English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Babam da

Babam da translate Portuguese

7,191 parallel translation
Anne-babam da aynen böyleydi.
Os meus pais eram a mesma coisa.
Babam da, Pazar günü akşam yemeklerinde nadiren gördüğümüz biriydi.
O meu pai, alguém que via ocasionalmente nos almoços de domingo...
Babam da beğendi.
O papá acha o mesmo.
Hayır, annem hiç çalışmadı ve babam da hep bunun için ona kızgındı.
Não, a minha mãe nunca trabalhou e o meu pai estava sempre fulo com ela por isso.
Babam da böyleydi.
O meu pai tinha a mesma coisa.
Babam da bana sordu, "Sen yapmak ister misin?"
O meu pai perguntou-me : "Tu gostarias de fazê-lo?"
Babam da benimle aynı liseye gitmişti ve son sınıfta, sınıf başkanı olduğunu keşfettim.
MARK GALE Presidente O meu pai tinha andado na mesma escola secundária que eu e descobri que tinha sido presidente da turma de finalistas.
"Aman tanrım, büyüyüp bir yetişkin olacağım" "Demek ki anne babam da bir zamanlar çocuktu" dersin.
Percebem : "Meu Deus! Vou crescer e ser adulto, o que significa que os meus pais adultos também já foram crianças."
Babam da bu girişime dahil mi?
O pai faz parte deste esquema?
Benim babam da agresif bir şerefsizdi!
O meu pai também era super agressivo!
Babam da bunu fark ediyordu.
O meu pai percebeu isso.
Babam da sen de uyum sağlamamı söylüyorsunuz.
Tu e o pai disseram para eu me integrar.
Hayır, babam bir süre önce okuldaki çocuklara verdi.
Não, o nosso pai deu-as a uns putos da escola.
Babamı da özlüyorum.
Também tenho saudades do pai.
Bu babamın partisi, kendisi Lougle'ın patronu.
É a festa do meu pai, ele é o dono da Lougle.
Babam mantar sporlarını borunun içine koymuştu. Büyüdükten sonra da test etmek için bazılarını buraya getirdi.
O meu pai pôs as esporas de cogumelos no cano, e quando cresceram, ele trouxe alguns para os testarmos.
Madem babamı bulmak için yardımıma ihtiyacın var... neden beni vurdun?
Se precisa da minha ajuda para encontrar o meu pai... porque é que disparou contra mim?
Babam her zaman, "Mayın tarlasında yaşıyorsan ayaklarını kaybetmeye hazırlıklı ol" derdi.
Como sempre disse o meu pai : "No campo minado da vida..." "deve estar preparada para perder os dois pés."
Babam senin sürtük ve ateist annenle evlenmiyor
O meu pai não vai casar com a porca e ateia da tua mãe.
Önce onun sonra da babamın ölümünü izledim.
Presenciei a sua morte. Depois o meu pai.
Yattaki toplantı için sen aradın, babamın da kaçırıldığından emin oldun ki ben de oraya gelip işi bitirmene yardım edeyim.
Marcaste a reunião e garantiste que o meu pai era raptado, para que eu viesse ajudar-te a acabar o trabalho.
Babam ben küçükken öldü. Babasız da gayet iyi idare ediyorum.
O meu pai morreu quando eu era pequeno e tenho passado bem sem um.
Şehirdeki insanlardan kaçmak için babamın kulübesini satın aldı.
Os seus pais compraram a cabana do meu pai Para poderem fugir da confusão da cidade.
Ben doğmadan önce... annemin karnındayken... babam hep, bir Peştun hikâyesi, yani tappa anlatırdı.
Antes de eu nascer... quando eu estava na barriga da minha mãe... o meu pai contava sempre uma tappa, uma história Pashtun.
Babam dedi ki, kafan sağlıklı değilmiş.
O pai diz que não estás boa da cabeça.
Sonra da kendime "Tanrım, babam şu katlanamadığım" "okul delisi ineklerden biri miydi?" dedim.
Era um idiota. E pensei para comigo :
Çocukken annemi defalarca çıplak görmem ve babamın hayatın gerçeklerini anlattığı konuşmaları sırasında, sanki bir belboya bahşiş veriyormuş gibi eski prezervatiflerini
Acho que entre ver a minha mãe nua demasiadas vezes em criança e o meu pai a contar factos da vida, o que consistia em passar-me uns dos seus preservativos velhos, como quem dá gorjeta
Babamınki kocamandı, dedemin... ve onun babasının da kocaman penisleri varmış.
A pila do meu pai era grande, assim como a do meu avô e a do pai dele, supostamente também era enorme.
Ben küçükken babam yıldızlara bakmak için beni buraya getirirdi ama şehir yüzünden pek görünmüyorlar.
O meu pai trazia-me aqui para vermos as estrelas, mas não consegues vê-las por causa da cidade.
Bunu da babam dedi diye biliyorum.
Sei isto porque o meu pai me ensinou.
Böyle yapacağını ve yaptığında da aslında babamın ağzından konuşacağını söylemişti.
Ele disse que ias fazer isto e que seria por causa do pai.
Babam, İrlanda'da toprağın altında annem de Kanada'da toprağın altında.
O meu pai está enterrado, na Irlanda, a minha mãe está enterrada, no Canadá.
- Aslında annemle babamın.
- Na verdade, era da mãe e do pai.
Annemle babamın ve senin.
Tua, da mãe e do pai.
Babamın benimle ilgili hisleri anlaşılıyor.
Dá para ver o que ele sentia por mim.
Kralım ve babam, benim yaşımdaki bir kız aşk erkeklerinin neler yapabileceğini çoktan öğrenmiş olması gerekiyor.
Meu senhor e pai, uma rapariga da minha idade já devia saber de que tipo de galanterias os homens são capazes.
Babamdan Basit Şarkılar'ını Londra'da konserde çalmasını istemesini ve babamın hayır deyişini.
Sobre ter-se recusado a dirigir as "Canções Simples" em Londres?
Kalan parçaları da yakıp babamın arazisine gömdüler! Orada olmalı!
Eles pegaram fogo aos restos mortais e enterraram-nos na propriedade do meu pai!
Kalan parçaları da yakıp babamın arazisine gömdüler.
Depois, queimaram os vestigios na propriedade do meu pai.
Karşısındakinin daha güçlü olduğu müsabakalarda da babam bırakır, rakibi ellerini kırana kadar yumruk yerdi.
E em noites em que ele tinha poucas probabilidades a estratégia do meu pai era deixar-se bater até que eles partissem as mãos.
Babam "Ya bunu sildirirsin ya da kendim silerim." dedi.
O pai disse-me para a remover, senão, removia-a ele.
Babam ve ben Okinawa'da biraz kalmıştık.
Eu e o meu pai estivemos destacados em Okinawa.
- Bence şehir merkezine gitmek için babamın yardımına ihtiyacın yok.
Acho que não precisa da ajuda do meu pai para ir à cidade.
Babamızı da alıp dışarıya çıkıyorduk.
O meu pai levava-nos para sair.
Babamın da kendi baloncuğu olsun.
- O papá tem a sua própria bolha.
Gidip babamı bulmalıyım ya da en azından nasıl bulacağımı öğrenmeye çalışmalıyım.
Tenho de encontrar o meu pai ou pelo menos tentar encontrá-lo.
Babamı Google'da ya da Shmoogle'da ya da burada ne varsa aramak istiyorum.
Quero procurar o meu pai no Google ou no Shmoogle, ou lá como fazem aqui.
George annem ile birlikte Amerika'da kaldı ama yazları babam ve beni ziyaret etmeye gelirdi.
O George morava nos EUA, com a mãe. Mas no verão visitava-nos, ao papa e a mim.
Belki de babam haklıydı. Taşınmak bazı şeyleri tetikledi ve gerçekte olmayan şeyleri hayal etmeme sebep oldu.
Talvez o meu pai tenha razão, talvez a tensão da mudança tenha despertado algo, fez com que imaginasse coisas que não estavam a acontecer.
Babam, kız kardeşlerim ve ben bir keresinde Yafa'da bir gece geçirmiştik.
O meu pai, as minhas irmãs e eu... passámos uma vez à noite em Jaffa.
Babam çok kızardı çünkü ızgarada pastırma yağı kokusundan nefret ederdi.
O pai ficava fulo, porque detestava o cheiro da gordura do toucinho no grelhador.
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
dante 84
dash 20
data 848
daphne 369
dale 159
daria 27
daisy 193
dave 763
dane 24
dani 91
danke 21
dallas 215
daniela 44

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]