English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çok büyük

Çok büyük translate French

14,196 parallel translation
Batmak için çok büyük ve batmanın anlamını bile bilmeyen.
Si gros qu'il est presque impossible à décrire.
Çok büyük hayranınızım.
Je suis un très grand fan.
Bu çok büyük bir baskı.
J'ai une grosse pression.
Çok büyük bir anlaşma olur.
Ce serait énorme.
Çok büyük bir şeye çok yakın hissetiyordum. Ancak bununla ilgili birşeyler yapmaya çok korktum.
J'étais si proche de quelque chose d'énorme... seulement j'avais trop peur pour faire quelque chose.
Bunu bana vererek çok büyük bir risk alıyorsun.
Vous prenez un très grand risque en me donnant ça.
Ayyaş silahın nereye saklandığını biliyorsa çok büyük bir olasılıkla Büyük Tehlike de biliyordu.
Si Twizz savait où était planqué le pistolet, il y a de fortes chances pour que Big Hazard l'ait su également.
Çok büyük miktarda paraları geri çeviriyordu.
Elle renonçait à une énorme somme d'argent.
Evet. Çok büyük bir film.
Oui, c'est un gros film.
Bence hayaletler konusunda çok büyük bir kusur var.
Pour moi, il y a un problème avec ces histoires.
Çok büyük bir bomba patlattın resmen Rachel.
T'as lâché une bombe, là, Rachel.
Anlamı çok büyük.
Moi aussi.
Ancak kayıtlara geçsin. Bence çok büyük bir Jar Jar Binks yapıyorsun.
Je veux que tu saches que je vais sauter le pas, je pense que tu fais une énorme Jar Jar Binks.
Çok büyük teselli gerçekten.
Oui, super consolation.
Feribotla bir bağlantısı olmalı aksi halde çok büyük bir tesadüf olur.
C'est pas une coïncidence. Il y a un lien avec le ferry.
Arkadaşım evler daha iyi satsın diye düzenlemeler yapıyor. ve bize çok büyük bir indirim yapacak.
Mon ami fait du "home staging" pour aider à mieux vendre, et on va avoir un énorme rabais.
Doktor, çok büyük gücü ve sayısız yüzü olan efsanevi bir varlıktır.
Le Docteur est un être de légende d'un pouvoir remarquable et d'un nombre infini de visages.
Ödülünün çok büyük olduğunu göreceksin.
Je pense que vous trouverez que la récompense est plutôt substantielle.
Kontrolünün ötesinde çok büyük bir olaya karışan normal bir insan gibiydi.
C'était juste une personne normale, qui avait été embarqué dans un truc tellement plus gros... un truc au-delà de son contrôle.
Risk çok büyük.
Le risque est bien trop grand.
Elde tutmanın riski çok büyük.
Le risque de la détenir est trop grand.
Şehirde birçok var ama çok büyük değiller. 1-3 metre arasında.
Il y en a plein dans la ville, mais pas très grand... 1 à 3 mètres.
Çok büyük bir hayal kırıklığına dönüşmeye başladın.
Vous devenez très décevant. On était prêts.
Bir profesyonel olarak söylüyorum. Onun bilim dünyasına verebileceği çok şey var... ve çok büyük bir potansiyele sahip.
En tant que professionnel, il peut apporter tellement à la science, et il a tellement de potentiel.
Şu an çok büyük bir hata -
Vous faites une grave erreur!
Çok büyük bir şey mi istedik?
Nous, on s'attendait à quoi?
Bunun için çok büyük bir bedel ödemelisin.
Sans que tu payes le prix le plus précieux.
Güzel, çünkü davada hizaya sokmam gerekenler çok büyük ;
Bien. Car vu les pointures que j'ai du aligner sur ça...
Makamınıza çok büyük saygım olsa da, korkarım ki bu şartlar altında hukuku uygulamanız pek de mümkün gözükmüyor.
Même si je tiens votre bureau en grande estime, je crains que, dans votre situation actuelle, vous n'êtes pas capable de faire respecter la loi.
- Çok büyük bir hata yapıyorsun.
Vous faites une grave erreur.
- Çok büyük bir hata yapıyorsun.
- Tu fais une grosse erreur.
Akşama bizimle ol. Yoksa en çok düşkün olduğun şeyin işini bitirmekten büyük zevk alırım. Sonra da seni bulur kalbinden aldığım ilk ısırığı görene kadar seni yaşatırım.
Venez avec nous ce soir, ou je me délecterais à tuer ce que vous avez de plus cher, puis je vous retrouverais et vous garderais en vie assez longtemps pour que vous puissiez me voir manger la première bouchée... de votre cœur.
Hadi kızlar havuz kenarında yanlarından sarkan büyük güneş şapkaları takalım ve ıslandıklarında çok fena kızalım.
On va porter de grands chapeaux à la piscine et se plaindre qu'ils soient mouillés.
O zamanlar ne büyük bir nimet olduğunu anlamasam da Sharon'ın beni evine alması hayatımın Alice'inkinden çok daha farklı bir yere gitmesine neden oldu.
Et je n'ai pas su apprécier à quel point c'était important à l'époque, mais le fait que Sharon me recueille, ça a peut-être fait la différence entre ce qui est arrivé à Alice et ce qui m'est arrivé à moi.
- Yeni oyuncağımı çok seviyorum. - Ama bu büyük araçla bile...
J'aime vraiment mon nouveau jouet, mais même avec la portée ahurissante de cette beauté...
- Çok hoş, ne kadar büyük bir kız.
Si mignonne.
Çok büyük bir hikaye.
Un énorme papier.
Bu çok büyük bir risk.
C'était trop dangereux.
- Bana çok büyük borcun var.
A charge de revanche.
Davenport'ta gizliliğe çok büyük önem veririz ama bu konudaki Altıncı His'siniz de fena değilmiş diyeyim.
On s'appelle "Les locataires futés"
Büyük riske girip, çok kayıp verdin.
Vous risquez beaucoup et avez beaucoup perdu.
ABD'nin korsan grubu fsociety dünyanın en büyük çok uluslu şirketine yaptığı başkaldırıdan bu yana sessizliğini korudu.
"demeurent silencieux depuis le bouleversement infligé " au plus grand conglomérat multinational du monde.
Biliyorsun büyük devlet, çok suç
C'est un grand état. Plein de crimes.
Bu çok daha büyük bir taştan çıkarılmış.
Cela a été découper dans une pierre beaucoup plus grande,
Ve beni buraya kadar takip etmen, birlikte bu işin içinde olmamız çok daha büyük bir planın parçası olduğumu doğruluyor.
Et le fait que vous m'ayez suivi jusqu'ici C'est que nous sommes tous les deux ici. Cela confirme juste que je suis Une partie d'un grand plan.
Çok fazla fedakarlık yapacak ve büyük özverilerde bulunacaksın.
Tu vas devoirs faire tellement de sacrifices et de compromis.
Tehdit bundan çok daha büyük.
La menace est plus grande que ça.
Biraz büyük olsan, seni vurmak çok daha kolay olurdu.
Tu sais ce serait beaucoup plus facile de t'avoir si tu étais plus grand.
Ve evet, bu çok büyük para.
Et bien sûr, c'est...
Biliyor musunuz, o Deprem Yaratan onun dediğinden çok daha büyük.
Où est Varek? Tu sais, le Devastair était bien plus gros que ce qu'il a dit.
Pekâlâ, tek yapacağımız şey anlaşmaya çalışmak olursa başı çok daha büyük derde girecek.
Si l'on ne fait pas autre chose que de trouver un accord, elle a bien plus que des ennuis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]