Yürüyüşe çıktım translate French
174 parallel translation
Kiliseye gitmedim. Yürüyüşe çıktım. Teşekkür ederim, Burton.
Je suis allée me promener...
Ben yürüyüşe çıktım.
Non. Je suis sorti me promener.
Yürüyüşe çıktım sadece.
Je me promène, c'est tout.
- Yürüyüşe çıktım.
- Une petite balade.
- Yürüyüşe çıktım.
- Je me promenais.
- Yürüyüşe çıktım.
- Je suis sorti marcher un peu.
Alıp başımı yürüyüşe çıktım yine de sana rastlamayı ummuyor değildim.
Je suis allée me promener aussi. Avec l'espoir de te retrouver.
Uyuyamadım. Uzun bir yürüyüşe çıktım.
Je n'avais pas sommeil, j'ai marché.
Hava o kadar güzeldi ki, erken kalkıp bahçede yürüyüşe çıktım.
Dans le jardin. Il faisait si beau!
Canım sıkıldı ve yürüyüşe çıktım ama gidecek bir yerim yoktu.
Je m'ennuyais et suis sorti faire un tour. Mais je n'ai nulle part où aller.
O dehşete düştüğüm gün geldiğinde Elsa ile son bir kez yürüyüşe çıktım.
Quand le jour que je redoutais arriva, je partis pour une dernière promenade avec Elsa.
Uzun bir yürüyüşe çıktım.
Je suis allé marcher dans les bois.
Ormana yürüyüşe çıktım ve bir dere kenarına oturup bileğimi kestim.
J'ai marché dans la forêt... je me suis allongée et je me suis tranché les veines.
Yürüyüşe çıktım.
Je suis allée me promener.
Dün gece bir yürüyüşe çıktım.
Je me suis promené la nuit dernière.
Yürüyüşe çıktım sadece.
J'ai fait une grande balade.
Sadece yürüyüşe çıktım.
Je suis allé me promener.
Yürüyüşe çıktım ve sana rastladım.
Je vous rencontre en me promenant.
Uyuyamadım ben de bir yürüyüşe çıktım.
Je me ballade, je ne pouvais pas dormir.
Sonra annem biraz uzanmak için otele gitti, ben de başkentimizi gezmek için yürüyüşe çıktım.
Après ça, maman est allée se reposer à l'hôtel et je suis allé me promener dans la capitale.
Geçen gece çekice ihtiyacım oldu ve mahallede yürüyüşe çıktım.
J'ai fait tout le quartier pour trouver un marteau, l'autre soir.
Yürüyüşe çıktım. Sıkıldım.
Faire un tour...
Uzun bir yürüyüşe çıktım ve bana olduğuna inandığım şeylerde hatalı davranmış olabileceğimi yeniden düşündüm.
J'ai fait une longue promenade et finalement, je me dis que je me suis peut-être trompée sur ce que j'ai cru vivre.
Sadece yürüyüşe çıktım.
On ne peut plus prendre l'air?
"Comédie Française" a doğru yürüyüşe çıktım.
Je suis allée faire un tour jusqu'à la Comédie-Française.
- Yürüyüşe çıktım. Barring Burnu Köprüsü'nün hemen güneyinde mi?
Au sud du pont de Barring Point.
- Yürüyüşe çıktım. Kahve içtim.
- Je suis allé prendre un café.
Sabah ata binmeye gittim. Ve ögleden sonra bahçede uzun bir yürüyüşe çıktım ve Charlotte'un bahçıvanla öpüştüğünü gördüm.
J'ai fait du cheval et cet aprés-midi, je me suis promenée dans la propriété et j'ai vu Charlotte embrasser le jardinier.
General, dün gece 03.00'de hattımızda yürüyüşe çıktım.
J'ai fait une reconnaissance à 3 h, cette nuit.
- Çok sıkıldım ve yürüyüşe çıktım.
Je m'ennuyais, alors, je suis allée me promener.
Yürüyüşe çıktım. İzin var mı?
J'allais me promener, tu permets?
- Yürüyüşe çıktım.
Je suis allé me promener.
Kanyonda yürüyüşe çıktım.
J'ai fait une balade dans le canyon.
- Yürüyüşe çıkıyorum. Bundan fazlasıyla bıktım.
Je vais faire un tour, J'en ai assez de vos singerie!
- Yürüyüşe çıktığımı söylersin.
- Je suis sortie, c'est tout.
Yürüyüşe çıktım.
J'ai marché pendant un moment.
Yürüyüşe çıktığımız zamanları hatırlıyor musun?
Tu te souviens, quand on allait se promener?
Ralph ve Bubber'le yürüyüşe çıktık da.
Je m'occupe de Ralph et Bubber.
Biraz yürüyüşe bile çıktık ve bu benim için büyük bir olay özellikle de uzun süredir dışarı çıkmadığım düşünülürse.
Nous pouvons même nous promener ensemble. Grand événement... surtout pour moi, qui ne suis pas sortie depuis longtemps.
Uyanıp kumsalda yürüyüşe çıktığımızda, kumlar ıpıslak olurdu.
Le matin, on marchait dans le sable mouillé.
Beni korkuttun. İkiniz yürüyüşe mi çıktınız?
Tu m'as fait peur!
Yürüyüşe çıktığını söylemiştin.
Tu m'as dit que tu allais te promener.
Uzun bir yürüyüşe çıktığımı söyleyelim olur mu?
Disons simplement que j'ai fait une longue promenade?
Hatta sabah erkenden kalkıp bahçede yürüyüşe bile çıktım.
Je me suis levé tôt ce matin et suis parti me promener.
Bir yürüyüşe çıktığımızda her yeri gösterip "ah, ah" diyordu.
Alors, quand on se promenait, elle montrait du doigt : "Aïe, aïe."
Sana yürüyüşe çıktığımı söyledim, sarhoştum...
J'ai fait un tour, j'étais soûl...
Yürüyüşe çıktım.
- J'ai été me balader. - Sous la pluie?
Yürüyüşe çıktım.
- Je me suis promené.
Yürüyüşe çıktım.
Je me suis baladée.
Prensesim sorarsa yürüyüşe çıktığımı söyle.
Si ma princesse le demande... dites-lui que je suis allé me promener.
Dışarı çıkmadın değil mi? Yürüyüşe çıktım.
- T'es pas sortie au moins?
çıktım 33
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18