English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ü ] / Ün

Ün translate French

7,351 parallel translation
Savaştan sonra, Saigon düştüğünde USS Kirk'ün üzerinde kıyıyı devriye geziyordum.
Après la guerre, quand Saigon est tombée. J'étais sur l'USS Kirk, en patrouille sur la côte.
Tamam bu Kurt'ün söyleyeceği bir şey.
Ça c'est quelque chose que Kurt dirait.
Birch'ün yerini değiştir.
Déplacez Birch.
Unutmayın, Walker soruşturmasından sonra ulusal olarak ün kazandı.
Elle est connue depuis l'enquête Walker.
O film Zombi Piranalar 3'ün yarısı kadar bile korkunç değildi.
C'était rien comparé à Zombie Piranhas 3.
Öyle bile olsa, o zamana kadar, insanlar America Works'ün neye benzeyeceğini göreceklerdir.
Quand bien même, à ce moment-là, les gens verront ce qu'est L'Amérique au Travail.
Eğer America Works'ün vergi mükelleflerinin parasını garanti altına aldığını düşünmüyorsak - o zaman kanunlaşmamalı da.
Et nous refusons d'utiliser l'argent du contribuable sur Au Travail.
"Kıçımı öp" ün yedisi, yarın da "kendi randevularını kendin ayarlarsın" ın sekizi.
Tu sais quoi? On est le 7 "d'embrasses mes fesses", et demain sera le 8 de "fixe tes propre rendez-vous".
Kevin Rayburn'ün bot iskelesinden saygılar.
Cadeau du chantier de Kevin Rayburn.
Bu gece çok önemli bir gece ve çok iyi görünmeliyiz çünkü Newport 400'ün başkanı Sainsbury Markisi bizle tanışmaya geliyor.
Ce soir est une grande soirée on doit se faire belles car le responsable de Newport 400, le marquis de Sainsburry vient nous rencontrer.
Ama Golden Girls'ün gelmiş geçmiş en iyi komedi dizisi olduğun konuşmaya çok dalmıştık.
Mais c'est parce qu'on était occupé à se dire à quel point Golden Girls est la meilleure sitcom de tout les temps.
Gövdede delik var. Güverte 4'ün durumu kritik.
Fêlure de la coque, pont 4, état critique...
Olympia ve Triphammer'ın yanı sıra Retro Girl'ün de takım arkadaşıydı.
Il n'était pas seulement l'équipier d'Olympia et de Triphammer, mais aussi celui de Retro Girl elle-même.
Lincoln'ün haritasının dediğine göre yaklaşıyoruz.
Selon la carte de Lincoln, nous approchons.
Senin de mi bir Glayvinatör'ün var?
Toi aussi tu as un Glayvinator?
Burns'ün toplu işten çıkarması eski depresyon şarkıları ile şehri yeni bir depresyona soktu.
Les licenciements de Burns ont plongé la ville dans une nouvelle dépression, marquée par le chant des chansons de l'ancienne dépression.
Kurt'ün depresyonda olduğunu sanıyorum.
J'ai peur que Kurt soit... déprimé. Non, profondément.
Dan Quayle, Stephen Baldwin, Matt Lauer,... Johnny Cochran, David Boreanaz ve Jimmy Eat World'ün bateristiyle... çıktığını iddia ettin.
Vous prétendez avoir eu des liaisons amoureuses avec Dan Quayle, Stephen Baldwin, Matt Lauer, Johnny Cochran, David Boreanaz et le batteur de Jimmy Eat World.
Jimmy Eat World'ün tüm üyeleriyle çıktım.
J'ai fréquenté tous les membres de Jimmy Eat World.
Kurt'ün listeyi bölgesel yarışma için garantiye aldığını sanıyordum. - Evet.
Je pensais que Kurt avait fixé la liste pour les sectionales.
Bu kitap yalnızca 2014'ün ikinci yarısı ile 2015'i kapsıyor.
Ce livre ne couvre que les six derniers mois de 2014 et 2015.
Biri Paul'ün karısını basından önce bilgilendirmeli.
Quelqu'un doit prévenir la femme de Paul avant que la presse le fasse.
Paul'ün arkasından atlamak tehlikeliydi biliyorum.
- Okay. Je sais que sauter avec Paul était dangereux.
Pekala. Paul'ün karısının mazeretini tekrar doğruladım.
Ok, je reconfirme l'alibi de la femme de Paul.
Danni'nin cinayeti hakkında. Paul'ün parmak izini ve bulduğumuz her şeyi mikroanaliz ettim.
Un regard neuf sur le meurtrier de Danni Alors j'ai regardé les empreintes de Paul et j'ai fait une micro analyse de tout ce qui avait été laissé.
- Hayır ama tuvalet tutacağından aldığımız Paul'ün parmak izindeki aynı barbekü sosu kalıntısı var.
- Non, mais il contenait la même des résidus de sauce barbecue comme sur la poignée des toilettes.
Belki de Paul'ün ofisinden birini atladım.
Eh bien, peut-être j'ai négligé quelqu'un du bureau de Paul.
Paul'ün karısı, Carol, o da toplantıdaymış.
La femme de Paul, Carole, était à cet évènement avec lui.
Kira sözleşmesine göre küçük kırmızı bir ekonomik araba, Tıpkı Paul'ün onu takip ettiğini düşündüğü araba gibi.
Le contrat de location dit que c'est une petite voiture rouge, comme celle qui suivait Paul selon lui.
Paul'ün karısı, Carol baş şüphelimiz.
La femme de Paul, Carol, est notre premier suspect.
Paul'ün ilişki yaşadığını öğrendiğini ve onu mahvetmek için en büyük başarısını kullanarak ona tuzak kurduğunu düşünüyoruz.
On pense qu'elle a découvert que Paul avait une liaison et a décidé de le détruire par le biais de son plus grand succès judiciaire.
ve Burke'ün çizelgelerini gördüm.
J'ai vu les plans de Burke.
The Last Man on Earth'ün önceki bölümlerinde...
Précédemment...
Duke'ün günlüğünde Ona'nın sorunundan bahsedilen bir kısım buldum.
J'ai trouvé une référence à la pertur - bation de Ona dans le journal de Duke.
Ama bu Herb'ün tekrar ölmesi demek.
Mais ça signifie qu'Herb sera à nouveau mort.
Cabazon'a yaklaşınca 104'ün çıkışına çek.
Quand on sera près de Cabazon, prends la sortie 104.
Sen de düþün.
Et tu le penses aussi.
Gloria, Duke'ün Gull'de bıraktığı eşyalarla dolu bir kutu getirmişti.
En fait, Gloria a ramené une boite avec plein de trucs que Duke avait laissés au Gull.
Ama şimdi AmWorks'ün yapabileceğini kanıtladım....... ve destek ile para da gelecektir.
Mais j'ai prouvé les bienfaits d'AmWorks et j'obtiendrai les deux.
Eldivende aynı zamanda Nicole'ün kıl örnekleri de var.
Le gant contient des fibres qui correspondent aux cheveux de Nicole.
Üzerinde Nicole'ün kanı ve Ron'un kanı vardı.
Il y a le sang de Nicole. Il y a le sang de Ron.
Şaka olabilir. VH3'ün yayınlanmayan reality şovu Görünmez Milyoner Joe'da beni öyle kandırmışlardı.
Je me suis fait avoir avec l'émission de téléréalité Joe Millionnaire Invisible.
Ne yapmam gerekiyor, 2. Bölük'ün önünde Sıçrayan mı yiyeyim?
Je fais quoi, manger un rampant devant la 2e division?
2. Bölük'ün geçmesi için fazla uzak ama birkaç kişi giderek erzak alabiliriz.
Trop loin pour que le second Mass puisse l'atteindre, mais pas pour quelques uns d'entre nous.
2. Bölük'ün öne sürdüğü görevler benim için en önemlisidir.
Les objectifs fixés de la 2e division sont prioritaires dans mon coeur.
Gavin Hopkirk'ün serbest kalması hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmeyi tercih ederiz.
On préférerait parler de la libération de Gavin Hopkirk.
Örneğin Gavin Hopkirk'ün barkoduna ilk baktığım zaman tamamen aptalca olan bir şeyi gözden kaçırmış olabileceğimi düşündüm.
Par exemple, la première fois que j'ai vu le code-barre de Gavin Hopkin's, j'ai cru avoir raté quelque-chose.
Güvenli olmadıklarını bildikleri hâlde Gordon ve Skye'ı Lincoln'ün peşine düşmeye ikna etti.
Elle a convaincu Gordon et Skye d'aller chercher Lincoln même s'ils savaient que ce n'était pas sûr.
Zamanı geldiğinde Lincoln'ün de bizim tarafımızda savaşacağına inancım var.
Je suis sûre que Lincoln se battra à nos côtés également, lorsque le temps viendra.
Ben numune SR-53'ün, o kanın, Kaptan Amerika'nın kanının aşılar için, ilaçlar için, hatta grip için bile anahtar olacağını düşünüyorum.
Je suis convaincu que le sang de Captain America permettra de trouver des vaccins, peut-être même d'éradiquer le rhume.
Sihirli Flüt'ün tadını çıkarın.
Bonne Flûte enchantée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]