English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ T ] / Telefon sana

Telefon sana translate French

811 parallel translation
Tom, telefon sana.
Tom! C'est pour toi.
Telefon sana.
- Oui. Pour toi.
Telefon sana.
C'est pour toi.
Telefon sana.
C'est pour vous.
Telefon sana, aşk böceği.
Pour toi, "Chouchou".
- Evet, Anna? - Her telefon sana değil.
On n'appelle pas que toi.
Noriko, telefon sana.
Noriko, téléphone pour toi.
- Telefon sana Başçavuşum.
Merci, mon capitaine.
Yumeko, telefon sana.
Yumeko? C'est pour toi.
- Arkadaşlarınla öbür telefondan konuş. - Telefon sana.
Pour tes amis, prends l'autre appareil.
- Telefon sana, doktor.
Pour vous, docteur.
Telefon sana, Jeff.
C'est pour vous, Jeff.
- Telefon sana.
- C'est pour toi.
Sylvia, telefon sana.
Sylvia, c'est pour toi.
Oh! - Telefon sana baba.
- C'est pour toi, papa.
Alan, telefon sana. General Leighton.
Alan, c'est le Général Leighton.
Hey, Dağ! Telefon sana.
C'est pour toi.
- Connie, telefon sana.
- Connie, c'est pour toi.
Sana telefon ettim.
J'ai eu ton message.
Tamam. Hazır olunca sana telefon ederim.
Je vous appelle quand je suis prête.
Sana telefon.
Téléphone.
- Opal sana telefon mu etti? - Evet.
Opal t'a appelé, hein?
Bak, Christine. Şurada bir telefon kulübesi var. Al sana bozuk para çantam!
Écoute, Christine... la cabine est là... et voici mon porte-monnaie.
- Sabahleyin sana telefon edeceğim.
- Je t'appelle demain matin.
Seni birkaç günlüğüne göremeyeceğini ve eğer yapabilirse... sana telefon edeceğini söylememi istedi.
Il m'a dit qu'il ne te verrait pas pendant quelques jours.
- Unutmuşum, sana telefon geldi.
II y a eu un appel pour toi.
- Yarın sabah sana telefon ederim. - Peki.
Je vous téléphonerai demain.
Telefon var sana.
Téléphone.
Sana telefon edecekler.
Ils te téléphoneront.
Sana bir telefon var George.
C'est pour vous, George.
Hakkındaki suçlamaları düşürebilirsem sana haber etmek için taksi şirketine telefon ederim.
Si j'arrive à leur faire retirer leur plainte, je t'appellerai. - Je n'y serai pas.
Pauline'in sana ettiği telefon cinayeti bana yıkmak için bir kumpasmış. Ne diyorsun sen?
Son appel était un piège pour me faire accuser.
Patronuna Margot'dan önce mi, sonra mı telefon ettin? Tony, sana ne soracağımı hatırladım.
Après le coup de fil à votre patron?
Zampano, özür dilerim, sana telefon var.
Zampano, excuse moi, le téléphone pour toi!
Canavardan kaçar kaçmaz sana telefon edeceğim.
Je vous appellerai.
Sana telefon etmeye çalıştık ama numaranı bilmiyorduk.
On voulait t'appeler, on n'avait pas de numéro.
Saatlerdir sana telefon ediyoruz.
On a essayé de vous joindre.
- Sana daha önce telefon ettim. Yetkililer Hobart konusunda yokuşa sürüyor.
Les autorités se font tirer l'oreille pour l'expérience sur Hobart.
- Sidney, sana bir telefon var.
- Sidney, il y a un appel pour toi.
- Lou, sana söyledim, telefon istemiyorum.
- Lou, je ne prends aucun appel.
Sana telefon edip durdum.
Je t'ai appelé.
Sana telefon ederim.
Je t'appelle.
Şimdi gitmem gerek ama kardeşim uyuyunca sana telefon ederim.
Je dois y aller, mais quand mon frère sera couché, je t'appellerai.
Moira, telefon sana.
Moira, c'est pour vous.
Susan, sana bir telefon var.
On vous demande au téléphone. Zut!
Ve her Cumartesi gecesi, Binbaşı Gart... Albayla birlikte, artık o gece hangi bardan olursa, sana telefon açacağız.
Et tous les samedi soirs, on t'appellera d'un bar quelconque,
Hayatımı sana telefon ederek geçiremem!
Je ne peux passer ma vie à te téléphoner!
Sana telefon edecektim, ama uyandığından emin olamadım.
mais j'avais peur de te réveiller.
Yol üstünden sana telefon ederim.
- Je téléphonerai sur la route.
William sana telefon etti mi?
William a téléphoné? Oui.
Sadece telefon açmayı bilirsin! Yapma böyle, dedim sana, gazetelerde yazanlar tamamen yalan!
Je t'ai dit qu'il n'y a rien de vrai dans tout ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]