Bana göre değil translate Portuguese
1,146 parallel translation
Esprili bir kız. Ama bana göre değil.
É divertida, mas não é o meu estilo.
Gizli Ajan olmak bana göre değil.
Não gosto deste trabalho disfarçado.
Üzgünüm, Charles ama bu annelik işleri bana göre değil.
Desculpa, mas não tenho muito jeito para essa coisa de ser mãe.
Kalabalık lokantalar bana göre değil.
Não gosto muito de restaurantes.
Ama üstü açık arabalar bana göre değil kel falan da olunca.
Mas eu nunca fui o tipo de homem para comprar um descapotável, careca e tudo o mais.
Hayır, bana göre değil.
- Isso não é coisa para mim.
Bu bana göre değil.
Não tem a ver comigo.
Küçük düşünmek bana göre değil, bu yüzden sizin için büyük bir aday film listem var.
Não acredito em pensar pequeno, por isso tenho muitas ideias para si.
Bu bana göre değil.
Não é para mim.
Onların şu demokratik tatları bana göre değil Louis.
O sabor democrático deles não agrada ao meu paladar, Louis.
Aşk bana göre değil. Aşk kahrolası peri masallarında olur.
é um conto de fadas.
Hayır, bana göre değil.
Não, para mim, não.
Bu bana göre değil.
Isto não me fica bem.
- Pek bana göre değil.
- Não é aquilo a que estou habituado.
Her neyse, bu otel işi pek bana göre değil, bu yüzden Madison Otelleri'nin başkanlığından istifa edip yerimi Carl'a bırakmaya karar verdim.
Pronto, esta coisa dos hotéis não é para mim, e decidi demitir-me de presidente dos Hotéis Madison, e dar a empresa ao Carl.
Ronnie, kardeşlerimizin bazıları... Adamların bazıları hapishaneyi seviyor. Ama bunlar bana göre değil.
Alguns destes gajos adoram a cadeia, mas eu não tenho estofo para isto.
- Bana göre değil.
- Eu não.
Denizde sadece 6 gün geçirdim ve kesinlikle bana göre değil.
Acabo de passar seis dias no mar e não é para mim.
Sevgili Rosselini Visconti, sevgili De Sica. Ben sadece babası polis olduğu için polislik yapan biriyim ; ama yemin ederim, bu hayat bana göre değil.
Cari Rossellini, Visconti, De Sica..... eu sou um polícia só porque meu pai era polícia.
Neyin var? - Senin gibi değilim. Bu işler bana göre değil.
- Não é engraçado, não sou como você, não agüento essa coisa toda.
Bana göre değil.
Em minha opinião, não.
Ben de, pekâlâ, bana göre değil dedim.
Então disse "chega, isto não é para mim."
Bana göre değil.
Eu não gosto nada disso.
Pek bana göre değil.
Não é bem da minha época.
Bana göre değil.
Não conheço isto.
Bu bir cinayet davası. Bana göre değil.
É um caso de homicídio.
Bana göre değil.
Não para mim.
Bana göre değil bu iş.
Não sirvo para esta merda.
Miami bana göre değil ama Chris orayı toparlıyor.
Miami é reles para mim, mas o Chris está a melhorar as coisas.
- Bana göre değil.
- Para mim não.
"Armut piş ağzıma düş" biri olmak senin gibiler için normal. Ama bana göre değil.
Percebo, agora, que ser paparicado... está bem para o sujeito comum... mas não serve para mim.
Evlilik bana göre değil.
Sei que és um solteirão impenitente.
Bana göre değil.
Não concordo.
Bu "tıkırında olmak" sa, evlilik bana göre değil.
Se isso é resultar, então o casamento não é para mim.
Ordun bana göre değil.
Não quero ser do teu exército.
Erkek arkadaşımın olması mı bana göre değil?
Não parece meu ter namorado?
- Bana göre değil.
- Não para mim.
Mitch, ne istediğini biliyorum, ama bana göre değil.
Mas não é por mim.
Benim için çok geç ama senin için geç değil. Andy, kabalaşmak istemem ama bana göre Tracy tüm...
Pode ser tarde demais para mim, não para você.
Andy, kabalaşmak istemem ama bana göre Tracy tüm Boston Celtics'le de yatsa benim için önemli değil.
Andy, não quero ser indelicado, mas da minha parte não interessa se Tracy estava dormindo com todo o Boston Celtics.
Yürümek bana göre degil.
Caminhar é para os quadrados.
Bana göre bir şey değil.
Isso não é para mim.
İş halledildi, değil mi? Bana göre tamam.
A mim parece-me que sim.
Kraliçenin birçok şeri kadehinden sonra önemsiz kötü davranışları... bana göre iyi bir haber değil.
Os pecados da Rainha depois de ter bebido demasiado não é a minha ideia de "uma boa história".
Bana göre, cinayet gerçekten muhteşem bir intikam değil.
Para mim, o homicídio nem me parece uma grande vingança.
Kim olduğu umurumda değil. Ama bana göre en çok da yönetmen yapmalıydı bu işi.
Não podia aceitar a arte como um comitê,
Acayip değil mi, doktor? Psikiyatr falan olduğuna göre, belki sen bunu bana açıklayabilirsin.
Talvez possa explicar-me isto, já que é psiquiatra.
Evet belki ama bana göre şu an onlardan biri değil.
Sim, talvez, mas não acho que esta seja uma dessas vezes.
Geleneklere karşı gelmek bana göre bir şey değil.
Longe de mim pôr em causa a tradição.
Hiç de bana göre bir şey değil.
Nunca foi o meu preferido.
Müvekkilimin bana verdiği talimata göre bu seferlik kefaletle çıkmayı değil de suçsuzluğunun kanıtlanması ve serbest bırakılmasını tercih ediyor.
O meu cliente instruiu-me de que não procura fiança nesta altura, prefere esperar para ser ilibado e libertado.
bana göre 203
bana göre hava hoş 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
bana göre hava hoş 45
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66