English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uzaklaşma

Uzaklaşma translate French

452 parallel translation
Buralardan uzaklaşma.
Toi, t'éloigne pas trop.
Uzaklaşma. Gidelim.
Ed, saute dans la voiture et tiens-toi prêt.
Kendini gereksiz tehlikelere atma. Yabancılarla konuşma ve her şeyden önce aydınlıktan ve kalabalıktan uzaklaşma.
Ne prenez pas de risques, méfiez-vous des inconnus et restez dans la lumière et la foule.
Fazla uzaklaşma.
Mais ne t'éloigne pas.
Çok uzaklaşma.
Ne soyez pas si lointain.
Birisi çıkıp gelebilir, sakın arabanın yanından uzaklaşma. Merak etme.
Toi, en cas de danger, donne l'alerte.
Eğer vicdanınla dürüstçe yaşamaya istekliysen Buda'dan hiç uzaklaşma.
Si on veut vivre honnête fidèle à sa conscience il faut se consacrer à Bouddha.
Benden uzaklaşma riskini göze alamadım, bu yüzden arkandan geldim.
Je ne veux pas vous perdre alors je suis venu.
Evinden uzaklaşma Aaron.
Reste, Aaron.
Evinden uzaklaşma Aaron.
Reste ici, Aaron.
- Ama fazla uzaklaşma.
- Ne va pas trop loin.
Uzaklaşma.
Ne va pas trop loin.
Ama fazla uzaklaşma olur mu? Tamam.
Oui, mais ne t'éloigne pas!
Dünya'dan uzaklaşma etkisi olabilir mi?
Et si c'était dû à la séparation biologique avec la Terre?
- Olur, ama uzaklaşma.
- Oui, mais ne t'éloigne pas.
- Koridora çıkıyorum. - Peki ama sakın uzaklaşma.
Maman, je vais dans le couloir.
Işıktan uzaklaşma.
Ne sortez pas de la lumière...
Bişeyler yap, ama uzaklaşma.Gitmem.
Faites quelque chose. Ne partez pas. - Non.
Bu berbat çöplükten uzaklaşma fırsatı buldum. Bunu kaçırmayacağım.
J'ai une chance de quitter ce boulot minable et je ne la raterai pas.
Uzaklaşma, Sam, Seninle bir işim var.
Ne pars pas, Sam, j'ai un boulot pour toi.
Bak dostum, sana yanımda yürü diyorsam yanımda yürü. Uzaklaşma.
Quand je dis au pied, tu restes au pied.
Lütfen uzaklaşma, Bruno.
Ne t'en va pas Bruno!
Fazla uzaklaşma George. Erken ayrılmak durumunda kalabiliriz.
Ne vous éloignez pas, au cas où on partirait plus tôt.
Uzaklaşma!
Restez là!
Açıkçası, bir süreliğine buralardan uzaklaşma zamanın geldi.
Bref, mon garçon... il vaudrait mieux que tu décampes quelque temps.
Çok uzaklaşma!
Ne t'éloigne pas.
Sakın benim yanımdan uzaklaşma! Seninle konuşuyorum.
Ne t'en va pas quand je te parle!
Bana karşılık ver. Uzaklaşma benden... Ne zaman sana ihtiyacım olsa kendini uzaklaştırıyorsun.
J'attends une réponse et tu te défiles toujours.
- Evet ama fazla uzaklaşma.
- Ne va pas trop loin.
Tamam, ama çok uzaklaşma.
Bon, mais ne t'éloigne pas trop.
Uzun, yavaş uzaklaşma var. Kamera geri çekilir ve karıştırır...
Eh bien, il y a le long travelling arrière, vous savez, la caméra recule, recule et recule...
Benden uzaklaşma vakti Dexter. Gidebildiğin kadar uzağa.
Tu dois t'éloigner de moi, Dexter.
Fazla uzaklaşma oradan.
Mais ne t'éloigne pas trop.
Uzaklaşma.
Reste près de moi.
Uzaklaşma dedim.
Je t'ai dit près de moi.
Tamam, ama çok uzaklaşma.
Bon... ne vous éloignez pas. Prenez ça.
Sakın uzaklaşma tamam mı.
- Excuse-moi, Flo, reste là.
Çok uzaklaşma!
Ne va pas trop loin!
Jason, uzaklaşma..
Viens, Jason.
- Tanrım, benden uzaklaşma.
- Seigneur, ne nous abandonne pas.
Fazla uzaklaşma Danny.
Restez en vue, Danny.
Ama fazla uzaklaşma. Biraz yardıma ihtiyacım olabilir.
Mais ne vous éloignez pas trop.
- Tamam, fazla uzaklaşma.
D'accord, ne t'éloigne pas.
- Evden uzaklaşma.
- T'éloigne pas de la maison.
Evden uzaklaşma.
t'éloigne pas de la maison.
Seninle konuşurken benden uzaklaşma.
- Ne pars pas quand je te parle.
Patlamadan önce hala birkaç mil uzaklaşma şansımız var.
On pourra peut-être s'éloigner avant la déflagration.
Newt, uzaklaşma.
Newt, ne t'éloigne pas.
# Uzaklaşma #
Ne vous sauvez pas
Kuleden uzaklaşma oğlum.
Tu resteras à la tour.
Çok uzaklaşma, Samuel.
Ne t'éloigne pas, Samuel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]