Çalıştım translate French
33,066 parallel translation
Yani, ben ara sıra kapsamımızı birazcık genişletmeye ve iklim değişikliği üzerine konuşmaya çalıştım ama o bunu sıkıcı buldu, o yüzden...
J'essayais parfois d'élargir nos sujets de conversation et de parler du changement climatique, mais elle trouvait ça ennuyeux...
Yapımcılar annesi rolünü Tina'ya verdiklerinde oğlumu projeden çekmeye çalıştım.
Quand les producteurs ont recruté Tina pour jouer sa mère... - Sa femme a joué sa mère? -... j'ai essayé de l'en sortir.
Askeriyeyle pek çok kez beraber çalıştım.
J'ai longtemps travaillé avec l'armée.
Konuşmaya çalıştım ama söylediklerimi gerçekten dinlediğini sanmıyorum.
- J'ai essayé. Je ne... Je ne crois pas qu'elle m'entende.
Arabulucu olmaya çalıştım.
J'essaye d'être pacificateur.
Sana söylemeye çalıştım işte o bu adam. Ne yapmaya çalıştığın umurumda değil.
Maintenant tu t'habilles, et tu attends.
10 yıl boyunca maksimum güvenlikli hapishanede çalıştım eğer senin gibiler tarafından korkutulabileceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
Il nous faut une preuve écrite... avertissements de rupture de contrat... on doit notifier clairement qu'ils ne sont pas tirés d'affaire. Trop tard pour les avertissements.
- Saygı duymaya çalıştım ama duymuyorum.
- mais je ne les approuve pas.
İyi bir arkadaş olmaya çalıştım. Yemin ederim kötü bir niyetim yoktu.
Que j'étais une bonne amie et, je le jure, je l'étais.
Ben işimde iyiyim. İyi olmak için çok çalıştım ama öğrenmeye çalışırken size ayak uydurmak çok zor.
Non, pourrions-nous la transférer ici dès qu'elle atterrit?
Koruyucu'dan sinyal alamadım, o yüzden direk ona ulaşmaya çalıştım.
Je n'ai pas pu envoyer le Midnight-Signal, alors j'ai appelé directement le Ranger.
Aşağı düşerken... kollarımı çırpmaya çalıştım.
Pendant que je tombais... J'ai essayer de battre des bras pour voler.
Bu yüzden konuyu dağıtmaya çalıştım.
J'ai voulu t'aider.
Bazı zamanlar kendim bunu yapmaya çalıştım.
Il y a des moments où j'ai essayé d'en finir.
30 yıl seninle birlikte bu çiftlikte çalıştım.
J'ai travaillé 30 ans dans ce ranch.
- Gitmeden önce seni bulmaya çalıştım.
J'ai essayé de te voir avant mon départ. Pas de problème.
İyi bir insan olmaya çalıştım.
Je voulais être une meilleure personne.
İki mürettebat Galactik Yönetim'e çalıştığımı öğrenmişti ve beni öldürmeye çalıştılar.
Deux membres de l'équipage ont découvert qui j'étais et ont tenté de me tuer.
Demeye çalıştığım şey, eğer doğru hamleler yaparsan bunların hiçbir önemi kalmaz.
Je veux dire que rien de cela ne compte... Si vous pouvez jouer comme il faut.
Doğrulmaya çalıştığımızı, yeni bir sayfa açmaya çalıştığımızı söyledi.
Elle disait qu'on voulait bien faire, tourner une nouvelle page.
Size söylemeye çalıştığım şey de bu.
C'est ce que j'ai essayé de vous dire.
Seks kasedi yaptığımı ve öğretmenimle yatmaya çalıştığı mı?
Que j'ai fait une sextape et que j'ai essayé de coucher avec mon prof?
- Birlikte çalıştığımız dönemde benden daha başarılı bir dedektifti.
Elle était meilleur inspecteur que moi quand on travaillait ensemble. Ah oui?
Beraber çalıştığımız onca zaman çocuğun bir sahtekar olduğunu bildiğini düşünürsek bana bunları söylemek için bayağı cesur olman gerek.
Ça commence ainsi, et tu finis par me dire que tu étais un pauvre enfant noir.
Tanrım! Dr. Torres meşgul, Dr. Robbins'e ulaşmaya çalıştınız mı?
Avez-vous essayé le Dr.
Bu senin vereceğin bir karar ama yardım etmeye çalıştığım için kendimi kötü hissettireceksen ve bana yalan söyleyeceksen, sorun var demektir.
C'est ta décision. Mais me faire me sentir comme de la merde en essayant de t'aider me mentir... Ce n'est pas ok.
Sen bunca sene sıkı çalıştıktan sonra bilimde çığır açan bir buluş yapan ben olsam komik olmaz mıydı?
Ce ne serait pas marrant si après toutes tes années de dur labeur, c'était moi qui faisait une découverte scientifique importante?
- Evet, varmaya çalıştığım nokta bu.
C'est ce que je pense.
Bu yazıcı çıktıları altı aydır bu kodun üstüne çalıştığımı kanıtlıyor.
Cela prouve que j'ai crypté ce code pendant six mois.
Kamyoneti çalıştırdım.
Je commence le camion.
Son çalıştığım beş işte de isim etiketi takmam gerekiyordu.
Mes cinq derniers emplois, je portais un badge avec mon nom.
Pekala, birlikte çalıştığım bir garson kız var,
Il y a cette serveuse avec qui j'ai travaillé,
Amca mı? Ben çocukken beni kontrol etmeye çalışmıştı.
Il a essayé de me contrôler quand j'étais enfant.
Sence beraber çalıştığım biriyle çıkmak iyi bir fikir mi?
Tu penses que c'est une bonne idée de sortir avec un collègue?
Birlikte çalıştığım kadın zayıflıktan nefret eder.
Les femmes avec qui je travaille détestent les faiblesses.
Bir defa ninemin tüm haplarını çalıp 50 dolara satmıştım.
J'ai volé tous les médicaments de ma grand-mère et je les ai vendu 50 $ par pilule.
Bakın, daha önce de Naomi ile çalışmıştım ve kendisi delidir, Ama sanat anlamında deli, katil gibi değil.
Écoutez, j-j'ai travaillé avec Naomi avant, et elle est folle, mais c'est une folie d'actrice, pas une folie de meurtrière.
Şu bizim çalıştığımız, aa, Dava vardı.
Nous avons euh... cette affaire sur laquelle on travaille.
Sanırım bulmaya çalıştığın sıfat "destansı"
Je crois que l'adjectif que vous cherchez est,'épique'.
Şey, belki sen de benimle gelmek istersin Ve suç mahali Jedi ustasının nasıl çalıştığını görürsün.
Peut-être aimerais-tu m'accompagner et voir le maître Jedi des scènes de crime à l'oeuvre.
Birlikte çalıştığım arkadaşım...
L'ami avec qui je travaillais...
Benim çalıştığım kişi sert biriydi.
Le gars pour qui je travaillais? Un dur à cuire!
Benim baktığım yerden ise bizi terk ettiğin ve bunu kabullendirmeye çalıştığın görünüyor.
De mon point de vue, tu nous a abandonné, et t'essaie de te justifier.
Üzerinde çalıştığım büyü Lanetler Kitabı'ndan, bu bizi geri götürebilir.
L'enchantement sur lequel de travaille vient du Livre des Damnés. Il peut nous ramener en arrière.
Kenar savunması çalıştık. Bir çocuğun otuna el koyup başka çocuğa sattım.
On a fait des blitz, j'ai confisqué l'herbe d'un gars et l'ai revendue à un autre.
Sırf biraz daha para kazanmak için seni Bağımsız Güzellik Danışmanı'na dönüştürmeye çalıştığım için cidden suçluluk duyuyorum.
Je me sens vraiment coupable d'avoir tenté de faire de toi une consultante en beauté juste pour me faire de l'argent.
Ben de sanmıştım ki hepiniz birden ders çalışıyorsunuz.
Je pensais que vous étudiez ensemble,
Arkamdan geldiği sırada, beni sıkıca tuttu, ve dans etmeye çalıştı... herşey birden karardı.
Quand il s'est levé derrière moi, il m'a attrapé, il a essayé de danser... tout est devenu noir.
Dani'nin onu korumaya çalıştığına, şahitlik eder mi diye kız arkadaşına mesaj attım.
J'ai laissé un message à la copine pour voir si elle a témoigné que Dani essayait juste de la protéger.
Savaşçı beni boğmaya çalıştı, kafamı yere vurmaya başladı.
Le combattant m'a mis dans une prise d'étouffement, a commencé à frapper ma tête contre le sol.
- Vay be. Hiç elektrikli süpürge çalıştırmadın mı?
Ça t'arrive de passer l'aspirateur?
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalışıyor musun 55
çalıştı 29
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalışıyor musun 55
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmıyorum 33
çalışmaya devam 20
çalışıyor musunuz 18
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmıyorum 33
çalışmaya devam 20
çalışıyor musunuz 18