Öğrendim translate French
8,680 parallel translation
En iyisinden öğrendim.
J'ai appris du meilleur.
Böyle aniden söylediğim için kusura bakma dostum ama kötü bir şeyin kurt sürüsü gibi etrafını sardığını güvenilir bir kaynaktan öğrendim. Burada oturup saldırmasını bekleyecek değilim.
Désolé de te tomber dessus ainsi, mon pote, mais je sais de source sûre qu'une chose surnaturelle rôde dans les parages comme une meute de loups, et je ne vais pas attendre qu'elle attaque.
Abigail Adams'dan öğrendim.
Mais de Abigail Adams.
Şimdi öğrendim.
Maintenant je sais.
İşte o zamandan beri bir kişinin nedenlerini bilmenin en az satmaya çalıştığı yalanları bilmek kadar gerekli olduğunu öğrendim.
J'ai appris que de découvrir ses motivations est plus important que de découvrir les mensonges qu'il est prêt à me vendre.
Daha bu sabah öğrendim ama öğrenir öğrenmez beraber olabilmemiz için bir plan yaptım.
Eh bien, je l'ai découvert un peu plus tôt ce matin, et aussitôt, j'ai mis en place un plan pour qu'on se retrouve.
Öğrendim ki insanlar, bağlantılarından yakın oldukları kişilerden ve önemsedikleri şeylerden ibarettir.
J'ai appris que les personnes ont leurs relations, de qui ils sont proches, à quoi ils tiennent.
O 20 yılda öğrendim ki yaptığımız şeylerin ve kayıplarımızın karşılığı yeterince verilmiyor.
Pendant ces deux décennies, j'ai appris que pour ce qu'on fait et ce qu'on perd, on ne reçoit pas de compensation correcte.
Christy'nin hamile olduğunu böyle öğrendim.
C'est comme ça que j'ai appris que Christy était enceinte.
- Senden öğrendim.
C'est toi qui m'as appris.
- Ben de senden çok şey öğrendim.
J'ai beaucoup appris avec toi, aussi.
Bu gece bir şeyler öğrendim.
J'ai appris quelque chose ce soir.
Hey, Mike, bir şeyler öğrendim bu gece.
Hey, Mike, j'ai appris quelque chose aujourd'hui.
Ya katı ya da adil olma seçeneğiyle karşılaşıldığı zaman, katı olmanın getirdiği yararın genellikle daha büyük olduğunu öğrendim.
Quand je suis confronté au choix d'être ferme ou juste, je m'aperçois que c'est la fermeté qui paie le plus.
Kuralları aleyhime çevirmeyi öğrendim. Ayrıca kuralları değiştirebilen biri daha var.
J'ai appris que les règles s'appliquent à moi, mais aussi que quelqu'un peut changer ces règles.
Bu arada, dün Shaq'ın gerçekten alışveriş merkezinde olmadığını öğrendim.
Au fait, c'était pas Shaq hier.
Virüsün hava yoluyla bulaştığını öyle öğrendim.
Je sais que la transmission est aérienne.
Sıçayım! Yanlışlıkla öğrendim!
J'ai appris quelque chose accidentellement!
Yemek yapmayı da öğrendim.
Je sais cuisiner aussi.
Sonra burada olacağını öğrendim ve bir anda Leda'dan ayrılış maaşını harcamak istediğimi anladım.
J'ai su que vous seriez ici ce soir, tout à coup, j'ai su comment j'allais dépenser mes indemnités de licenciement.
İki laf yaptık, antik İspanyol pesoları sattığını öğrendim.
J'ai blablaté, appris qu'elle vend des pesos espagnols antiques.
Ronnie'nin onu göreceğini öğrendim.
J'ai découvert que Ronnie allait la retrouver.
Sonra öğrendim ki Ronnie'nin tedarikçisi oymuş.
Je me suis aperçu que c'était elle qui fournissait Ronnie.
Yeni öğrendim ve şok oldum.
Je viens de l'apprendre, et c'est un tel choc.
Binlerce bez değiştirdim, kendi kendime yemek yapmayı öğrendim.
Je l'ai changé un millier de couches, je me suis appris à cuisiner,
Sanırım Anna Kate'ten öğrenebileceklerimi öğrendim.
Je pense que j'ai fait tout ce que je pouvais pour Anna Kate.
... olduğunu öğrendim. Bize hepsinin üzerinden büyük bir resim verir, bilirsin.
Ça donne une bonne vue d'ensemble.
Ama arkadaşlarımı önemsemeyi de ondan öğrendim.
Et pourtant... Prendre soin de ses amis c'est précisément ce que j'ai appris d'elle.
Gereksinimlerim için tamamen kendime bel bağlamayı çok küçük yaşta öğrendim, tıpkı senin gibi.
J'en suis venu à compter seulement sur moi-même très jeune, un peu comme toi.
Ben de bunu büyük bir Jedi'dan öğrendim.
Je l'ai appris d'un grand Jedi, moi aussi.
Bu... buraya nasıl geleceğimi öyle öğrendim.
C'est comme ça que j'ai su que vous étiez ici.
Ben de yeni öğrendim.
Je viens juste de le découvrir.
Olayı biraz araştırdım da işe gitmediği 2 gün boyunca Tremaine Hotel'e gittiği öğrendim.
J'ai fait quelques recherches, et il s'avère qu'elle est allée à l'hôtel Tremaine durant les deux jours où elle était en congé.
- İkinizin dün operada bir araya geldiğinizi öğrendim.
J'ai compris que vous deux vous - étiez vu à l'opéra la nuit dernière.
Annie ve Abed'in beni ailemle aldattığını öğrendim az önce.
Je viens de réaliser qu'Annie et Abed m'ont trompés avec mes parents.
Tabii ki öğrendim Herschel.
Eh bien, bien sûr je l'ai découvert, Herschel.
İşi uzmanından öğrendim.
Oh, je scolarisé au niveau du genou du maître.
En iyisinden öğrendim.
J'ai appris des meilleurs.
Dikenlerimi kontrol etmeyi öğrendim.
J'ai appris à contrôler mes épines.
Norma'nın abisinin Dylan'ın çiftliğinde kaldığını öğrendim.
J'ai appris que le frère de Norma habite dans la ferme de Dylan.
- Flash bellekte ne olduğunu öğrendim. - Açtın mı?
J'ai découvert son contenu.
Norma'nın abisinin Dylan'ın çiftliğinde kaldığını öğrendim.
J'ai découvert que le frère de Norma est resté à la ferme de Dylan.
Biraz araştırma yaptım. Birkaç şey öğrendim yardımcınla yatması gibi mesela ve sonra onun evinde ölmesi, ama polis raporunda sen onu nefsi müdafaadan öldürmüşsün.
J'ai découvert certaines choses, comment elle se tapait ton adjoint, et il a fini par mourir chez elle, mais le rapport de la police dit que tu l'a tué en légitime défense.
Phil Jackson seminerinde öğrendim. Ve sana kapılarını açıp bana arkadaşlık ettiğin için ne kadar teşekkür etsem azdır. Zen ustası.
Phil Jackson, le Maître Zen.
- En iyisinden öğrendim.
Vous m'avez bien formé.
Geride bırakmayı öğrendim.
J'ai appris à lâcher prise.
Artık aldırmamayı öğrendim.
De l'eau... Se jeter à l'eau.
Şimdiye kadar neler mi öğrendim?
Euh, ce que j'ai fait jusque là?
Hayır, beni ilgilendirmediğini öğrendim.
Non, j'ai appris que ce ne sont pas mes affaires.
Onu da zor yoldan öğrendim.
Je l'ai appris à mes dépens.
- Onun hakkinda bir seyler ögrendim.
J'ai trouvé quelque chose sur elle.