English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yüzüme bak

Yüzüme bak translate French

775 parallel translation
Yüzüme bak.
Regarde-moi.
- Yüzüme bak!
- Regarde-moi!
Hadi. Yüzüme bak.
Regarde-moi.
Yüzüme bak.
Regardez-moi.
Harry, ne oldu? Yüzüme bak!
Qu'est-il arrivé?
Yüzüme bak tatlım.
Regardez-moi.
Yüzüme bak, Baba!
Regarde ce que nous avons gagné!
- Konuşurken yüzüme bak.
- Regarde-moi quand tu causes.
Yüzüme bak.
Regarde-moi...
Yüzüme bak.
Regarde-moi!
O da "Bana hakaret ederken yüzüme bak." dedi.
Il me dit : "Quand tu m'insultes, regarde-moi droit dans les yeux."
Leo, yüzüme bak.
Léo, regarde-moi!
Ve aynı zamanda Marguerite'im. Kibirli, kıskanç, kafasını kendisiyle bozmuş. Aynada yüzüme bakıyorum.
Vaniteux, jaloux, obsédé de soi-même, regardant mon visage dans le miroir.
Yüzüme bakın, Albay.
Regardez-moi.
Yüzüme bak görürsün.
Regarde moi!
Terry, yüzüme bak.
Terry, regarde-moi.
Yüzüme bak!
Regarde-moi!
Yüzüme bak. Bunu biliyorsun, değil mi?
Tu le sais, pas vrai?
Yüzüme bak.
Regardez-moi en face.
Yüzüme bak!
Regardez-moi en face.
Sadece yüzüme bak. Sana kimin tarafında olduğumu söyleyecektir.
Vous pouvez voir de quel côté je suis!
Yüzüme bak!
Regardez-moi!
Sana bir şey söylediğimde, yüzüme bak.
Quand je vous parle, vous me regardez.
Elena, yüzüme bak. Beni dinle.
Elena, regardez-moi.
Yüzüme bak.
Regardez mon visage.
Yüzüme bak, Beyaz asker!
Regarde-moi!
- Şimdi, yüzüme bak.
- Regarde-moi.
Yüzüme bak Andreas.
Regarde-moi, Andreas.
Estetik için değil. Fakat yüzüme bakacaksan doğrudan bak.
Si mes coutures vous fascinent, regardez-les donc un bon coup, et n'en parlez plus!
Yüzüme bak. 30 yaşındayım.
Regarde-moi. J'ai 30 ans.
Doğrudan yüzüme bak ve de ki, "Bana bir kez olsun dokunmadı."
Tu veux me faire croire qu'il ne t'a pas touchee? Regarde-moi droit dans les yeux et dis, "ll ne m'a pas touchee une seule fois".
Yüzüme bak. Popomla şarkı söylemiyorum.
Je ne chante pas avec mon cul.
Yüzüme bak.
Regarde mon visage.
- Seninle konuşurken yüzüme bak.
- Regarde-moi quand je te parle.
Bir dakika yüzüme bak. Bak.
Regarde ma fiigure.
Yüzüme bak, çok güzelsin Justine.
Regarde-moi, ma belle Justine.
Iki rahip de dönüp solgun yüzüme bakıyor.
Les prêtres se tournent et le regardent.
Yüzüme bak!
Je suis perdue.
Ben konuşurken yüzüme bak!
Regarde-moi, quand je te parle!
Bana, yüzüme bak.
Regarde-moi dans les yeux.
Yüzüme bak Anthony.
Regardez-moi.
Yüzüme bak
Regarde-moi!
Ellerime bak, yüzüme, gözlerimin altına.
Regarde mes mains, mon visage, regarde sous mes yeux.
# Günaydın Günaydın # Don, gözlerini yüzüme dikip dikkatle bak.
Don, regarde-moi.
Orada yüzüme bakınca aşağılanma ve korku görüyorum.
Je suis pris de dégoût et d'épouvante.
Bak, yüzüme ne yaptın!
Regarde ce que tu m'as fait!
Evine dönmek istiyorsan, yüzüme bak çocuğum.
Est-ce Leamas? Regardez-moi, mon enfant.
Yüzüme iyice bakın.
Regardez-moi en face.
Yüzüme bak, Giacobbe. Evet...
D'accord.
Yüzüme dikkatlice bak.
Regarde bien mon visage.
Tırnaklarıma bakım, yüzüme masaj yaptırıyordum. Cebimde devamlı nefes açıcı sprey taşıyordum.
Je me faisais les ongles, me massais le visage, et j'avais toujours un vaporisateur buccal sur moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]