English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zavallıca

Zavallıca translate French

776 parallel translation
Altına olan zavallıca düşkünlüğünü.
Votre fichue soif de l'or.
Zavallıca, anlamsız, gereksiz!
Quelle vaste connerie, inutile et ridicule!
Bütün emniyet bana söyleyeceğin şeyi beklerken benim tek yapabileceğim şey zavallıca, çökmüş bir şekilde beklemek.
J'attendrai, comme un vieux policier usé, ce que vous daignerez me dire.
"Zavallı, zavallıca, müthiş, müthiş bir şekilde."
Pauvre, pauvrement. Grand, grandement.
Çok zavallıca hareket ediyorsun.
Tu t'es très mal comportée.
Zavallı Letty, yakında tüm bunlardan kurtulacaksın.
Pauvre petite Letty... Tu seras bientôt loin de tout ça!
Ama o zavallı çocuklar açlıktan ölüyor. Bunu yüzlerinden okuyabilirsiniz.
Mais ces fillettes sont affamées Ca se voit â leur visage
Zavallı çocuk. Öncelikle, korkunç bir baş ağrısı olur.
Ça lui donnerait une terrible migraine.
- Ah, zavallı sevgilim.
Enlève-moi ça de là!
Kız onun kardeşi, karısı değil. Hem ona ne ki? Zavallı kız.
Si encore c'était sa femme, mais sa soeur, qu'est-ce que ça peut bien y faire?
Bununla başa çıkması gerektiğinden dışardaki o zavallı şarkıcıya acıyorum.
Le pauvre chanteur, dehors, qui doit lutter contre ça!
Çok da zavallısınız.
Et bien pauvre, avec ça!
Zavallı Walter. Uykusu kaçacak.
Il va ruminer ça toute la nuit!
Zavallı Robert. O, bunu hak etmiyor.
Robert n'a pas mérité ça.
Kendimi zavallı bir akraba gibi hissettiğimi söylemeliyim böyle arka kapılardan sıvıştığım için.
Je me sens un peu indésirable à me cacher comme ça.
Pearl'ün zavallı babasına çok ayıp ediyorsun.
C'est sacrément méchant de dire ça au vieux père de Pearl.
- Zavallı Bay Craig derken?
- Comment ça, pauvre M. Craig?
Zavallıcık, kalbi çok kırılacak.
Pauvre enfant, ça va lui briser le coeur quand...
Sonra zavallı Gus'ın susuzluktan ölmesine göz yumdu.
En plus de ça il a laissé mourir de soif notre pauvre Gus.
- Zavallı adam.
- Le pauvre. - Ça recommence.
- Zavallı Ole. Aşık olmak için zehirli bir sarmaşığı bulmalıydı.
Pauvre Ole, ça l'a perdu.
Zavallı Jack.
Pauvre Jack. C'est ça.
- Kediler zavallı, aptal şeyler. - Evet.
Les chats... ça ne réfléchit pas.
Zavallı Dickie. Bunlardan nefret ederdi.
Pauvre Dicky, il aurait détesté tout ça.
- Zavallı Maurice. Kendini toparla artık.
- Ne te laisse pas aller comme ça, tu n'as rien fait.
Zavallı Baines.
Il pensait pas que ça se passerait aussi mal.
Bu zavallı kızları geride bırakacağım için çok üzülüyorum.
Ça me fait de la peine de quitter ces pauvres filles.
Kralımıza nasıl zavallıca yalanlar söylüyorsun sen?
Arrête tes jérémiades.
5000 dolarlık çeki var. Zavallı adamcağız.
Ça va nous rapporter un chèque de 5000 dollars.
Ayrıca, eşim ve ben, zavallı Emily'nin eninde sonunda geri döneceğini ve eşyaları geri alabileceğimizi düşündük.
Ma femme et moi pensions qu'Emily reviendrait et nous rendrait le tout.
Defol git zavallı adam.
File, ça vaut mieux.
Genel kanıca şok edici bir kazaydı. Tam da düğünlerinin arifesinde. Zavallı Stephen.
Un accident tragique, et à la veille du mariage.
Zavallı Roland.
- Roland. Pourquoi, ça t'intéresse?
- Doğru, doğru. - Zavallı kadın.
Ça, c'est bien vrai.
- Böyle oluşmadı. - Zavallı çocuk.
Mais elle ne ressemblait pas à ça lorsque je l'ai vue.
İşi kolayca almak onun zavallı küçük kalbini kırabilir.
Ca lui briserait le coeur d'apprendre qu'elle a eu le rôle honnêtement.
Bu onun zavallı kalbini kırar.
Ça lui briserait le cœur.
Beğensen de beğenmesen de bu zavallı, yaşlı kova gerekli bir iş yapıyor.
Que ça te plaise ou non, notre pauvre rafiot est très utile.
Zavallı adam, bunu yapsaydım bir daha gelmezdi.
Il ne serait pas revenu si j'avais fait ça!
Zavallı Edwina, korkunç bir zaman geçirmiş olmalısın.
Pauvre Edwina, ça a dû être terrible.
Zavallı soytarılara dolandırıcılık neymiş göstermeli.
Montrer à ces plaisantins combien tout ça est ridicule.
Ben hiç nezle olmuyorsam. Zavallının biri senede 5 defa nezle oluyor demektir.
Si je n'ai aucun rhume par an, ça veut dire qu'un pauvre bougre en a cinq par an.
Zavallı Nadiacık çok yakında onu da unutursun tıpkı diğerleri gibi.
Pauvre Nadia! Ça te passera. Tout passe.
Mussolini'yi, zavallıyı, serbest bıraktıklarına sevindim.
Ça m'a fait plaisir d'apprendre qu'ils ont libéré le Duce.
Bu, zavallı çocuğun yüzüne biraz renk gelmesini sağlayacaktır.
Ça lui donnera des couleurs, la pauvre.
- Zavallı Perdita çok üzülür.
- Ça fendrait le cœur de Perdita.
Eğer meclisi yakabildiyseniz bir zavallı evlilik belgesini de yakarsınız. Bu gece halletmen gerek!
Si vous êtes parvenus à brûler le Reichstag... vous pouvez brûler un vulgaire certificat de mariage... et ça doit être fait ce soir!
Sizin gibi bazı zavallı küçük köpek balıklarını suya geri atacağım ama su, benim suyum olacak.
Je vais remettre certains requins agonisants à l'eau. Mais ça sera mon eau. Elle recouvrira tout le pays.
Eğer bu gece ters bir şey olursa, zavallı Annie'ye ne olacağını söylememe gerek yok.
Si ça tourne mal, inutile de dire ce qui lui arrivera. Elle se mettra la tête dans le four :
Zavallı Rosalia, sen bunu hakketmedin.
Pauvre Rosalia, tu ne méritais pas ça.
Zavallı Michelangelo, sonra daha iyi bakalım.
Pauvre Michel-Ange. On verra ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]