Babam için translate Portuguese
4,495 parallel translation
Anne ve babam için endişeleniyorum.
Estou preocupada com os meus pais.
Faith ve ben, babam için en mükemmel iş olduğunu düşünüyoruz.
A Faith e eu pensamos no emprego perfeito para o papá.
- Annem ve babam için çok önemli bu.
Porque significa muito para a mãe e para o pai.
Babam için dua etmek istiyorum.
Eu quero rezar pelo papá.
Bunu benim için değil babam için yap lütfen.
Não faças isto por mim, fá-lo pelo pai, por favor.
Babam için çalışmıyorsun.
Tu não trabalhas para o meu pai.
Bütün günü babam için endişelenmeden geçirmek için Gia ve Luke'u duvara yapıştıracağım.
A única forma de não passar o dia obcecada com o meu pai é provando a culpa da Gia e do Luke.
Babamın burnunu yediği için mi?
Será porque ele comeu o nariz do palhaço que o pai trazia?
Bu, babamı da beni de mutlu eder. Ve... Söylediğimiz her şey için senden çok özür dilerim.
Ele gostaria, eu também e... lamento tudo aquilo que dissemos.
- Babam bizim için almış!
- O papá arranjou-nos!
Benim babam, geçimini sağlamak için kamyonculuk yapardı.
O meu pai ganhava a vida guiando um camião.
Yine aynı şeyler olursa babamızla yüzleşirsin ama ödül almak için olmaz.
Se falhares de novo, terás de encarar o nosso pai sem o seu prémio.
Babamı, beni ve Trey'i terk ettiği için.
Por ter deixado o Pai. E a mim e ao Trey.
Babamın kumandalı gözlük dükkanı için parası yok. Annen?
Bem, o pai, porque não tem o dinheiro para a loja de óculos com controle remoto
Babamın belgelerini bulmak için okula gidiyorum ben.
Vou à escola, ver se encontro os arquivos do pai.
Babam her zaman bir şeyden korkman onu yapman için en iyi sebeptir derdi. Ben korkmuyorum ki.
O meu pai diz que ser ameaçado é a melhor razão para o fazer.
Nate eğer o bizim babamız olsaydı Sean da bizim için aynı şeyi yapardı.
Só não sou estúpido. Nate, se fosse o nosso pai, o Sean fazia o mesmo por nós.
Annem bizi bırakıp gittikten sonra... Babamı kefaletle çıkartmak için karakolda çok vakit geçirdim. Ben de polis olabilirim dedim.
Depois da minha mãe nos deixar, fui tantas vezes à esquadra pagar a fiança do meu pai... que reparei que me podia tornar policia.
Ama o sedyedeyken ve bana babamın öldüğünü söylediklerinde biliyorsun, işler benim için çok iyi gidiyordu.
Mas... Quando eu estava na maca, e eles me disseram que o meu parceiro tinha morrido... Sabes, as coisas estavam-me a correr tão bem.
Bizimkiler bosandiktan sonra, babam eve gelmeyince... onun Bay Kahverengi adinda bir casus oldugunu... ve çocuklarinin güvenligi için onlari inkar ettigini hayal ederdim.
Depois do divórcio, quando o pai deixou de aparecer, eu fingia que ele era um espião chamado Sr. Brown, que, para segurança dos seus filhos, tinha de negar a existência deles.
Kanserden ölmek üzere olan anneme bakabilmek için... memlekete dönmem gerekti, babam da...
Tive de voltar para casa, para tratar da minha mãe que estava a morrer de cancro e do meu pai, que...
Bunun için üzüldüm ama babamın telefonu üst katta ve üst kata çıkıp o telefonu açmak için önümde birkaç hafta daha var.
Desculpa, o telefone do meu pai está lá em cima e ainda vou levar umas semanas até poder subir para atender.
Babam muhtemelen beni vazgeçirmeye çalışacaktır... ve kazanacaktır da ama şu an için...
O meu pai tentará convencer-me do contrário, e deverá conseguir fazê-lo, mas por agora...
Şimdi babamın dileğini gerçekleştirmenin benim için doğru olduğuna karar verdim.
Agora decidi preencher o desejo dos meus Pais é o correcto para mim.
Babam yeniden borca battiginda sence tahsil etmek için kimi göndermislerdir?
E quando meu pai caiu em dívida de novo. Quem achas que foi enviado para cobrá-la?
Ama Tammy hiç hırsız olmadı. Ama Tammy hiç hırsız olmadı. O babamın fabrikasındaki kasaları test etmek için çalışırdı.
Mas o Tammy não era ladrão, ele costumava testar os cofres na fábrica do meu pai.
Babam ve bu iki adam için bu proje, kendilerinin en büyük projesiydi.
Para o pai e estes dois tipos, este era o maior projeto de sempre.
Babam harap olmuş bir şekilde onu izliyormuş, ve onu durdurmak için parmağını bile kaldıramıyormuş.
O pai viu-se de repente arruinado.
Polisler biometrik kilidin üzerinde babamın parmak izini bulacağı için.
Encontraram as impressões digitais do pai na fechadura.
Bu benim için sadece bir soygun değil benim için babamı temize çıkarma fırsatı! Bu yüzden 8 yıldır kendimi tutuyorum.
Para mim, não é apenas um assalto, é uma homenagem ao meu pai, que tenho negado durante oito anos.
Evet, babam bir keresinde benim için kaldırmıştı... -... hiç unutmam- -
O meu pai fez um brinde na minha graduação e guardei-o na minha memória...
Babamın doğum günü partisi için her şey hazır mı?
Então, está tudo preparado para a festa surpresa do pai?
Babam onun için her şeyi yaptı : ilaçlar, doktorlar...
Ela estava doente. O meu pai tentou tudo, médicos, medicação.
Babam ve ben direnişe yardım için olabildiğince hızlı yol aldık.
O meu pai e eu viajámos o mais rápido que podíamos para ajudar a resistência.
Babam park ücreti ödememek için inat ediyor.
O meu pai recusa-se a pagar estacionamento.
Anne babamı beni almaları için çağırmıştım.
Liguei para os meus pais me virem buscar.
Babam benden başladığı hikayeyi bitirmem için filmin devamını yapmamı ve McCreedy'ler hakkındaki yanlışı düzeltmemi istedi.
O meu pai pediu-me para fazer uma continuação para o Town para terminar a história que ele começou e para definir o caso sobre as McCreedys.
Babamız, isteklerini yerine getirmemiz için hayatlarımızı bu dünyada bir gün daha korumana şükrediyoruz.
Pai Nosso, obrigado por nos manteres com vida mais um dia para fazer a tua Vontade.
Bu babamın hayatını kutlamak için yeterli büyüklükte bir kutlama.
Esta vai ser um encontro com uma dimensão razoável para celebrar a vida do pai.
Büyük babamın istediğini yapmak için onlara güvenemeyiz.
Não se pode confiar neles para fazer o que o avô queria.
Sürekli geçmişe bir özlem duyduğu için babamın çok salak olduğunu düşünürdüm.
Eu achava o meu pai muito foleiro, com toda a sua nostalgia e assim.
Babamın buraya göz atmasını engellemek için mi yazdım bunu?
Será que não queria ter o meu pai a bisbilhotar?
Geçirdiğim süreci hatırlamaya çalışıyorum. Çünkü babamın pedofil olduğunu dünyaya duyurduğun için seni suçlamış olmam terapistimin dediğine göre yönlendirilmiş agresifmiş.
Estou a tentar mentalizar-me porque culpar-te por contares que o meu pai era pedófilo é aquilo a que o meu terapeuta chama "agressividade deslocada"...
Ruhunu tartmak için babamın kalbini aldı.
Tirou o coração do meu pai para pesar a sua alma.
Babamı benim için öp. Kocaman bir öpücük.
Um beijo ao Pai também.
Babam düğünü sabote etmek için her şeyi yapacak gibi...
Já o topei. O meu pai vai fazer tudo para boicotar o casamento.
Babam ailesini katlettiği için karım benden nefret ediyor.
A minha mulher odeia-me porque o meu pai lhe assassinou a família.
Babam sürekli iş için burada bulunurdu ve...
Mas o meu pai vinha cá muito, em negócios.
Annem bugün ölse yarın bu adam beni parasız pulsuz sokağa atar ve sonraki gün bu canavar adam büyük büyük babamın torununun torununun torunu için yaptığı.. bu evi yıktırıp yerine şu korkunç otellerden diktirir.
Numa terça morre a minha mãe, na quarta ele põe-me na rua sem dinheiro e sem casa e na quinta, o prédio construído pelo meu bisavô para os filhos, os filhos deles e os filhos desses filhos é destruído por este monstro para se tornar num medonho hotel!
Annemle babamın doğum günümü organize ederken muhteşem bir zaman....... geçirdiklerini hayal bile edemiyorum Yalnızca annem bir köşede umutsuzca ağlarken, babamın evden çıkıp sıcaklığınızı bulmak için sizin yanınıza geldiğini hayal edebiliyorum.
Não imagino os meus pais a dedicar muito tempo a planear o meu nascimento, só imagino a minha mãe, desesperadamente infeliz, soluçando toda a noite, e o meu pai voltando de viagem, vindo da sua cama,
Bayan G., sizin muhteşem aşk hikayenizi kaldırabilmek gerçekten kolay değil benim için. Babamın seni sevdiğini anlayabiliyorum. Benim anlayamadığım beni hiç sevmemiş olması.
Não me é muito fácil processar essa fabulosa história de amor, percebo que tenha gostado de si, não porque nunca gostou de mim.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
babam 1009
babama 39
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
babam 1009
babama 39
babam gibi 16
babamın 68
babamı 46
babam nerede 162
babam geldi 53
babamla 21
babam dedi ki 23
babamız 55
babamı istiyorum 35
babam da 18
babamın 68
babamı 46
babam nerede 162
babam geldi 53
babamla 21
babam dedi ki 23
babamız 55
babamı istiyorum 35
babam da 18
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100
babamı öldürdün 18
babamdı 18
babam haklı 24
babamındı 21
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100
babamı öldürdün 18
babamdı 18
babam haklı 24
babamındı 21