English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çıl

Çıl translate French

323,681 parallel translation
Tatil mevsimi... Şemsiyeler açılır, temiz havlular gün yüzüne çıkar ve ışıltılı havuz hazırlanır.
Les beaux jours... quand les parasols s'ouvrent, les serviettes propres s'étendent, et la piscine scintillante attend.
Havalimanı açılır açılmaz, sizi buradan çıkaracağız. Tamam, ne zaman olacak?
Dès que les aéroports auront rouvert.
Bana böyle mi karşılık veriyorsun?
Et c'est comme ça que tu me remercies?
Sonra, Kurtarıcı ölünce... kılıç vazifesini yapacak ve... beni bu hapishaneden çıkaracak.
Ensuite, quand La Sauveuse mourra, l'épée devra faire ce qu'elle a à faire... me libérer de cette prison.
Belle, onun iyi olduğuna inanmak istediğini biliyorum... ama dediğin gibi, kötü doğulmaz, kötü olunur... ve Kara Peri onun tam da öyle olmasını sağladı.
Belle, je sais que tu veux croire ce qu'il y a de meilleur en lui, mais comme tu l'as dit... Le mal n'est pas né, il est crée, et c'est exactement ce que la Fée Noire lui a fait.
- Lena, bu babanın arkadaşı, Lucy.
- Lena, c'est Lucy, l'amie de Papa.
Şimdi oradan ayrılırsan sınırda sıkıntı çıkmaz.
Si tu pars maintenant, pas de soucis à la frontière.
- İşte bu yüzden aldım burayı.
- C'est l'esprit que je veux garder.
Katlanabildiğin şeylerin ötesinde yargılanmana izin vermez ama sınavla birlikte bir çıkış yolu da verir ki, katlanabilesin diye.
Il ne vous laissera pas être jugé au-delà de ce que vous pouvez supporter mais le procès fournira également un point de sortie, pour que l'on soit capable de l'endurer.
Nasıl yani?
C'est à dire?
Bize aile dediğin günler geride kaldı.
C'était l'époque où on était encore une famille.
Nasıl oldu o iş?
Comment c'est possible?
Bir adım atması gerekiyordu, tam da vaktiydi.
Elle a passé l'âge, c'était l'heure.
Sanırım biraz nakite ihtiyacı var ve bu yüzden korkarım, bulunmaması gereken bir yerde şu şeyi elden çıkaracak.
J'ai l'impression qu'il a besoin d'argent, et j'ai peur qu'il ne balance ce truc quelque part où il ne devrait pas.
Herkes durup küçük cılız sarışın kıza bakardı.
Tout le monde s'arrêtait et regardait la pauvre petite blonde.
Neden oradan ayrılıp Guam'a gittiğini biliyorum.
Je sais que c'est pour ça qu'il est parti à Guam.
Chuck Burd'ın programına konuk olan adam.
C'est le gars que vous avez entendu sur l'émission de Chuck Burd.
Şimdi, ben diğer işlerle ilgilenmek için ayrılırken Don E buradaki adamım olacak.
Maintenant, quand je me dirige sur d'autres affaires Don E. là c'est mon gars.
Ravi'nin tarifinden iki kat daha uzun süre oldu.
C'est deux fois plus long que la recette de Ravi l'exige.
Sen yedikten sonra yani.
C'est après que tu l'aies mangé.
Bir zombiyi yakalayacak, aç bırakacak, canlı yayına çıkaracak ve tüm dünyaya bir canavara dönüşmesini göstereceğim.
Capturer un zombie. L'affamer, le diffuser en direct et laisser au le monde entier voir ce qu'il devient.
Ellerinden elektrik çıkıyor ve Brangelina'yı vuruyor.
L'électricité sort de ses mains et frappe Brangelina.
Uzun kılıcımı savururum.
Je brandis ma longue épée.
AsıI mesele iniş yapmak.
L'atterrissage, c'est ce qui est compliqué.
Neyse ki biz altı kişiyiz.
C'est bien que l'on soit six alors.
Ama elimizdeki tek şey bu.
Mais c'est tout ce que l'on a.
Biz doğru olanı yapıyoruz.
Ce que l'on fait, c'est bien.
Dün kız kardeşimin doğum günüydü.
Hier, c'était l'anniversaire de ma soeur.
Bu tartışılır.
C'est discutable.
Şarap için ne zaman yeterince büyüyeceğimizi gördük.
C'est une conversation que l'on aura quand on sera assez grands pour boire du vin.
Anlayacağın Blake, hastanenin hatasıydı çünkü annene vermeleri gereken odayı bana vermişler.
Tu comprends Blake, c'était la faute de l'hôpital. C'est eux qui m'ont donné la chambre que ta mère devait avoir.
Bence asıl sevdiği şey senin hatıra Kraliyet Ailesi tabağındı.
Je crois que ce qu'il aimait vraiment c'était ton assiette avec la photo de la famille royale.
Trajedinin hep Brick'in ilk ayını bizsiz geçirmiş olması olduğunu düşünürdüm ama artık bizle geçirdiği 14 yıl olduğunu düşünmeye başladım.
Je pensais que la tragédie c'était de ne pas avoir eu Brick pendant le premier mois de sa vie mais je commence à penser qu'en fait, c'est de l'avoir eu ces 14 dernières années.
Bunu düşündüm ve onlar aslında biraz sıkıcı.
J'y ai pensé mais en fait ils ont l'air ennuyeux.
Elimizdeki tek şey inanç ve aile...
♪ La famille et la foi c'est tout ce que l'on a ♪
- Hayır, çıkarma.
Non, ne l'enlève pas!
Sıcak, pH seviyesi güzel, parlak mavi renkte ve tüm hayvanlar çıkartıldı.
L'eau est chaude, le pH est bon, l'eau est bien bleue, et tous les animaux sont partis.
Öyle büyümüş görünüyorsun ki artık sana dokunmama izin vermiyorsun.
C'est juste que tu as l'air tellement adulte, et tu ne me laisses plus te toucher.
Çocukluğunuzu bırakmak zordur ama bir başkasının havuzunuzu sizin kadar sevdiğini bilmek güzel bir huzur verir.
C'est difficile de vous détacher de votre enfance, mais c'est rassurant de savoir que quelqu'un d'autre va aimer votre piscine autant que vous l'aimiez.
Bardan para kazanmaya çalıştığımı biliyorsun, değil mi?
Tu sais que mon but c'est de gagner de l'argent avec ce bar, pas vrai?
- Evlerimden bir tanesi.
C'est l'un d'entre eux.
Tabii ki olmaz çünkü Janice Brown benim.
Bien sûr que ça l'est, parce que Janice Browne, c'est moi.
Tek istedikleri aksiyondu.
Tout ce qu'ils voulaient, c'était de l'action.
Bu nasıl bir soru?
C'est quoi comme question ça?
Yani sinüs, hipotenüsün zıt tarafıdır. 4'ün...
Le sinus est le côté opposé de l'hypoténuse. C'est seulement 4 au dessus de..
Sanırım Pope ve Craig'in içine girip girmeyeceğini görmek için beklemek zorundasın çünkü Baz senin gerçek oğlun değil ki bu da onu daha az ilginç kılıyor.
Je pense qu'il va falloir voir avec Pope et Craig parce que, tu sais, Baz est pas ton vrai fils, donc c'est moins intéressant.
- Çünkü olayı bu.
- Car c'est de ça que l'on parle.
Büyük ihtimalle boş çıkacak.
L'enquête risque de rien donner.
Onu şu an... hastaneye götürüyorlar. Birkaç saate çıkmış olurlar. Ne zaman eve gidebiliriz?
Il va passer quelques heures à l'hôpital.
Bu kötü ve...
C'était l'horreur.
O zaman son çıkan göt nasıl yeleği detone etti? Onu beyninden vurdum.
Comment le dernier a activé le gilet?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]