English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Ama neyse

Ama neyse translate Portuguese

1,496 parallel translation
Pekâla, benim hatırladığım bu değil ama neyse.
Bem, não é o que me recordo.
Ama neyse, bitti artık. Yine de biz en iyisi buradan ayrılmayalım.
Acabou agora, mas só para ter a certeza, por que não ficamos todos aqui?
Teknik olarak Hahn'ın hastası, ama neyse.
Tecnicamente ela é paciente da Hahn, mas... como queiras.
- Aslında bir kez daha denememe izin versen kaldırabilirdim ama, neyse...
- Eu tinha conseguido. Com mais uma tentativa se calhar conseguia.
Neyse.. eminim en son duymak istediğin şey bu ama.. Bay Synber, sorunlu arkadaşın Amber'la bir kaç kez konuşmuşmuştu.
De qualquer maneira, acho que esta era a última conversa que querias ter agora, mas vi o teu amigo problemático a falar com a Amber algumas vezes Se calhar ele viu-a.
Neyse, o da kabul etti. Ama başka bir zamanda, başka bir yerde doğmuş. İki gün boyunca konuştuk.
De qualquer modo, ele disse que era, mas doutro tempo e doutro lugar, falámos durante dois dias, foi tudo muito convincente, mas não podíamos ter a certeza, ambos confirmámos o que o outro dizia,
Her neyse, CC'ye de anlattığım gibi mükemmel bir demo çıkarmışsınız ama sizi bir sonraki seviyeye taşıyabilecek bir yapımcım var, tamam mı?
De qualquer forma, como estava a dizer à C.C... vocês fizeram uma demo do caraças... tenho um produtor que vos vai levar ao nível seguinte. Está bem?
Her neyse. Ama neden Duran Duran?
Seja como for, por que Duran Duran?
Ama her neyse, işte.
Mas que se lixe, sabem..
Her neyse, senin ilgileneceğini sanmıştım. Ama sanırım orada değilsin.
De qualquer maneira, estava a espera que alinhasses, mas pelos vistos não estás aí!
Hayır, biliyorum, biliyorum ama belki onlar her neyse onları geçebilirdim.
Eu sei, eu sei... mas talvez consiga fazê-las, sejam elas quais forem.
Neyse ben kin gütmem. Ama iş ilişkimizin yan kuruluşumuz olan film şirketiyle sınırlı kalmasının iyi olacağını düşünüyorum.
Não guardo rancor, mas achava melhor que o nosso envolvimento fosse limitado ao nossa secção subsidiária para desenvolvimento de filmes.
Ama mutlu olduktan sonra ne önemi var, değil mi? Neyse.
Mas... desde que ele fique feliz, certo?
Her neyse, kitaptaki çocuk kızı o kadar çok seviyor ki bu yüzden kızın yaptığı her şeyi affediyor.
De qualquer modo, no livro há um tipo que ama tanto uma rapariga que está disposto a perdoar tudo o que ela faça.
Gösteriye katılacaktık ama sonra Troy bizi satınca... Her neyse.
Nós íamos entrar no concurso, mas como o Troy nos abandonou, por isso, tanto faz.
Bizimkinde daha çok ben söylüyorum ama her neyse!
Bem, até sou mais eu, mas não importa!
Neyse hallettik. Ama sırılsıklam oldum.
Finalmente está tudo sob controle, eu estou toda molhada.
Bu da bir başka saçmalık ama her neyse...
Isso é uma treta, não é totalmente fiável.
Değil mi ama? Neyse, Chris.
Uau.
Neyse, bu bebek sohbetini bölmek istemezdim ama diğer kasada biri gerekli.
Enfim, detesto estragar a festa, mas preciso de alguém na outra caixa.
Neyse, Catherine Mayorka'da. Ama döndüğünde çifte zafer bırakacağım ona.
Quando ela voltar, já terei duplicado o que ganhei.
İyi, neyse. Ama kusura bakmayın ama bunu onlarla nasıl konuşacağınızı çözmeniz gerek.
Tudo bem, como queiram, mas, desculpe, tem de arranjar uma maneira de falar com eles sobre isto.
Belki bir takım... lezbiyen eğilimlerin ya da neyse oldu ama okul yılların değil artık.
Talvez tenhas umas tendências lésbicas ou assim,
Her neyse. Ama işin aslı, kanıt olabilecek tek bir dayanak yok.
O fato permanece, a evidência aqui é frágil.
Eminim teknik bir açıklaması vardır ama hayaletler de... Neyse boş ver.
Digo, tecnicamente tentou atropelar, mas com um espírito, deixa estar.
Baksana, sevişmemek hadi neyse ama insanı alnından öpmek iğrenç.
Sabes, não ter sexo é uma coisa. Mas um beijo na testa é frio.
Ama... Neyse.
Mas... sabem que mais?
Aubrey ya da adı her neyse, o kıza belki biraz benziyorum, ama ben o değilim, tamam mı?
Sei que posso parecer um pouco com essa miúda Aubrey, ou sei lá como se chama, mas não sou ela, certo?
Her neyse.Bir zamanlar ortak olacaklar listesindeydim ama artık değilim.
Bem, seja como for. - Bem, também eu.
Evet, biliyordum ama Morris'le çıkıyordum. Her neyse...
Sabia, mas eu andava com o Morris ou lá quem era.
Her neyse seni tutmak isterdim ama ben birini bekliyorum.
Gostava de pôr a conversa em dia, mas estou à espera de alguém.
Her neyse tekneyi bağlayan adam suda yüzen bir şey görmüş. Ölü balık olduğunu sanmış ama çürümüş bir el çıkmış.
Um tipo a atracar pensou que era um peixe morto a flutuar na água.
Senin başta o elbiseyi hiç kabul etmemen gerekirdi, ama, neyse, sen bilirsin.
Mas nunca devias sequer ter aceite o vestido. Mas, sabes, como queiras.
Her neyse.. suya birkaç damla ağartıcı damlatırsan, bakterilerin öleceğini ve çiçeklerinin sağlıklı, uzun bir yaşamı olacağını, ama çok fazla eklersen de... çiçeklerin öleceğini söylerdi.
Seguindo... ela disse que se se adicionar umas gotas de lixívia à água, mata as bactérias e dá às flores um longa e bela vida, mas se se acrescentar em excesso... as flores morrem.
Neyse, güveçte bulaşık makinasında yıkanabilir yazmıyordu Ama ne oldu biliyor musun?
Adiante, não dizia que podia ir à máquina de lavar, mas sabes que mais?
- Bilmiyorum ama her neyse beni öldürmeye çalışıyordu. - Neydi peki?
Então, o que era?
Neyse üç haftadır alışveriş listesine yazıyorum ama Berta % 2 süt almakta ısrar ediyor.
Então, há três semanas que coloco isso na lista de compras e a Berta insiste em trazer para casa o leite com 2 %.
Her neyse, ben iki yaşımdayken annem ve babam Newport'a taşındılar ki bir çok yönden hataydı ama eski mahkum Ryan'ı evlat edinmemizi sağladı.
De qualquer modo, os meus mudaram-se para Newport quando eu tinha 2 anos, o que foi um erro a vários niveis, mas permitiu-nos adoptar um ex-condenado chamando Ryan.
Düşündüm ki, harikaydı, bilirsiniz tam bir randevu filmi. Böylece Jocelyn Rutger'i, fen dersi üçüncü dönem, biraz inekti, ama muhteşem şeyleri, her neyse, kızların nasıl olduğunu bilirsiniz, korkunca omuzlarınıza yaslanırlar.
Pensei, que bom : um encontro, com um filme então... uh, Jocelyn Rutger, 3º ano de ciências, um pouco marrona mas ela tinha um grande, um De qualquer maneira uhm, vocês sabem como as miúdas ficam todas,
Her neyse, ben de size mesaj çekmeye çalıştım, ama pil bitti.
Merda. Tentei escrever-vos mensagens, mas fiquei sem bateria.
O hikâye de bununla bağlantılı ama onu size anlatmayacağım, her neyse gölün ortasına kadar yüzdüm ama kendimi suyun altına bırakamadım, ben de yorulmayı bekleyerek suyun üstünde takıldım ve sonra BAM, BAM, BAM, BAM.
Essa história tem a ver com esta, mas não vou contá-la... De qualquer maneira, eu nadei até o meio do lago, mas não conseguia me fazer afundar. Então eu estava boiando, esperando eu me cansar e então'bam, bam, bam, bam'!
- O gün ne olduğunu bilmiyorum ama her neyse Jenny korkmuştu.
Não sei o que se passou naquele dia, mas, seja o que for, a Jenny estava assustada.
Neyse ki bizimki kapalıydı ama temizleyene dek kapalı tutmalıyız.
Felizmente, a nossa rede estava em baixo. Mas sugiro que fique assim mesmo depois de limpar ao programa.
Her neyse, inanması zor ama ben üniversiteye ilk girdiğimde, birazcık... - İnek?
De qualquer das maneiras, eu sei que é dificil de acreditar, mas quando entrei para a universidade, eu era um pouco..
Neyse, buraya terapiyi bırakmaya gelecektim ama bil bakalım ne oldu.
De qualquer das formas, vim cá para desistir. Já tinha tudo planeado. Mas sabe que mais?
Değiştirdikleri her neyse, en üsttekinde olmalı ama bunda yok.
Devem ter mudado algo deve estar em cima, mas não aqui.
Ayrıntıları henüz düşünmedim, ama ben aklı başında bir kızım. Benim için mantıklı olan neyse ona karar vereceğim.
Ainda não pensei nos detalhes, mas sou esperta e hei-de pensar em algo que me agrade.
Botlar ve gemiler ve duman, kar ve kan vardı ve annen bir atın üzerinde gelir. Oldukça korkutucu. Her neyse, ama dizinin üzerinde kılıcı kırar.
Havia barcos e navios e fumo, neve e sangue e a tua mãe vem a cavalo, o que já é assustador, mas ela parte a espada no joelho...
Pekala. Her neyse. Ama kimse bana dans edemediğimi söyleyemez.
Como queiram, mas ninguém me diz que eu não sei dançar.
- Neyse. O da ölüyor ama.
Foi o que eu disse.
Belki de zaman kaybıdır ama her neyse bir bakacağız.
Talvez seja uma perda de tempo... mas pensei, que diabos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]