Önemli olan bu translate French
2,539 parallel translation
Önemli olan, görevi tamamlamak için bana ihtiyacın var mı? Önemli olan bu.
Tu dois simplement déterminer si je peux t'être utile.
Son birkaç yılda başına gelenler tam bir trajediydi ama önemli olan bu değildi.
Ce qu'il est devenu est regrettable, mais là n'est pas le sujet.
Bazen kendimiz hakkında sürpriz şeyler duyarız. Ve önemli olan bu sürprizi nasıl karşılayacağımızdır.
Parfois, on se découvre des choses surprenantes, mais c'est ce qu'on en fait qui compte.
Önemli olan bu değil. Onun kalbi incindi ve hemen iyileştirilmeli.
Ce n'est pas important tout de suite. alors je vais d'abord la guérir.
Şu an önemli olan bu değil.
Ce n'est pas ça qui est important maintenant!
O değildi. Önemli olan bu.
Qu'est-ce que ça change?
En azından yazıyorsun, önemli olan bu.
Au moins, tu écris. C'est l'essentiel.
Hala hayattayız, önemli olan bu.
On est vivants, c'est l'essentiel.
Nasıl oluyor da beni görebiliyorsun? Önemli olan bu değil.
- Comment pouvez-vous me voir?
Önemli olan bu değil. Ama bu orada kapımızı altı ay daha açık tutmaya yetecektir.
Et ça pourrait permettre de garder les portes ouvertes 6 mois de plus.
Şu an önemli olan bu.
Il n'y a que cela qui compte aujourd'hui.
Bu oyunda önemli olan kendinizi kurtarmak değil.
Le plus important, dans ce jeu, c'est pas réussir dans son coin.
Önemli olan da bu.
C'est le plus important.
Seni seviyorum ve önemli olan tek şey bu.
Je t'aime, et c'est tout pour moi.
Önemli olan bu kısımdı.
C'était l'idée.
Sana bir özür borçluyum. Kimse yaralanmadı, önemli olan bu.
Il y a eu aucun blessé.
Beni gecenin bu saatinde görmeni gerektirecek kadar önemli olan ne, anlamadım.
Qu'y a-t-il de si important pour que vous vouliez me voir si tard?
Önemli olan tek güç bu yani.
C'est le seul pouvoir qui compte.
Geri döndün ya önemli olan bu.
Tu es revenu, c'est le principal.
Önemli olan bu davalar üzerinde çalışırken iyiyim tamam mı?
Je suis douée pour élucider ces affaires.
Bu kadar önemli olan neymiş?
Qu'est-ce qu'il y avait de si important?
Önemli olan da bu, değil mi, Hank?
C'est important.
Ama önemli olan kazandığın bu zafer değil.
Mais t'as pas réussi le plus important.
Sevdiğini düşünüyorsun ve önemli olan da bu.
Tu en es persuadé, et c'est tout ce qui compte.
Patolog için önemli olan işte bu.
Voilà ce qui est important pour cette pathologiste.
Bu kadar önemli olan nedir?
Qu'est-ce qui était si important?
- Önemli olan da bu.
C'est tout ce qui compte.
Seni seviyordu. Şimdiyse evinde ve önemli olan tek şey bu.
Il t'aimait, et il est chez lui.
- Tek önemli olan bu.
- Ça n'a pas d'importance.
Ama Newley'i gördükten sonra... Zaten önemsediğim biriyleyim ve önemli olan da bu, değil mi?
Mais tu sais en voyant Newley, j'ai réalisé que j'étais déjà avec quelqu'un à laquelle je tiens et c'est ce qui compte, vrai?
Önemli olan şey, bu toprakları daha ileriye taşıyabilmek için ne yapabileceğindir.
Le Tanai Luck doit donc savoir se défendre à mains nues, grâce à la force de son corps.
Önemli olan da bu.
C'est tout ce qui compte.
Bu yüzden önemli olan Fabian Kohl ile Diwan'ı aradan çıkarmak.
C'est pourquoi nous devons maintenir Fabian Kohl et Diwan en dehors du tableau.
Çünkü bu mükemmel zafer,... diğer taraf için de aynı şekilde gerekliydi... Mükemmel, bir şekilde önemli ve asil olan her şey böylesi bir savaştan kaçınmalı.
Parce que, pour cette parfaite victoire, il tait galement essentiel que de l'autre c t ... tout ce qui est excellent et d'une certaine fa on grandiose et noble, ne devait pas se livrer aucun genre de combat.
Mükemmel, önemli ve asil olanın ise bu doğruyu en başından beri anlayıp kabul etmesi gerekiyordu.
Et les excellents, les grandioses et les nobles... ont d comprendre et accepter cela, d s le d but.
Bu senin için önemli, ama önemli olan tek şey bu değil.
Cela est important, mais ce n'est pas la seule chose qui importe.
Bu dünyadaki gerçekten önemli olan tek şeyi.
La seule chose qui compte au monde.
Önemli olan tek şey de bu.
Rien d'autre ne compte.
Önemli olan bu.
C'est ça, la question.
Birbirinizi seviyorsunuz, ve önemli olan da bu.
Vous vous aimez tous les deux, c'est tout ce qui importe.
Önemli olan tek şey bu, Valerie.
C'est l'essentiel.
Neymiş bu kadar önemli olan?
Qu'est-ce qui est si important?
Önemli olan şey bu, her şey buna değecek.
Y'a que ça qui est important. Y'a que ça qui compte.
Benim için bir tek sen varsın önemli olan da bu.
Tu es la seule pour moi, La seule qui ait toujours compté.
Önemli olan da bu değil mi?
C'est l'essentiel, n'est-ce pas?
Nedir bu kadar önemli olan?
- Quelle est l'urgence?
Bu, sizin ölümünüzden beri buralarda olacak olan en önemli şey.
C'est la chose la plus importante qui se soit passée ici depuis... Eh bien, depuis ton décès.
Kimsenin konuştuğu yok, ve iğrenç, ve garip, neyse senin Luke'n var. Bu da tek önemli olan şey.
Personne n'en parle, c'est crade et bizarre, et tu as Luke, c'est tout ce qui compte.
- 2 kişi fazla olmak pek de önemli sayılmaz. - Tek ihtiyacımız olan bu.
Il n'y a pas assez de place pour deux.
Ne var biliyor musun? Bu aşamada önemli olan şey bu bilgilerin doğru olup olmadığı.
La chose la plus importante est de savoir si ces informations sont vraies.
Önemli olan Ramsy'nin güvende olması, bu her şeye değer.
Ramsy est sain et sauf, c'est ce qui compte.
önemli olan bu değil 23
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
olan bu 81
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
önemli olan 207
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
olan bu 81
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93