Çünkü onlar translate French
4,437 parallel translation
Planlarını gizlemeye çalışmayı bırak, çünkü onların ne olduğunu biliyorum.
Arrête de cacher tes plans, parce que je sais ce qu'il en ai.
Çünkü onlar tam burada
"parce qu'ils sont ici,"
Bennigans'tan daha az yumurta var içimde çünkü onlar kahvaltı servis etmiyorlar!
Il me reste moins d'oeufs à l'intérieur que chez Bennigan ( chaîne de restos ) parce qu'ils ne servent pas de p tit dej!
Çünkü onlar oldum.
Je suis l'un des leurs.
Çünkü onlar benim kızım değil.
Ce ne sont pas les miennes.
Her öğrenci kopya çekmeyeceğine yemin edip, kopya çekenleri söylerse kimse sistemi bozamaz çünkü onlar sistem olur.
Si tous les élèves s'engagent à ne pas tricher, et à dénoncer les tricheurs, ils ne frauderont pas le système parce qu'ils seront le système.
Kefalet verdin çünkü onlar umurunda değildi ve bu şahsi bir dava.
Non tu as fixé des cautions car tu n'en a rien à foutre de ces gars, alors que là, c'est personnel.
Çünkü onlar standart ya da iyi beğenileri de umursamıyorlar.
Ou tout autre exemple de bon goût.
Biliyorum, çünkü onların yerini söyleyen kişi bendim.
C'est moi qui les ai dénoncés.
Bu işin yapılma şeklinden rahatsız olduysan çok çekici göründüğün modacı elbiselerine dönüp bir bakmanı öneririm çünkü onlar bu şirketin yaptığı kirli işlerle satın alındı.
des meurtriers, Donna. Si tu es si consternée par la façon dont les affaires se font, puis-je te suggérer de retourner tes vêtements qui te rendent si ravissante, parce qu'ils sont payés par le sale boulot de ce cabinet.
Ethan benim evimde bir metan patlamasında öldü çünkü onlar onun ben olduğumu sandılar.
Ethan est mort dans l'explosion de ma maison parce qu'ils pensaient qu'il était moi.
Tekrar ve tekrar ve tekrar... Çünkü onların lanetlenmesi senin suçun...
Encore et encore, car c'est ta faute si elles sont maudites.
Çünkü onlar "açıkça" kötüydü.
Parce qu'ils étaient évidemment mauvaise.
Benim 3 rekor sahibi olup çoğu kişinin hiç rekoru olmamasının sebebi çünkü onları elde etmek için çok uğraştım.
C'était ce moment où j'ai acquis trois records du monde Quand la majorité n'en a aucun. Mais...
- Tek yol bu... Çünkü onların hayatımıza devam ettiğimizi sanmasını istiyorum ama aslında onların müşterilerinin peşinde olacağız.
Parce que j'ai besoin qu'ils pensent que nous allons de l'avant, alors qu'en fait, on poursuit leurs clients.
Çünkü sahneye çıkınca herkes onları görecek ve rezalet görünüyor.
Parce que tu seras sur scène, et que tout le monde les verra, et ça fait ridicule.
Çünkü inan bana hayattaki en güzel şeyler onlar.
Parce que, crois-moi, celles-là... sont les meilleures choses dans la vie.
Çünkü Michael Westen'a ulaşmamı sağlayamazsan geriye kalan tek soru onlar beni öldüremeden benim kaç kişiyi öldüreceğim. Sana şu kadarını söyleyeyim.
Parce que si tu ne peux pas me mettre en contact avec Michael Westen, le seule question qui reste est, combien de cadavres je peux laisser avant qu'ils me descendent, et je vais te le dire.
Çünkü eğer onları önce ben bulursam onları çıplak ellerimle parçalarına ayırırım.
Parce que si je le trouve en premier, je vais le déchiqueter à mains nues.
Çünkü ben anca onları çekerim!
Parce que je suis un aimant pour ceux là.
Onlar ne demektir, iyi görünümlü ya da 'Önemli değil çünkü.
Ils n'auront pas l'air bien portant ou non, car ça n'a pas d'importance.
Çünkü yoksa gidip onları öldürmem gerekecek.
Parce que de cette façon, je n'aurais pas à y aller et à les tuer.
Onlar bize çok yardımcı oldu çünkü.
Parce qu'ils ont été d'une grande aide pour nous.
İnsanlar korkudan titriyor, çünkü ben güçlüyüm. Onları korkutacak kadar güçlüyüm.
Les gens ont peur parce que je peux être effrayant.
Tam da o olay olduktan sonra, çünkü Onlar bir şekilde onu yargılamaya mecburdular...
En fait, juste après que ça soit arrivé, parce que, vous savez, ils ont du littéralement le traîner au tribunal et tout ça...
Bu başka şey onları çok korkutacak çünkü belki buna sahip değiller.
Et cette autre chose va leur flanquer la frousse, de crainte qu'ils ne l'aient pas.
- Onların babası çünkü.
- Quoi? - C'est leur père.
Bir ajan olarak beklediğiniz anlar bunlardır. Çünkü size ne kadar yakın olurlarsa onları mahvetmeye o kadar yakın olursunuz.
Ce sont les moments que vous attendez en tant qu'espion car plus proches ils sont, plus proche vous êtes de les détruire.
Onlar için değerli olduğunu da biliyoruz çünkü ona ulaşabilmek için bir sürü polis öldürmeye niyetliydiler.
Et on sait que ça a de la valeur puisqu'ils étaient prêt à tuer beaucoup de policiers pour l'avoir.
Onları attım çünkü annemin ayakkabılarıydı. Ayak izinin ona ait olduğunun düşünülmesini istemedim.
Je l'ai ai jetées parce que c'était celle de ma mère et je ne voulais pas qu'on croit que c'était ses empreintes.
Onları öyle sert emin ki ağzınızdan nefes bile alamayın. Sadece burnunuzdan nefes alın ama bunu yapmak çok zor olsa gerek. Çünkü benim koca yarrağım tıkanmanıza sebep olacak.
Me les sucer si fort que vous pourrez plus respirer que par le nez, mais ce sera pas facile, parce que ma grosse bite le bouchera.
Onları yeterince uzun pişirdiğimizden emin olmalıydık, çünkü kimsenin hastalanmasını istemediğimi biliyorum.
Donc on avait besoin de s'assurer qu'on les avait cuit assez longtemps Je veux pas que quelqu'un tombe malade.
Ne söyleyeceğimi bile bilmiyorsun. Söyleyeceğin altı şeyi biliyorum ve onları söylemeyeceksin çünkü söylediğim gibi Rachel bu adamı sorguya çekmeni istemiyor.
Je sais les six prochaines choses que tu vas dire, et tu ne vas pas les dire, parce que je t'ai dit, que Rachel ne veut pas que tu questionnes ce pauvre jeune homme.
Onları aradım çünkü sen bir şey yapmıyordun, Harvey.
Je les ai appelé parce que tu ne faisais rien.
Hayır, onları öldürdüm çünkü müvekkiliniz bunu için para verdi.
Non, j'ai tué ces gens parce que j'étais payé par votre client.
Lockheed'den hisse senedi almak için su an iyi bir zaman çünkü iHA'larin ateslediği Hellfire füzesini onlar üretiyor.
Voilà... Lockheed est une bonne affaire pour le moment parce qu'ils font le missile Hellfire, qui est tiré d'un drone Predator.
- Çünkü iHA füzelerini onlar yapiyor.
- Oui, parce qu'ils font des missiles pour des drones.
Çünkü bunlar vücudumuzu parçalayıp, onları kötü tıp için kullanacaklar.
Car ils vont les découper et les utiliser pour leur magie noire.
Şimdi, biraz dinlen çünkü içinde bana açıklayacağın bir çok şeytan var, ve ben onları kazıp çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
Maintenant, tu te reposes parce qu'il est clair pour moi Il y a plus de démons en toi, et je ferai tout ce qu'il est nécessaire pour les faire sortir
Çünkü orada bir şey varsa onları savuşturur.
S'il y a quelque chose dehors ça les fera fuir.
Onlar iki silahlı elemanla içerdeler çünkü Sam onları vurmamamı söylemişti.
Ils sont à l'intérieur de la maison avec 2 gardes armés parce que Sam m'a dit de ne pas leur tirer dessus.
Çünkü uzun zamandır kaçabileceklerini düşünüyorlar. Onların işbirlikçilerini orada yakalayabiliriz.
- Tant qu'ils pensent pouvoir s'échapper, on débusquera les complices de l'extérieur.
Eşimi onlar boyadı kırmızıya çünkü yeteri kadar kırmızı değildi.. .. çünkü yeteri kadar Kızılderili değildi, çünkü zenci bir kadın seçmişti.
Ils l'ont peint en rouge parce qu'il ne l'était pas assez, parce qu'il n'était pas assez Indien, parce qu'il a choisi une femme noire.
Çünkü cadımız onları gömmeyi kafaya koymuş ve senin çiçeği burnunda anne de ruhani görevler peşinde. Ben de onu güvende tutarak Elijah'a verdiğim sözü yerine getiriyorum.
La sorcière est en mission enterrement, ta louve est en quête spirituelle, et j'essaie de la protéger, comme promis.
Bu bir seçenek değil çünkü biz onları önermiyoruz.
Ce n'est pas une possibilité, puisque nous ne les proposons pas.
Çünkü her şeye rağmen onlar senin ailen.
Parce que, malgré tout, ils sont ta famille.
Senden fotoğrafını çekmni istiyor çünkü böylece onu deektiflere verebilirsin ve onlar da olayı soruşturabilir!
Il a besoin de prendre une photo de l'adresse pour qu'on puisse la donner aux détectives pour qu'ils puissent le questionner, nigaud!
Seni dava ediyorlar çünkü anestezi altındayken onları taciz ettin.
Ils te font un procès pour les avoir tripotés quand ils étaient sous anesthésie.
Hetty için endişelenmeyi bırak, çünkü o arabayı kullanmazsan, onlar bir şeyden şüphelenecekler.
Tu dois cesser de s'inquiéter à propos Hetty, Parce que si tu ne conduis pas cette voiture, ils vont penser que quelque chose ne va pas.
O zaman git onunla konuş ve o kaltağa geri basmasını söyle. Çünkü pençelerim var ve onları kullanmaktan çekinmem.
Alors, va lui parler, et dis à cette garce de faire marche arrière, parce que j'ai des griffes et je n'hésiterai pas à m'en servir.
- Onlar gibi değilim çünkü.
Je ne suis pas comme eux.
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onları tanımıyorum 26
onları gördüm 114
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21