Umurumda da değil translate French
981 parallel translation
Sana ne söyledi bilmiyorum. Pek de umurumda da değil.
Tu peux faire des menaces d'invasion de frelons, mais tu restes un otage.
Açıkçası umurumda da değil. Anne, birisi güzel bir gül gördüğünde -
Quand on voit une belle rose on sait qu'elle vient d'un beau rosier.
- Şey, ben - - Ayrıca umurumda da değil.
- Et je m'en moque!
- Bilmiyorum ve umurumda da değil.
- Et je m'en fiche.
Ne yapacaksın bilmiyorum, umurumda da değil ama ben içeri girip lokantamı servise açacağım.
J'ignore ce que tu as l'intention de faire. Moi, je vais rouvrir mon restaurant.
- Bilmiyorum, umurumda da değil.
- Je m'en fiche.
Yalan söyleyip söylemediğini artık söylemeyeceğim ve umurumda da değil çünkü bitti.
Et là, tu mens ou pas? À vrai dire, je m'en fiche. C'est fini.
Artık hiç umurumda da değil!
Et je m'en fiche!
Umurumda da değil.
Je n'y pense plus.
Nasıl bulursun umurumda da değil. Yatağın altında mı bulursun, bir satıcıdan mı alırsın, saksıda mı yetiştirirsin bilmem.
Débrouille-toi pour en avoir ce soir.
Nerede olduğunu bilmiyorum ve umurumda da değil.
Je ne sais pas où elle est et je m'en fiche.
Bilmiyorum, umurumda da değil.
Je ne sais pas et ne veux pas le savoir.
- Bilmiyorum, umurumda da değil.
Quand elle l'aura laissé sans un centime elle se détachera comme s'il brûlait.
- Bazen düşünüyorum da... - Ne düşündüğün umurumda değil.
- Je me fiche de ce que tu penses.
İpeka ya da ada soğanı şurubu, umurumda değil.
Eh bien, de l'ipéca ou du sirop de scille. Peu importe lequel.
Atı kıran, camlara binen ya da o ne oldular hiç umurumda değil. Ama bu ailenin uslanması gerekiyor!
Je me fiche du cheval ou des vitres... mais il faut que cette famille se calme!
Ne ya da kim olduğun umurumda değil.
Je ne sais pas qui vous êtes.
Bana ne. 50 tane bebeğimiz olsa da umurumda değil.
Peu importe! Même si on en a 50!
Gidecek iki kat yolumuz da olsa, Umurumda değil.
Même loin du but, je serais tranquille.
Dışarıda birbirinizi öldürün. Umurumda değil.
Allez vous étriper dehors, j'en ai rien à cirer.
Sevgili dostum ötme de olsa çalma da olsa İki ötüş umurumda değil.
Mon cher, klaxonnez ou appuyez, je m'en moque!
Oysa da umurumda değil.
Je m'en fiche bien.
Öldürülmek çok da umurumda değil.
Vous serez là? Ça m'est égal d'être tué.
Mimari ya da başka bir şey hakkında ne düşündükleri umurumda değil.
Je me fiche de ce qu'ils pensent.
Kızın, oğlun, kocan ya da başka biri umurumda değil.
Je me fiche de votre fille, votre fils, votre mari ou de n'importe qui.
Benim hakkımda söyledikleri ya da düşündükleri umurumda değil.
Je me moque de leur avis.
- Umurumda değil, iş olsun da.
- Tant qu'il aura besoin de moi...
Gazetelerin ne yazdığı, kasabalıların ne söylediği ya da onlara her soruşumuzda Lawton'ın karısının hasta olması umurumda değil.
Peu m'importent les gens qui jasent... et la femme de Lawton qui se dit malade pour ne pas me voir.
Eğer öyleyse bile çok da umurumda değil.
Et d'ailleurs, en quoi ça me regarde?
Hayatın boyunca maçlara girmeni sağlasa da umurumda değil.
Et quand il vous y emménerait encore tous les jours, aux matchs!
Aile kurmak ya da çocuk sahibi olmak da umurumda değil. Çünkü çocuğun olamayacağını biliyorum.
Peu m'importe de ne pas avoir d'enfants, car je sais que tu ne peux en avoir.
Ne yaptığın umurumda değil, seni ucuz küçük sürtük... ama ya Eddie'ye sadık kalırsın ya da buradan defolup gidersin.
Fais ce que tu veux, petite traînée mais tu seras fidèle à Eddie ou bien tu ficheras le camp!
Biraz tıknazmış ya da manken gibi giyinirmiş umurumda değil.
Je me moque qu'elle soit un peu enrobée ou pas habillée élégamment.
Belki bir şeyler hatırlıyordur. Küçük olması umurumda değil. Minicik olsa da olur.
Elle se souviendra peut-être d'un détail, n'importe lequel... aussi petit soit-il!
Ne yaptığın umurumda değil. Ne yaptığın umurumda değil ve sana olan da umurumda değil.
Je me fiche de ce que tu fais de ce que tu fais et de ce qui t'arrive
Umurumda değil. Yapsınlar. Yalancı şahitlikten ya da suça yardımdan yargılasınlar.
Je me moque d'être jugée pour faux témoignage, complicité, ou...
Bilmiyorum. Ve umurumda da değil.
Je ne sais pas.
Cezaevine tıksanız da, umurumda değil!
Je suis pręt pour le cachot.
Yahudiler öyle ya da böyle umurumda değil.
Je me moque pas mal des Juifs.
Hiçbir kavgayı kazanamasan da umurumda değil.
Je me fiche que tu aies le dessus.
Bak, işten kovulduysan umurumda değil. Sefil ömrünün kalanında çalışamayacak olsan da umurumda değil.
Je m'en fiche que tu ne retravailles plus jamais de ta vie, pauvre raté.
Sağır sultan da olsan, umurumda değil.
Et même si vous étiez Peter Lapin, dégagez!
Meclis'in ya da neyse onun söyledikleri umurumda değil.
Je me fiche de ce que dit le Parlement ou votre loi.
Beni soğuk gecenin koynuna atsan da umurumda değil.
Je me fiche de me retrouver dans la nuit glacée.
Şahinler de tüylerin batması da umurumda değil. Her şey!
Je me fiche des faucons et des plumes qui grattent.
Ben gidiyorum, kimin aradığı da umurumda değil.
Je pars en restant sourd aux appels.
Doğru nereye gittiğin umurumda değil şunu ve o adamlarını da beraberinde götür yeter.
Allez où vous voulez, tant que vous partez, avec vos hommes et vos engins.
Bak, yapmam gereken iş umurumda değil, paramı alayım da.
Peu importe ce que je dois faire, du moment qu'on me paie.
Who's Who'da ne yazdıkları umurumda değil, ben hala 35'imde hissediyorum.
Je me fous de ce que dit le Who's Who. Dans ma tête, j'ai 35 ans.
- 500 dolarin da olsa umurumda degil.
- Je me fiche que vous en ayez 500.
Öyle ya da böyle olacağı umurumda değil.
Ca m'est égal.
da değilsin 20
da değiliz 32
da değil 106
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
da değiliz 32
da değil 106
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77