Zavallı kız translate French
1,255 parallel translation
Zavallı kız kardeşim.
Ma pauvre petite sœur.
Zavallı kız.
Cette pauvre fille.
Zavallı kız, genç yaşta terk edildi.
Pauvre chérie. Abandonnée à l'âge tendre.
Ama zavallı kızı sakın korkutmayın.
– Ne l'effrayez pas.
Sadece zavallı kızı mahkum etmemeleri için dua ediyorum.
Je prie juste pour qu'ils n'aient pas condamné cette pauvre petite.
Zavallı kız.
Un pauvre bouffon.
Zavallı kızım benim. Öylesine genç yaşta...
Ma pauvre petite, si jeune et déjà...
Benim zavallı kızım.
Ma pauvre petite!
Ben Tita ile evleniyorum, çünkü zavallı kız çıldırmış.
Je vais me marier avec Tita parceque la pauvre fille est folle.
- Zavallı kız yıkılmıştı.
- Il le fallait. La pauvre était anéantie.
Zavallı kızım. Çok iyi bir öğrenciydi.
Ma fille devait commencer l'école cette année.
Zavallı kız!
Pauvre fille.
Zavallı kız işten atılmış.
Quoi?
Hayır ciddiyim. Zavallı kız.
Je le pense, la pauvre!
Zavallı kız. Polisi aramalıyız. Onu orada öylece bırakamayız.
pauvre fille on doit appeler les flics.
O acı çekiyorsa zavallı kız acı çekiyor...
Et si... si elle souffre, bien sûr, la pauvre petite, je...
Bu Cape'de zavallı kız kardeşim için yapılmıştı.
Cela a été dessiné au Cap pour ma pauvre soeur.
Eğer biri zavallı kızın kalbini kırdıysa, acının kaynağını yok etmek istemiş olabilir.
Si quelqu'un a brisé le cœur de cette pauvre fille, elle a peut-être voulu éliminer la source de la douleur.
Bayan Steele senin cömertliğinden daha fazla yararlanmış olacak, zavallı kız.
Mlle Steele saura mieux profiter de votre générosité.
Ah, zavallı kız. Benim zavallı Lydia'm!
Oh, ma pauvre fille. ma pauvre, pauvre Lydia!
Zavallı kız. İçeri girip kaybolmuş olmalı.
Tu as dû entrer par mégarde et te perdre.
Zavallı kızcağız. Tek istediği güzel bir gezinti ama iki gerzeğin arasına düştü.
Elle pourra pas se reposer avec ces deux emmerdeurs.
Merhameti, sinirlerimi bozdu. İncitmek istememiştim, zavallı kız...
Elle voulait me consoler, ça m'a énervé, mais je voulais pas lui faire de peine.
Eğer layık görürseniz,... zavallı Justine diğer çalışmalarınızı da dinlemek ister.
- Si vous ne l'en jugez pas indigne, la pauvre Justine se consolerait à l'écoute de vos autres ouvrages.
Zavallı çaresiz kız rolünü oynamadan duramazsın, değil mi?
Faut-il que vous jouiez à la petite fille perdue?
Zavallı bir burjuva kızını canından bezdirebilir.
Il peut persécuter une simple bourgeoise.
Bu zavallı, zayıf kadına likör ve para... vaatleri vererek, gözünü boyadığınız ve kendisinin bir anlık mantıksızlığından... yararlandığınızı ileri sürüyorum.
Je soumets que vous avez corrompu cette pauvre et faible femme... avec de l'alcool et de l'argent... et qu'elle a perdu momentanément ses esprits.
Sonate d'Automne'da... piyanistin zavallı bir kızı vardı
Dans Sonate d'Automne, une pianiste a une fille médiocre
Kızgın Tanrı'nın gözünde, zavallı günahkarlar olduğumuzun farkındayız.
Nous ne sommes que de pauvres pécheurs entre les mains d'un Dieu en colère.
Kızgın Tanrı'nın gözünde, zavallı günahkarlar olduğumuzun farkındayız
Nous ne sommes que de pauvres pécheurs entre les mains d'un Dieu en colère.
Zavallı Tita, erkek arkadaşıyla evlenen kız kardeşini seyrediyor!
Pauvre Tita, voir sa sœur épouser son petit ami!
Yolunu şaşırmış zavallı bir kızılgerdan camı kırmış.
Un rouge-gorge égaré a brisé un carreau.
Bu kırmızı, zavallı şey.
Rouge... Pauvre chéri!
A benim zavallı kızım.
Ma pauvre, pauvre chérie.
Zavallı kız.
La pauvre.
Zavallı şanssız Bay Floyd meselesini kapatalım artık. Büyük ve zengin Bay Butch'u konuşalım.
Oublie le pauvre Floyd, parlons plutôt du riche Butch.
Önce, o zavallı şeyin üstünde buraya geldin ve bütün sarayın önünde, rüyalarının kızını bulduğunu duyurdun. Şimdi de geri dönüp, ortadan kaybolduğunu mu söylüyorsun?
D'abord, tu débarques ici sur ton fichu bourdon et annonces à la cour entière que tu as trouvé la fille de tes rêves.
Zavallı öksüz kızım.
Pauvre petite orpheline.
- Zavallı küçük kızım.
Ma pauvre petite fille.
Düşüncem, zavallı adam anlamsız bir şeyler mırıldandı ve o kızda onları anlamsız bir mesaj haline getirdi.
Le jeune homme a dû murmurer quelques paroles incohérentes, qu'elle a transformées en un message dénué de sens.
Kızın babası ve adamları zavallı adamı kasabada kovaladılar.
Son père envoya ses hommes de main aux trousses du pauvre homme.
En iyi elemanımın poposunu yırttı, zavallı öksüz kız, taşradan yeni gelmişti.
II a déchiré le cul de ma meilleure employée, une pauvre orpheline de père et mère tout juste arrivée de sa province.
Şerif adamın öldüğünü bilmiyor, o yüzden her yerde onu arıyor... çünkü herif muhtemelen o zavallı küçük kızı öldürmüş.
Le shérif ne sait pas que Zack est mort et le cherche car il a probablement tué la pauvre petite.
Demek zavallı kızcağız öldü.
Ainsi la pauvre fille est morte.
Bir zavallının kalbini mi kırdınız?
Vous avez brisé le cœur d'un pauvre type?
Zavallı aptal kız!
pauvre jeune fille stupide!
O zavallı yaşlı bir kız. Sadece yoksulluk bekarlığın hor görülmesine yol açar.
C'est parce qu'elle est pauvre et que seule la pauvreté rend le célibat méprisable.
Zavallı kız!
- Pauvre enfant!
Ulan otuz beş senedir karısız kızsız yaşamış zavallı be.
Celui-là n'a pas l'air d'être actif.
Ama o zavallı Çingene kız.
Pauvre bohémienne.
- Acınacak haldesiniz Bay Taylor. Siz ve şu garip kılıklı arkadaşınız, zavallısınız!
Vous êtes pathétiques, vous et votre amie en tailleur.
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16