English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ş ] / Şuna da bak

Şuna da bak translate French

607 parallel translation
Şuna da bakın.
Regardez-la un peu!
Şuna da bakın. Şuna bak adamım.
Regarde-moi celle-là.
- Şuna da bak!
- "Voir Naples et mourir..."
- Haklı, o ödüyor! - Şuna da bak sen!
Tu veux que je tienne la chandelle?
Şuna da bakın hele, inkar da etmiyor.
Vous voyez... Elle ne le nie pas!
Şuna da bakın. Küçük kız kardeşimiz denizdeki mezarından dönmüş.
Voyez-vous ça, notre s ½ ur revient du fond des eaux.
Şuna da bakın hele,
Regardez-moi ça.
Şuna da bak! Her kelimeyi anlıyor!
Regarde-le, il comprend chaque mot.
- Siz düşük seviyeye sahipsiniz, dostum bizse yüksek seviyeye. - Şuna da bakın.
- Écoutez-moi ça.
Şuna da bakın hele!
Tu t'crois la plus rusée!
Şuna da bakın, şımarık sürtük.
Regardez l'effrontée!
Şuna da bakın!
Écoutez-moi ça!
Şuna da bak. Kim geliyor?
Regardez qui voilà.
Şuna da bakın.
Regarde-moi ça.
Şuna da bakın hele. Centilmencilik oynuyor.
Regardez-le qui joue au putain de gentilhomme!
Aman. Şuna da bak.
Regarde cette merde.
Şuna da bak.
Et tiens, regarde...
Şuna da bakın hele.
Regardez-moi ça.
Şuna da bak, bir ICS ev videosu.
Oh, regardez ça. Une cassette ICS.
Şuna da bakın.
Par Georges, regardez ça!
Vay, şuna da bak.
Regardez-moi ça un peu.
Şuna da bakın!
Regardez-la.
İşte, şuna bak. Bu da yeni kontratımız.
Voici le contrat signé.
Al da şuna bir bak.
Regarde un peu ça.
Şuna da bir bak.
Ma chérie, regarde.
Şuna da bir bakın.
Tu as compris tout de suite
Şuna bak, amma da büyümüş!
Lmpossible! Comme il est costaud!
Şuna bak. Büyük büyükbabası ya da daha önceki.
Tenez, regardez celui-là, c'est son arrière-grand-père ou plus vieux encore.
- Şuna bak, " Başbakan... - Mark da film işindeydi, değil mi?
Mark est dans les films, n'est-ce pas?
Kalk da şuna bak! Haydi seni uyuşuk şey kalk artık!
Grouille-toi!
- Şuna bak. Bu da kim?
C'est qui, elle?
Şuna bakın ne kadar da güzel.
Regardez. Elle est jolie, très jolie.
Şuna da bir bakın! Çok şeker!
- Regarde-le, cet amour.
Şuna bak! Boşal da semerini yer derler adama!
( Jonathan ) Mangez allez-y, régalez-vous, ça pourrait bien être votre dernier repas!
- Şuna bakın, bu da ne?
Que se passe-t-il, Chef?
Şuna bak... Tombstone'da şerh edilmiş...
Regardez, il a été établi au siège du comté, à Tombstone.
Şuna bak, havuz ya da tekneye benziyor.
On dirait une piscine ou un bassin.
Bakın şuna, nasıl da yanıyor, hergele!
Regardez comme il brule, ce batard!
bankadan çekilen sliplerle birlikte... yatırım hesap defterim, piyango biletim... ve iki rulo da tuvalet kağıdı. Şuna da bak...
Voyez-vous ça!
Şunun ne kadar güzel ve büyük olduğuna bak! Ve şuna da!
Regarde comme celle-ci est belle et grosse, et celle-là aussi!
- Hey tam karşıda, şuna bakın.
- Là, regardez.
İyice bak şuna sonra da defolup git.
Regarde-la! Et fiche le camp! Allez, dehors!
Şuna bakın. Yakışıklı da, değil mi?
Il est mignon tout plein.
Ya da şuna bak, Avustralya.
Ou... tenez, l'Australie.
Watson şuna bak. O da nedir?
Watson...
Şimdi şuna bakıyorum da, biraz hayal kırklığına uğradım.
Mais maintenant que je la vois, je suis déçu.
Ne zaman bir dergi okusam ve senin beğeneceğin bir şey gördüğümde ve ben "Peg, şuna bak" dediğimde sen ne yapıyorsun, biliyor musun? Dergiyi alıp, gösterdiğim şeye bakıp sonra oturup dergiyi okuyorsun ve bana da asla geri vermiyorsun.
Quand je vois un truc qui te plairait... et que je t'appelle... tu regardes ce que je t'ai montré... puis tu gardes le magazine et tu te mets à lire.
Oh, şuna bak. Bunu da yuttun.
Tu t'es encore fais avoir.
Bu da neyin nesi? Şuna bak.
Ils appellent ça un jeu!
Bak şuna. Sonra da iade et. Bu tabanca Ed Rowlins'i öldürdü.
Jette un oeil, et redonne.
- Tanrı aşkına, şuna bak. - Bu da ne? Duvar hareket ediyor.
Pour éviter que ce décor unique ne lasse l'oeil, j'ai tourné une scène à la Ozu avec la caméra au sol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]