Senden de translate French
19,722 parallel translation
Senden de duymak istiyorum.
Je veux vous l'entendre dire.
Ama şimdi, isteyeceğin son şey buradaki herkesin senden deliler gibi kormasıdır.
Mais pour l'instant, il faut absolument éviter que chacun ici meure de trouille devant toi.
Asıl sen, benim olanı vereceksin yoksa senden zorla alırım.
Tu vas me rendre ce qui m'appartient ou je te le prendrai de force.
Senden pek haz etmiyor da.
Elle n'est pas fan de vous.
Çünkü ailesinin parası varsa, o zaman senden hiçbir şey istemez.
Parce que si sa famille a de l'argent elle n'attendra rien de toi.
Yoksa senden yardım istemezdim.
Sinon, je ne te demanderais pas de m'aider.
Senden korkuyor ve seni seviyorum, bu ikisi aynı anda gitmez.
J'ai peur de toi mais je t'aime et c'est une triste combinaison.
Ama senden bir beklentim yok.
Je n'attends rien de toi.
Ben de kimseye senden öğrendiğimi söylemeyeceğim.
Personne ne saura jamais que je les tiens de vous.
Bakire Meryem, Meryem Ana,.. ... Peter'in halefinin senden özel bir isteği var.
Vierge Marie, mère de Dieu, le successeur de Pierre a une grâce particulière à te demander.
Şu an senden korkuyorum hatta çünkü beni bu rezil duruma soktun.
En fait, j'ai peur de toi parce que tu m'a mis dans cette horrible situation.
Uzak dur! Geçimimi senden sağlarm!
Je t'ai déjà demandé de l'argent?
Sen okadar sevimlisin ki bütün parti için de, Gözlerimi senden alamıyorum.
Je peux pas vous quitter des yeux! Ah oui?
- Ne saklıyormuşum ben senden?
De quoi tu parles?
Senden beni affetmeni istiyorum.
J'essaye de m'excuser.
Senden çok şey sakladım...
Je t'ai caché beaucoup de choses.
Senden uzak olmaktan bıkktım.
J'en ai marre de me cacher, de toi, de moi-même...
Belki sen de bana, benim sana güvendiğim kadar güveniyorsundur şimdi ama yine de senden benim için umudunu kaybetmemeni isteyeceğim.
Peut ⁻ être me fais-tu autant confiance que je te fais confiance, mais je demande d'espérer pour moi.
- Senden!
- De toi!
Benim için bir şey yapmanı istedim senden.
Je t'ai demandé de faire une chose pour moi.
Senden nefret eden vampirlerde hiçbir eksiklik yok.
Il y a beaucoup de vampires qui te détestent.
Senden.
De ta part...
Senden akıllıca bir seçim yapmanı istiyorum.
Je te demande de choisir sagement.
Tek yapmam gereken.. .. bunu içmek. Ve senden daha iyi olmak.
Tout ce que je reste à faire... est de prendre cette puis moi aussi je serai votre meilleur.
Bir de senden büyük kapan levrekler istiyorum.
Ramène-moi quelques vivaneaux.
Onların yerine hepsini senden çıkarmak istiyorum bu yüzden.
Et je peux pas contenir mon envie de punir. Sortez-le de là.
Senden haber gelmesini beklediğini biliyorum.
Je sais qu'il attend de vos nouvelles.
Senden asla şüphelenmemeliydim.
Je n'aurais jamais douté de toi.
Alec'le senden daha fazla yani.
On ne peut pas en dire autant de toi ou Alec.
- Ona senden bahsettim.
- Je lui ai parlé de vous.
Bana senden bahsetti.
Et elle m'a parlé de vous.
Senden Aman-Ne-Kadar-Da-Ciddiyim yüz ifadeni bırakmanı istemiyorum.
Je ne te demande pas de perdre la face.
Küçük bir adam, senden bile kısa belki.
Quelqu'un d'autre de plus petit que toi.
Senden hiçbir şey gizlemedim. Belki Eliza bu konuyu seninle konuşmak istemiyordur.
Je ne t'ai rien caché mais elle n'a peut-être pas envie de te parler de tout.
Bu hem seni bizimkilerden uzak tutacak, hem de bizimkileri senden.
ça te garde loin de mon peuple, et mon peuple loin de toi.
- Senden birkaç yıl daha öndeyim.
J'ai quelques années de plus que toi.
Senden olabildiğince uzaklara gittim.
Le plus loin de toi possible.
Asla senden bir tanığa baskı yapmanı istemedim!
Je t'ai pas demandé de menacer un témoin!
Ve dürüst olayım, kişiliğimden dolayı senden özür dilemekten bıktım.
Pour être franc, je refuse de m'excuser pour ce que je suis.
Senden bir şey istiyor.
Il veut quelque chose de toi.
Şehirdeki insanlar senden bahsetmeye başladı.
- On parle de toi.
Sanırım bunca zamandan sonra, senden fazlasını umdum.
Après tout ce temps, j'en attendais plus de vous.
Senden bıktım.
J'en ai tellement marre de toi.
ÖLdürebilirsin, ölebilirsin ya da burada oturup Cehennem Mutfağı'nın yanışını izleyebilirsin ama bu savaş senden, benden ya da bizim herhangi problemimizden daha büyük.
Tu peux tuer, mourir, ou rester assis à regarder Hell's Kitchen brûler... Mais cette guerre est plus importante que toi, moi ou n'importe lequel... de nos problèmes.
- Dünyayı senden arındırmaya çalışan biriyim.
L'homme qui tente de sauver le monde de toi.
Senden.
De toi.
Gücü yedek dağıtıcıdan yönlendirmeni istiyorum senden.
Je vais avoir besoin de toi pour dérouter la puissance du second collecteur. Ok.
- Senden korktuğumu mu sanıyorsun?
Tu penses que j'ai peur de toi?
Aramızdaki tek fark benim Zaman Çizgisini senden... -... çok daha geniş bir açıda görüyor olmam.
La seule différence entre nous est ma vision de la chronologie qui dépasse la vôtre.
Hoşlandım senden be maymun popolu.
Je t'apprécie petite face de singe.
Ama şimdi, senden bir şey yapmanı isteyeceğim.
Tout de suite, il faut que tu fasses quelque chose pour moi. Quoi?