Çünkü onu seviyorum translate French
204 parallel translation
Lem ile evlendim çünkü onu seviyorum.
J'ai épousé Lem parce que je — je l'aime. "
Çünkü onu seviyorum.
Et moi, tu ne me trouves pas sympathique?
Görebiliyorum, çünkü onu seviyorum.
Je lis en lui parce que je l'aime.
"Çünkü onu seviyorum" dedi.
" Parce que je l'aime.
Olabilirim çünkü onu seviyorum.
- Oui, parce que je l'aime.
Edeceğim çünkü onu seviyorum.
Je l'aiderai parce que je l'aime.
# Kız bir inci Kalbim mahzun çünkü onu seviyorum #
La fiancée est une perle Mon coeur est lourd car je l'aime
Çünkü onu seviyorum, Majesteleri.
Parce que je l'aime, Votre Majesté.
Onu istiyorum çünkü onu seviyorum.
Je la veux parce que je l'aime.
Niçin bu serseri adamla muhatap oluyorsun? Çünkü onu seviyorum.
Je l'aime.
Fakat gitmesine müsaade etme, çünkü onu seviyorum.
Mais le fais pas fuir, je l'aime.
Pablo'ya ait ne varsa sahip olmaliyim çünkü onu seviyorum.
Je veux posséder tout ce que Pablo a eu.
Onunla evlendim çünkü onu seviyorum.
Je l'ai épousée parce que je l'aime.
"Çünkü onu seviyorum."
"Parce que je l'aime."
Çünkü onu seviyorum.
Parce que je l'aime.
Çünkü onu seviyorum.
Je l'aime.
- Çünkü onu seviyorum.
Je l'aime. Tu quoi?
ve ben buna son vereceğim, çünkü onu seviyorum
Je l'endormirai, parce que je l'aime.
Dr. Stelton'a göre de değil. Çünkü onu seviyorum.
Parce que je l'aime, bien sûr.
- Çünkü onu seviyorum.
Parce que je l'aime.
Shemeikka ile gidiyorum, çünkü onu seviyorum.
Je pars avec Shemeikka, car je l'aime. J'ai le cœur serré, et j'étouffe ici.
- Onu incitmek istemiyorum, çünkü onu seviyorum.
Et je ne veux pas la blesser, je l'aime.
- Çünkü onu seviyorum. Oun sevdiğini biliyorum.
- Parce que je l'aime.
Onu seviyorum çünkü nasıl öpüşüleceğini bile bilmiyor, ahmak.
Je l'aime parce qu'il ne sait pas embrasser, cet idiot.
- Keşke öyle olsa, Walter. Çünkü onu hala seviyorum.
Je voudrais le croire, parce que je l'aime toujours.
Onu seviyorum çünkü çok güzel ve güçlü.
Que fais-tu? Pourquoi priver ainsi frère Feu?
Onu seviyorum çünkü birbirimize vurup incitmiş olsak da birlikte paylaştığımız onca mutluluk onca keyifli hatıralarımız var.
Je l'aime pour nos batailles, nos blessures, mais aussi pour la jouissance de nos nuits.
Bir aralar bunu yapmayı düşündüm ama vazgeçtim çünkü onu tekmelemeyi çok seviyorum. Çünkü sesi çıkmıyor!
Oui... je le ferai un de ces jours, j'adore lui donner des coups, je n'ai qu'elle à battre.
Ramses beni kollarına her aldığında onu değil, seni lanetledim, çünkü seni seviyorum.
Chaque fois que Ramsès m'a prise dans ses bras, je t'ai maudit toi, pas lui parce que je t'aime.
Onu hâlâ seviyorum ama bunu atlatacağım. Atlatmak zorundayım çünkü gerçeği gördüm. Beni nasıl kandırdığını gördüm sen böyle çabalarken.
Je l'aime encore, mais ça passera parce que j'ai compris combien il m'a trompée.
Çünkü, onu seviyorum.
Je vais gagner. Parce que je l'aime.
Çünkü onu o kadar çok seviyorum ki ne söylersen yaparım, Tanrım. " Ve ona inanmıyorum bile.
"je l'aime tant, je ferai ce que vous voudrez."
Çünkü, onu gerçekten çok seviyorum.
Car je l'aime vraiment beaucoup.
- Neden? - Çünkü onu seviyorum.
I love him.
Çünkü, Kraliçem, onu seviyorum!
Parce que moi, la Reine, je l'aime.
Onu seviyorum, çünkü teknelerden hoşlanıyor.
Oui, bien, je l'aime parcequ'elle n'a pas mal au coeur en bateau.
Çünkü o benim çocuğum ve onu seviyorum.
Parce que c'est mon fils... et que je l'aime.
Anneni seviyorum, çünkü... onu seviyorum.
J'aime ta mère, parce que...
Çünkü, ben onu seviyorum. O benim için, dünyadaki en değerli insan ve ben hiç kimsenin onu üzmesine ve incitmesine izin veremem.
Parce que je l'aime ll est ce que j'ai de plus cher au monde
Onu buraya getirebilmek için her kuruşu biriktirdim. Çünkü onu çok seviyorum.
Je me suis saigné pour elle parce que je l'aime.
Onu seviyorum, çünkü harika Ve mükemmel biri. Hep eziliyor, ama yine de mücadeleyi elden bırakmıyor.
Elle était paumée et glamour, une perdante qui s'accrochait dur.
- Çünkü onu seviyorum.
- Oui!
Çünkü... onu seviyorum.
Une lumière romantique fournie par mes soins.
Çünkü o... o benim en iyi arkadaşım... ve onu seviyorum.
Parce que... Elle est la meilleure amie que j'aie jamais eue... et je l'aime.
Onu kendim boğacağım. Çünkü tiyatroyu seviyorum.
Je l'étranglerai à mains nues, car j'adore le théâtre.
Sen ne istiyorsan ben de onu alırım... çünkü seni çok seviyorum.
Prends ce que tu veux. Parce que je t'aime tant.
Çünkü o harika bir çocuk ve onu seviyorum.
Elle est merveilleuse et je l'aime.
Onu seviyorum. Çünkü kalbimde atıyor.
Je chéris le sien car il bat en moi.
Çünkü o beni seviyor, ben de onu seviyorum.
Parce qu'il m'aime et je l'aime.
Onu elimde tutmayı seviyorum çünkü biliyorum ki bir yerlerde sen de aynı şeyi yapıyorsun.
J'aime l'avoir dans la main... parce que je sais que tu en tiens sans doute une aussi.
Çünkü onu gerçekten çok seviyorum anlıyorsun, değil mi?
Je l'aime vraiment, tu sais.
onu seviyorum 468
seviyorum 294
seviyorum seni 25
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü istemiyorum 17
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
seviyorum 294
seviyorum seni 25
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü istemiyorum 17
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125