Yapmaliyim translate French
30 parallel translation
- Yapmaliyim. Fay Dutcher'in Vird kardeºleri vurdugu gibi... onun Hugh Clagg'i vurdugu gibi onu vurmaliyim.
- Je devrais, comme Fay Dutcher a tué les freres Vird et comme il a tué Hugh Clagg sans lui donner de chance.
Sence Gary'i kimin öldürdügünü bulursam ne yapmaliyim?
Qu'est-ce que je fais si je découvre qui a tué Gary?
Ne yapmaliyim?
Que dois-je faire?
Burda kendini soyunma odasina kitlemis bir kiz var, ne yapmaliyim?
J'ai une hystérique qui s'est enfermé dans sa loge. Je dois faire quoi?
Ne yapmaliyim?
Qu'est-ce que je dois faire?
"Ne yapmaliyim?" mi? Birinci iska, dostum.
"Qu'est-ce que je dois faire?" Première prise, mon pote.
Hala testlerin değerlendirilmesini yapmaliyim...
En retard! J'ai encore des copies à corriger!
Bir telefon gorusmesi yapmaliyim.
Je dois passer un coup de fil.
Hepinizi kurtaracak Guan-Di'nin lanetinden kurtaracak antik bir Cin dansi yapmaliyim.
Une ancienne danse chinoise devrait vous délivrer de la malédiction de Guan-Di.
Ne yapmaliyim?
Que suis-je censé faire?
Yarin bir sinavim var. Çalismam gerekiyordu ama bugün disçiyle randevumu kaçirdim. O yüzden tekrar program yapmaliyim.
Je dois réviser pour un exam et je suis pas allée chez le dentiste, je vais devoir reprogrammer.
- Aslina bakarsaniz... Bir duzeltme yapmaliyim. Ben kiliseden hicbir gelir elde etmiyorum.
Que ce soit bien clair, l'église ne me verse rien.
- Tanrim, ne yapmaliyim?
Seigneur, que dois-je faire?
Ne yapmaliyim?
Qu'est-ce que j'ai?
Simdi anlatiyorum çünkü ölmeden önce iyi birsey yapmaliyim.
* Je vous le dis, maintenant. Car, je veux faire une chose bien avant de partir * * je m'organise *
Simdi anlatiyorum çünkü ölmeden önce iyi birsey yapmaliyim. Kusurlarimi örtmek için.
* Je vous le dit maintenant, car je veux faire quelque chose de bien avant de partir * * je m'organise *
Ama ben yapmaliyim.
Ouais, j'aurais bien aimé... Mais c'est à moi de le faire.
- Bunu yalniz yapmaliyim.
- Je dois y aller seul.
Bak, Ben bir an önce bir seyler yapmaliyim.
Ok pour moi. J'ai besoin de faire un truc vite.
Biraz pilates, spinning yapmaliyim simdi....
J'ai plusieurs plats sur le feu.
Charlie, bunu babamiz ve Maggie icin yapmaliyim. Kendim icin de yapmaliyim.
Charlie, je dois le faire pour papa, pour Maggie, et pour moi.
Ne yapmaliyim?
Comme ça, entre l'index et le pouce.
Ne yapmaliyim?
Que devrais-je faire?
Kendimi mesgul etmem lazim, bir seyler yapmaliyim.
Je dois rester occupé, faire quelque chose.
Ve bu arada, ben ne yapmaliyim?
Et pendant ce temps, je suis supposé faire quoi?
Bunu yalniz yapmaliyim.
Je dois faire ça tout seul.
- Sence ne yapmaliyim?
- Que dois-je faire, Frank?
yapmalıyım 51
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma bunu 151
yapmam 83
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma bunu 151
yapmam 83
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28