un acte de conscience contre la guerre, alors je ne pourrais rien te dire pour te faire comprendre.
Sana birşey daha söyleyeceğim, Jim Morrison.
- J'ai une dernière petite chose à te dire Jim Morrisson :
- Sana birşey daha söyleyeceğim.
- Toi, tu devrais t'en faire mettre,
Sana söyleyeceğim birşey var.
J'ai à te parler.
Ve sana birşey söyleyeceğim.
Je me suis renseigné sur toi.
Sana söyleyeceğim birşey var, Ming Tien.
J'ai quelque chose à te dire.
Sana birşey daha söyleyeceğim.
Une dernière chose...
Sana birşey daha söyleyeceğim, Cosmo Kramer.
Laisse-moi ajouter un truc, Cosmo Kramer ou autre.
- Tamam, şimdi sana başka birşey söyleyeceğim. - Evet.
- Je vais te dire autre chose.
Sana daha önce kimseye söylemediğin birşey söyleyeceğim tamam mı?
Ce que je vais te dire, je ne l'ai jamais dit à personne. D'accord?
Sana bilmen gereken birşey söyleyeceğim. All you have to do is let the plot unfold
J'ai un truc à te dire et quand je te l'aurai dit, t'auras plus qu'à te laisser porter.
Birşey söyleyeceğim sana.
Il faut que je te dise un truc.
Ah evet, sana söyleyeceğim birşey var.
Oh oui, j'ai quelque chose à te dire.
sana birşey sorabilir miyim 28
sana birşey soracağım 16
sana birşey sorayım 19
sana birşey söyleyeyim 38
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
söyleyeceğim 241
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana birşey soracağım 16
sana birşey sorayım 19
sana birşey söyleyeyim 38
sana birşey göstereceğim 16
sana birşey göstermek istiyorum 29
söyleyeceğim 241
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana söz veriyorum 235
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana inanmıyorum 372
sana güveniyorum 285
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711