Çok başarılı translate French
2,186 parallel translation
Ve tabii Dennis Peron vardı genç çocuklarla çok başarılı işler yürütüyordu.
Et bien sûr, il y avait Dennis Peron, dont le commerce avait beaucoup de succès auprès des jeunes.
Grup gerçekten çok başarılı oldu ve birçok yönden de gerçek bir gruptu
Le groupe a connu un grand succès et il est devenu le groupe de référence.
Daha güçlü, daha özgüvenli ve tek başına çok başarılı bir kariyer yapacak.
Plus fort, plus sûr, et il va avoir une super carrière solo.
Büyük bir Amerikan şirketinde çalışarak çok başarılı olduğunu duydum.
J'ai entendu que tu as un bon travail pour une grande compagnie américaine.
Amerikan aksanında gerçekten çok başarılı.
Elle a un accent américain fantastique.
Hayır, iyi bir iş çıkarttığın için seni destekliyorum. Daha da iyisini yapabilirsin. Bu gerçekten çok başarılı.
- Je charrie quand j'ai des réserves,... et là, j'ai aucune réserve.
Tom her zaman el işlerinde çok başarılıydı.
Tom a toujours été habile de ses mains.
" Çünkü hastalığımı kabul etme konusunda çok çok başarılıyım.
Parce que j'assume très bien ma maladie.
Çok başarılı oldu.
Il se débrouillait vachement bien.
Haydi ama. Çok başarılıydın, tatlım.
Mais non, tu es une très bonne danseuse.
Çok başarılı bir şekilde geçmeni tebrik ederim.
Tu as réussi brillamment.
Sen çok başarılı olacaksın.
Tu vas être parfaite.
- Sizi arıyordum ve buldum. Benim için çantada keklik, çünkü aramalarda çok başarılı olmuş bir çaylak özel dedektifim.
- Je vous ai trouvés ce qui est l'évidence même, car j'assure en détective junior.
Haberciler kayaların altına bakmakta çok başarılıdırlar.
Les journalistes sont plutôt doués pour fouiller sous les rochers.
Çok başarılı.
Très bien.
Çok başarılı bir iş, Ajan Hodes.
Superbe travail, agent Hodes.
Çok başarılı bir öğrenciydin ama sonra sıfır.
Tu étais brillante et puis...
Çünkü birlikte çok başarılı olabileceğinizi düşünüyorum.
Je pense qu'ensemble, vous pouvez aller très loin.
- Çok başarılıydın. - Öyle miydim?
- Vous avez été géniale.
Homo arkadaşımla bitlikte, gey olduğuna bakma her spor dalında çok başarılıdır.
Avec mon pote gay qui vous met une raclée à n'importe quel sport.
Bakın, çok başarılı olmayan bir abim var.
J'ai un frère, pas très brillant.
Planımız çok başarılıydı. Tüm hırsız ahalisine teşekkür ederim.
Notre plan a été un grand succès, merci à tous les habitants de "l'allée des voleurs"
O konuda çok başarılı olduğum söylenemez.
Je ne suis pas vraiment doué pour ça.
General, belirtmek isterim ki, Chuck bu görevde çok başarılıydı.
Général, c'est grâce à Chuck, il a été formidable.
Bazı insanlar hislerini gizlemekte çok başarılıdırlar.
Certaines personnes savent très bien dissimuler leurs sentiments.
Düşman kazanmakta çok başarılısın Maddy.
Vous êtes douée pour vous faire des ennemis, Maddy.
Biliyor musun, inançlı bir adama göre durumu başka bir açıya getirmede çok başarılısın.
Pour un fidèle valet, tu as un don certain pour expliquer les choses d'une autre façon.
Bu kız, izini gizlemekte gerçekten çok başarılı.
Le disque dur a été nettoyé. Cette fille est vraiment douée pour effacer ses traces.
Çok başarılı bir ithalat ihracat şirketi kurmuş.
A monté un business d'import-export très florissant.
Allison, Constance'ın eşi Richard'ın Phoenix'te çok başarılı bir inşaat firması var ve yıllarca çok destek oldular.
Allison, le mari de Constance, Richard, possède une compagnie de construction très prospère ici à Phoenix, et ils ont été d'un grand soutien dans le passé.
Ameliyat çok başarılı geçti. Angie çok iyi iş çıkardı.
L'opération s'est très bien passée, Angie s'en est très bien sortie.
Çikolata yağmuru çok başarılı oldu!
Chocolate Rain a cassé la baraque.
Çok başarılıydım. GD'deki bu işe en uygun kişi oldum.
J'ai si bien travaillé que je suis devenue le chef.
Syl işinde çok başarılı. Böyle kötü bir piyasada satış yapmayı beceriyor.
- Syl est bonne dans ce qu'elle fait, Si avec la crise elle y arrive encore.
Bugün çok başarılıydın.
Vous avez assuré aujourd'hui.
Bak, Julia, benim bu ufacık başarım seni rahatsız hissettiriyorsa çok üzgünüm.
Julia, je suis désolée si mon petit succès te donne l'impression que je t'ai pris quelque chose.
Hayır. Sadece, birini takım elbise içinde görmeyeli çok uzun zaman oluyor. Tabi temsilci, avukat veya başarılı bir roman yazarı değillerse.
C'est juste que je n'ai vu personne en costume depuis longtemps, sauf si c'était un agent ou un avocat ou un romancier prospère.
Sen çok uzun ve başarılı bir hayat geçireceksin, bu iyi değil mi?
Ouais, il me semble que tu vas mener une très longue et enrichissante vie, - alors c'est super, non?
Bence Jean ile başarısız olan evliliğimizden ikimizin de öğrendiği bir şey var ve o da, bir boşanmadan en çok zarar görenler çocuklar oluyor ve Jean ile Harvey Shine'ın çocuğu da bu acı ve hayal kırıklığından payını aldı, fakat bu sana bir övgüdür, Susan- - Bu onun için yararlı oldu çünkü kendisini bir şekilde ailesinin parçalanmasından ayrı tutmayı ve böylelikle güçlü, azimli ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmayı başardı.
Hum... Je crois qu'il y a au moins une chose que Jean et moi avons apprise de notre mariage raté, et c'est que ce sont les enfants du divorce qui en souffrent le plus. Et l'enfant de Jean et Harvey Shine a eu son lot de peine et de déceptions.
Hayır sadece bunda çok da başarılı olduğunu söylemek istedim.
Je veux que tu saches que tu fais du très bon travail.
Bildiğim çoğu kişiden çok daha başarılısın.
Tu es meilleur que la plupart des gars que je connais.
Bilgisayar başında çok vakit geçirmesinde sorun yok ama tabii derslerinde başarılı olduğu müddetçe.
Peut-être qu'il fait beaucoup d'ordinateur. Mais à l'école, ça se passe bien.
Ben bunu herhangi bir tehditle veya cezayla yapmak yerine başarılı olması için ilgisini çeken konularda onu daha çok zorlamayı tercih ederim.
- J'ai pas envie d'aller le chercher avec une punition,... mais de le valoriser car il a des centres d'intérêt.
Ben de bu konuda çok başarılıyım.
J'en ai fait de très réussies.
Eğer gerçeği bilmek istiyorsan, başarılı olma ihtimalimiz çok az.
Mais c'est qu'on a du mal à avoir des enfants.
Bu görev çok tehlikeli olacak ve güçlerini muhtemelen daha önce hiç kullanılmamış bir şekilde kullanmak zorunda kalacaksın. Ve eğer sen başarısı olursan, biz başarısız olursak, binlerce değil milyonlarca yaşam etkilenecek.
Cette mission sera extrêmement dangereuse, et vous devrez user de vos pouvoirs comme jamais vous ne l'avez fait avant, et si vous échouez, si nous échouons, des milliers, voire des millions de vies seront affectées.
Çok da başarılı olacaksın.
T'es plutôt douée pour ça.
Cheddar peynirli olan çok başarılı.
Ceux au cheddar sont plutôt forts.
Amfibyumların sayıca en çok ve en başarılı olanları ise ayaklarını korumuşlar ve belirgin şekilde geliştirmişlerdir.
Les plus nombreux et fructueux de tous les amphibiens cependant ont gardé leurs jambes et développé leur spectaculaire.
Başarısız ilişkiler, çabucak sinirlenmeye meyil, çok fazla alkol tüketimi.
Des relations ratées, une tendance à s'emporter, une propension à abuser de l'alcool.
Hunter'ın iPod'undaki hit-öngörü algoritması bir şarkının dönemin % 80'inin üzerinde ne kadar ticari başarılı olacağına çok dar bir aralıkta ilişki kuruyor.
L'algorithme prévisionnel de l'iPod indique, avec une marge d'erreur réduite, le succès que va avoir une chanson, dans 80 % des cas.
başarılı 32
çok beğendim 105
çok beklersin 34
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26
çok beğendim 105
çok beklersin 34
çok basit 507
çok bilmiş 34
çok bir şey değil 19
çok büyük 189
çok bitkinim 23
çok bencilsin 22
çok bekledin mi 26