Yapman gereken translate French
5,153 parallel translation
Yapman gereken ise buradan nefes alman.
Ce que tu veux faire... C'est respirer...
Tek yapman gereken tetiği çekmek.
Tu n'as qu'à appuyer sur la détente. Descends-moi et tu pourras partir.
Yapman gereken bir seçim var.
Bien, tu dois faire un choix.
Tek bir muhteşem mektup, bütün yapman gereken bu.
Dans une glorieuse lettre, tu laisse tout sortir.
Bir şey yapmaya kalkarsa tek yapman gereken, Cara'yla bağlantı kurman. Anında oraya ışınlanırız.
Et s'il sort quelque chose de suspect, contacte Care et on se téléporte.
Yapman gereken tek şey denemek.
Il suffit d'essayer.
Yapman gereken tek şey o fıçıya bir kibrit çakmak.
Tu n'as qu'à allumer une allumette.
Yapman gereken tek şey laneti tetiklemek.
Tu as juste à déclencher la malédiction.
Kefaretini ödemen için yapman gereken son bir şey var. En büyük günahını.
Il y a plus de travail à faire, un dernier sacrifice pour compléter ta pénitence, ce auquel tu tiens le plus.
Tek yapman gereken kullanıcı adını ve şifreni vermek.
Vous avez juste à me donner votre nom d'utilisateur et mot de passe.
Tek yapman gereken istemekti.
Tu aurais pu simplement demander.
Şimdi yapman gereken de bu.
C'est ce que tu dois faire. Je sais.
Tek yapman gereken enkazın ortasına nişan almak.
Tout ce que j'ai besoin que tu fasses... Vise le milieu des débris.
Tüm yapman gereken arkanı dönüp, yürüyüp gitmen.
Tous ce que t'as à faire c'est te retourner et t'éloigner.
İlk başta yapman gereken şeyi yap, terk et onu.
Ce que tu aurais du faire dès le début, la larguer.
Yapman gereken ödevi yerine getiremedin.
Tu n'as pas fait ce que tu étais censé faire.
O yüzden tek yapman gereken bana güvenmek.
Donc... Tout ce que tu dois faire c'est me faire confiance.
Ve yapman gerekeni, olmak istediğin kişi olabilmen için gereken cesarete sahipsin.
Et tu as le courage de passer par tout ce qu'il faut pour que tu puisses, tu sais, être celui que tu dois être.
Tek yapman gereken bize elle tutulur bir şey vermek.
Tout ce que vous avez à faire c'est de nous donner quelque chose de concret...
Yapman gereken tek şey, dünyayı yöneten bu insanların çocuklarını kaçırıp ailelerini silah olarak kullanmak.
Tout ce qu'il faut faire c'est de prendre les enfants de ces gens qui contrôlent le monde. Faire des parents vos armes.
Yapman gereken şey ise, gaza basıp kayganlığa yön vermek.
Ce que tu dois faire, c'est accélérer et aller tout droit.
Tamam, onu tokatlamamış olabilirim ama bu konu hakkında ona zor anlar yaşattım. Çünkü ona kolay lokma değil de şımarık bir kız olduğunu göstermen için yapman gereken budur.
Bon d'accord, je ne l'ai pas giflé, mais je lui ai bien remonté les bretelles parce que... parce que c'est ce qu'il faut faire pour montrer qu'on est une fille audacieuse, et pas une fille facile.
- Yapman gereken kopçayı çözmek, Virginia!
Défait le fermoir, Virginia!
Tek yapman gereken bir bakmak ve ona spermlerinin işe yaramaz olduğunu söylemek.
Tout ce que vous devez faire c'est jeter un oeil et lui dire qu'il a un sperme minable.
Louis yapman gereken işler var.
Luis, tu devais être au grenier.
O zaman yapman gereken şey şu.
Alors voilà ce que tu dois faire.
Seni ve Astrid'i bulurlar. Yani yapman gereken...
Il te trouveront, et ils trouveront Astrid... donc ce qu'il faut vraiment que tu fasses...
Yap işte, belki de yapman gereken doğru şey budur.
Fais-le seulement parce que c'est ce qu'il y a de mieux à faire.
Sen! Yapman gereken bir iş var.
Toi.
Bilirsin işte, bazen yapman gereken...
Tu sais, des fois tu dois - -
- Bazen yapman gereken ne?
- Des fois tu dois quoi?
Senin sadece Akademi'de yapman gereken şeye odaklanman gerek.
Concentre-toi sur ce que tu dois faire à l'académie.
- Yapman gereken...
- Je devrais...
Tek yapman gereken burada kalıp antrenörlük yapmak.
Tu devrais juste rester ici, et coacher.
Tek bilmen gereken sevgilinin güvende olmasını istiyorsan yapman gereken bu.
- Tout ce que tu dois savoir, c'est que tu veux ta fiancée en sécurité alors c'est ce qui doit arriver.
Tek yapman gereken, olay yerini videodaki ile eşleştirmendi bu yüzden Madison'ın kanını tavana sürdün.
Tu n'avais plus qu'à mettre en scène le lieu du crime. C'est pourquoi tu as placé du sang de Madison au plafond.
Yapman gereken tek şey istemek.
Tout ce que tu dois faire est demander.
Yapman gereken tek şey, ondan anahtarları almak.
Tu n'as qu'à lui prendre les clefs.
Yani tüm yapman gereken bir başkasını öldürmek.. ve o fark edicek ki ; kararları veren kişi sensin. Sonra seni sonsuza kadar özgür bırakmak zorunda kalacak.
Donc, ce qu'il vous reste à faire c'est de tuer quelqu'un et elle réalisera que vous êtes celui qui mène la danse et elle devra vous laisser tranquille pour toujours.
Tek yapman gereken onu salmak, ben onun yerini alacağım.
Je prendrai sa place.
Yapmanız gereken tek şey ayarları belirlemek.
Tout ce que tu as à faire est d'ajuster les paramètres.
Şu anda sizlere yapmanız gereken çok ufak bir seçim sunuyorum.
Mais vous êtes face à un choix extrêmement simple.
Tek yapman gereken tarafını seçmek.
Tout ce que vous avez a faire est de choisir un coté.
Yani birinin evinden bir çağrı geldiğinde, yapmanız gereken şeyi yapmak istersiniz.
Alors quand vous allez chez quelqu'un, suite à un appel, vous faites ce que vous avez à faire :
Yapmanız gereken tek şey, bir boşluk bulmak olacak.
Tout ce que tu as faire c'est trouver un petit passage.
Tek yapmanız gereken dinlemeye devam etmek.
Tout ce que vous devez faire, c'est de continuer à l'écouter.
Madem maymun istiyordunuz, tek yapmanız gereken sormaktı.
Si vous vouliez des singes, vous n'aviez qu'à demander.
Yapmanız gereken tek şey göktaşlarındaki kurşun miktarını ölçmek.
Tout ce que nous avons à faire est de mesurer le taux de plomb contenu dans les météorites.
Tamam, tek yapmanız gereken geldiğiniz yere geri dönmek.
Vous devez tous retourner d'où vous venez.
Siz yapmanız gereken şey neyse onu yapın.
Faites ce que vous avez à faire
Suçlamayı bırakmak, yapmanız gereken ilk şeydir.
Il ne faut pas chercher à tout prix un responsable.
yapman gerekeni biliyorsun 25
yapman gerekeni yap 39
yapman gerekeni yaptın 18
yapman gereken tek şey 23
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapman gerekeni yap 39
yapman gerekeni yaptın 18
yapman gereken tek şey 23
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69