English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ü ] / Üzgünüm dedim

Üzgünüm dedim translate French

37 parallel translation
Evet, tabii. Ben daha fazla dans etmediği için üzgünüm dedim.
Oui, je regrette qu'il danse pas plus.
Dinle, üzgünüm dedim ya.
Ecoutez, je me suis excusé. Je vois.
- Geç kaIdığım için üzgünüm dedim.
- Je me suis excusée.
- Sana üzgünüm dedim, kahretsin!
- Pardon! Merde!
Tamam biliyorum ahşap eşya dükkanında problemlerimiz vardı... Yüzlerce kez üzgünüm dedim, baharatlıkların için.
On s'est pris le bec en menuiserie, et je suis désolé de m'être assis sur ton étagère à épices.
Bunun için üzgünüm. - Herkesin önünde fahişe dedin. - Üzgünüm dedim.
- Traitée de putain devant tous.
- Evet, üzgünüm dedim.
- Je me suis excusé.
Ve ben üzgünüm dedim.
Et j'ai dit que je suis désolé.
Phil, sana üzgünüm dedim.
J'ai dit que je m'excusais!
Tamam, üzgünüm dedim.
Je me suis excusé.
Üzgünüm dedim. İşlerini mahvettiğim için üzgünüm. Aracı kaptıkları için üzgünüm.
J'ai dit désolé, désolé qu'ils aient détruit la distillerie, qu'ils aient pris la voiture,
- Sana üzgünüm dedim, değil mi?
Ça arrive. Putain j'ai dit que j'étais désolé, non?
- Ben daha üzgünüm dedim ya! Ben daha çok üzgünüm!
J'ai dit que j'étais encore plus désolée.
- Em, üzgünüm dedim ya.
- Em, j'ai dit que j'étais désolée!
Herb, üzgünüm dedim.
- Herb, je me suis excusé.
Cat Grant'a çalışmak zorunda kaldığın için üzgünüm dedim.
Je suis désolé. Que vous travailliez pour Cat Grant.
Sonunda şöyle dedim, "Striker, hayatta çok aptalca şeyler yaptın." "Ama son zamanlarda yapmadın ve geciktin." Geç kaldığım için üzgünüm.
Alors je me suis dit, "Striker, les bêtises, ça te connaît, mais ça fait trop longtemps que tu n'en as pas fait."
Oyununuzu böldüğüm için üzgünüm General ama haritanızdan birkaç iğne eksildiğini bilmek istersiniz dedim.
Désolé de vous déranger, général... mais sachez que vous pouvez retirer quelques punaises de votre carte.
Kendimi kötü hissettim. Adama sarılıp, "Dostum gerçekten çok üzgünüm" dedim.
Je l'ai pris dans mes bras etje lui ai dit : "Je suis désolé."
Bebeği uyandırdığıma üzgünüm, dedim.
Non, j'ai dit : "Pardon d'avoir réveillé le bébé."
Sunny, Lambda'lara böyle davrandığım için üzgünüm. Onları dışarı çıkarıp eğlendirebilirsiniz dedim.
Je regrette la manière dontj'ai traité les Tri-Lambda etje voudrais que vous les emmeniez s'amuser un peu.
Martha, üzgünüm, dedim.
Martha, je suis désolé.
Ben de ona, bak üzgünüm, olur böyle şeyler, unutalım gitsin dedim.
Je lui ai dit : "Désolé, mais ça peut arriver, " oublions ça. "
Disneyland dediğimi duyduysan üzgünüm ama ben belirgin bir şekilde askeri okul dedim.
Désolé que tu aies entendu Disneyland, j'ai très clairement dit école militaire.
Dedim ki : "O haIde üzgünüm ama size yardım edemem."
Je dis : Je regrette, je ne peux pas vous aider.
- Sana ve hayatına işe yaramaz dedim, gerçekten üzgünüm.
J'ai dit que ta vie ne vallait pas grand chose. Et j'en suis sincèrement désolé.
Ben de ona, üzgünüm sizi tanımıyorum dedim ve o da bize beni tanımak istemezsin dedi.
Et alors, je lui ai dit : "Écoutez, je regrette mais..." Que je ne le connaissais pas.
Aramadığım için üzgünüm ama hazır bu mahalledeyken sana vesikalık fotoğrafımı ve demo filmimi getireyim dedim. İşte.
Désolée, j'ai pas téléphoné, mais j'étais dans le quartier et je voulais vous montrer mes photos, ma vidéo, tout ça.
"Gerçekten üzgünüm ama yapamayacağım, benim bir erkek arkadaşım var" dedim.
"Je suis désolée, mais j'ai un copain. Je ne peux pas faire ça."
- Dedim ki ; program için üzgünüm.
- Je suis désolé pour l'émission.
Ona dedim ki Maç için gerçekten üzgünüm. Ona zarar verdiğim için.
Je lui ai dit que j'étais désolé pour le match... de l'avoir blessé.
Bu inanılmaz acıttı. Bu yüzden şimdiden üzgünüm dedim.
- Ça fait, genre, super mal.
Böldüğüm için üzgünüm ama bilmek istersiniz dedim.
Je suis vraiment désolé, mais j'ai pensé que vous pourriez vouloir savoir.
Dedim şeyler için özür dilerim Annen hakkında, gerçekten üzgünüm.
je suis désolé pour ce que j'ai dit au sujet de votre mère
"Çok üzgünüm, yapabileceğimiz bir şey var mı?" dedim. "Hayır" dedi.
Je dis : "Je suis désolé, on peut faire quelque chose?" "Non."
Dedim ki, şimdi de üzgünüm.
J'ai dit, je suis déjà désolé.
Nazik olayım dedim, üzgünüm, tekrar olmaz.
J'étais polie. Pardon, ça ne se reproduira plus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]