Yatağında translate French
2,854 parallel translation
Evet, nehir yatağında biraz var hâlâ.
Il en reste un peu dans le lit de la rivière.
Sert zemin kazısı mı? Dere yatağında mı?
- Ça se fait dans la rivière?
Gerçi hasta yatağında çekilen filmlerde bazen böyle olabiliyor.
{ \ pos ( 192,220 ) } - Ça arrive avec la radio mobile.
- Allison, yatağında kal tatlım.
- Je ne veux pas rester ici.
- karides yatağında. - Karides yatağında harika.
- avec un velouté de crevettes.
Hazır başlamışken Hanımefendilerinin yatağında da uyumak ister misin?
Voudriez-vous dormir dans le lit de Madame - Pendant que vous y êtes?
Ve bir kontun bekar kızının yatağında bir diplomat ölüyor bu yılın hikayesi ödülünü alırdı. - Bunların hepsi yalan!
Et un diplomate mourrant dans le lit de la fille d'un comte et bien, ça devient vite l'histoire de l'année.
- Senin muayene yatağında yatmıyorum, kardeşim.
- Je suis pas sur ton divan, frangine.
Bir şey yapmam lazım ve sen hasta yatağında yatarken yapamam.
Je dois faire quelque chose, et tu ne peux pas rester dans ton lit.
Çocuğun yatağında yatabilirsin.
Vous pouvez prendre le lit d'un des enfants.
Lort Tyrion, oğlum Bran'i yatağında öldürmesi için bir adam kiralamakla ve kardeşimin kocasının cinayeti için komplo kurmakla suçlanıyorsun. Lort Jon Arryn, kralın Sağ Kol'u.
Seigneur Tyrion, vous êtes accusé d'avoir payé un assassin pour tuer mon fils Bran dans son lit, et d'avoir comploter pour tuer le mari de ma soeur, le Seigneur Jon Arryn, la Main du Roi.
Yatağında jilet saklamış olmalı.
Il avait dû cacher un rasoir dans son lit.
Her yer bomboş ama hâlâ Bölüm'ün acemi yatağında yatıyorsun.
Tu as plein de place, et tu dors dans un lit de recrue.
Rachel'ın yatağında?
dans le lit de Rachel?
Ve bir şekilde kendimi onun yatağında buldum.
Et je me retrouvais dans son lit.
Bir dakika. Kazağının Julia'nın yatağında ne işi var?
Attend, que fait ton tee-shirt dans le lit de Julia?
Gerçek bir baş belasısın, Lockwood yaşlı bir adamı yatağında bıçakladın.
Tu es nul, Lockwood. Tu assassines un vieux dans son lit.
Harrison, yatağında mışıl mışıl uyuyor.
Harrison est dehors comme une lumière sur ton lit.
Eğer onu yatağında tutacak şey buysa eminim diğer alternatiflerden daha iyidir.
S'il lui faut cette distraction pour qu'il reste dans son lit c'est la meilleure solution.
Yatağında sızıp kaldı.
Elle vient de s'endormir dans ton lit.
Leonard, çok yakın arkadaşlarından birinin, eskiden aşık olduğun kadınla, senin yatağında cinsel birleşme yaşadığını bilmek garip oluyor mu?
Leonard, n'est ce pas gênant pour toi de savoir qu'un de tes amis a eu un rapport sexuel avec la femme que tu aimais à l'endroit précis où tu poses ta tête?
Yatağında.
- Sur ton lit.
Yatağında kurbağa mı vardı yine?
D'autres grenouilles dans ton lit?
Hâlâ yatağında, uyuyor.
Dans son lit, il dort.
Hâlâ yatağında olduğuna emin misin?
Tu es sûr qu'il est resté dans son lit?
Yatağında ölü ve çıplak haldeydi.
Morte, à poil et dans ton lit.
Yani bilinçaltının bir kısmı ablanı yatağında ölü ve çıplak yatarken görmek istemiş.
Ça veut dire qu'une partie de toi veut voir ta soeur morte, à poil et dans ton lit.
Kardeşini yatağında çıplak ve ölü yatarken gördün.
T'as vu ta soeur morte, à poil et dans ton lit.
Evet! Jenna'nın yatağında vuku bulabilecek her türlü olayları görebilirsin.
Tu pourrais fliquer les sexcrétions qui se passeraient sur son lit.
Sanırım ertesi sabah yatağında ölü bulunan bir misafiri unutmam mümkün değil.
Je pense pouvoir me rappeler chaque invité qu'on a retrouvé mort dans son lit au matin.
Carlisle'la kalma nedenin Bay Pamuk'un senin yatağında öldüğü haberini yaymakla tehdit etmesi mi?
Restez-vous avec Carlisle parce qu'il menace d'exposer l'histoire de M. Pamuk mourant dans ton lit?
Asistanım çırılçıplak, Phil'in yatağında yatıyor!
Mon assistante dentaire est nue dans le lit de Phil.
Yatağında her seferinde beni sevdiğini söylediğinde gördüm onu.
Je l'ai vue à chaque fois que j'étais dans ton lit et que tu disais m'aimer.
Daha sonra uyandığımda, onun yatağında, çıplak bir şekilde yüzükoyun uzanmıştım.
Quand je me suis réveillée, j'étais dans son lit. À plat ventre.
İkimiz de bir çeşmeye mi işedik ya da sihirli bir kafa tasına mı değdik de hayatlarımızı değiştirdik ve sen güzel evi, seksi eşi alırken ben de bir hava yatağında yatıp kıyafetlerimi tost makinesiyle ütülüyorum?
On a pissé dans une fontaine ou touché un crâne magique et échangé nos vies, t'as la jolie maison et la femme sexy, et moi je dors sur un matelas gonflable et repasse avec un grille-pain?
Axl şu an odasında yatağında jambon yiyor. En az dört kez yapma dediğim halde.
Axl est dans sa chambre, à manger du jambon sur son lit alors que je lui répète de pas le faire.
"Dün gece yatağında uyumama izin verdiğin için teşekkür ederim." yazıyor.
Ça dit "Merci de m'avoir laissé dormir dans ton lit hier soir"
Dere yatağının kenarında buldum onu.
Je l'ai trouvée dans le lit du ruisseau, juste là.
- Allison yatağında kal.
- Reste au lit.
- Aslında sana zahmet yatağıma bırak.
Non, plutôt sur le lit.
Kardeşlerim, babamın yatağının başında birbirlerini yiyorlar.
Mes frères se disputent à son chevet, devant lui.
Yatağımda, 80 yaşımda ağzına kadar şarap dolu bir mideyle ve hatunun birinin ağzında aletimle.
Dans mon lit, à l'âge de 80 ans avec un trop plein de vin et la bouche d'une fille autour de ma queue.
Bu gördüğünüz ufak bir telefon kutusuna bağlanır yatağın altında bulabilirsiniz. İşte, kabloya bakarak takarsınız.
Ça se connecte... vous verrez une petite boîte sous le lit, vous devrez juste le connecter dessus.
Neden biliyor musun? Çünkü otu, hapları ve yarısı içilmiş votka şişesini yatağının altında bulduk.
Parce qu'on a trouvé l'herbe, on a trouvé une ampoule et on a trouvé une demi-bouteille de vodka sous ton lit.
Bunu yatağının altında bulduğum zamanı hatırlıyorum.
Je me souviens quand j'ai trouv ca sous ton lit.
Kız yatağın altında, onu dışarı çıkarın.
Elle est sous le lit, faites-la sortir.
Saatlerce yatağın altında saklanmak hem de vurduğun kızın kanı üstüne damlarken?
Rester sous le lit de sa victime pendant qu'elle saigne à mort?
Ray evden ayrıldığında beri yatağın solunda yatıyorum.
Depuis que Ray est parti je dors encore de mon coté du lit.
Sadece geçen ay on iki bin harcamış. Bu şey, genellikle insanların yatağın altında bulundurdukları tarz şeyden değildir bak.
12 000 $ le mois dernier. c'est pas le genre de lecture qu'on cache sous son matelas.
Bunu yatağının altında bulduk.
C'était sous votre matelas.
Ha unutmadan çoraplarını yatağın altında bırakmışsın.
Et n'oublie pas tes chaussettes, sous le lit.
yatağa 92
yatağa gel 55
yatağa git 40
yatağın altında 21
yatağa gir 32
yatağa dön 27
yatağına geri dön 17
yatağına git 75
yatağına dön 57
yatağa gel 55
yatağa git 40
yatağın altında 21
yatağa gir 32
yatağa dön 27
yatağına geri dön 17
yatağına git 75
yatağına dön 57