Ben benim translate Portuguese
9,126 parallel translation
- Ben Dr. John Woods ve burası benim laboratuvarım. Kim olduğunuzu biliyorum ve artık erişim izniniz bulunmuyor.
Eu sei quem é, mas o seu acesso já não está autorizado.
Ama... ben senin arkadaşınım. Hatta defalarca söylediğine göre sahip olduğun tek arkadaş benim.
Mas sou tua amiga, a única que tens segundo o que me tens dito.
Sırada ben varım. En kıdemli benim.
Estou cá há mais tempo.
Daisy, ben sonsuza dek yaşamayacağım ve öldüğümde bu insanları sen yönetmeli onları benim koruduğum gibi sen korumalısın.
Daisy, não viverei para sempre. E, quando morrer, tens de liderar este povo. - Protegê-lo como eu fiz.
Ben senin arkanı kollarım, sen benim arkamı kollarsın.
Eu cuido de ti... tu cuidas de mim...
- Ha? Benim babam daha ben konuşmadan once icmeme izin vermişti.
Meu pai deixava-me beber do seu copo antes de eu conseguir falar.
Ben'in başına gelenler benim hatam.
Acho que foi por minha culpa... o que aconteceu ao Ben.
Ya öğrenirse benim Saint Benezet'te Ben'le birlikte olduğumu?
E se ele descobre que eu... Que eu estava com o Ben... em Saint Benezet.
Öğrenecek ve Ben'e yaptığı gibi benim de peşime düşecek.
- Não. Ele vai descobrir tudo e depois virá atrás de mim tal como veio atrás do Ben.
İnsanlar bana çoğu kez bunu neden yaptığımı soruyorlar ve benim onlara cevabımsa "Ben yapmazsam kim yapar?" oluyor.
Muitas pessoas perguntam-me porque faço isto. Pergunto-lhes : "Se não fizer, quem fará?"
Benim ben olmam hakkındaymış.
Tenho é de ser eu próprio.
Ben bir sosyopatım. Benim hislerim yok.
Sou uma sociopata, não tenho sentimentos.
Hayır ama patronum bugün işini kaybetti ve ben de işten atıldım. Benim de bakmam gereken 3 çocuğum var.
Não, mas o meu chefe perdeu o trabalho hoje, fui despedida, e tenho 3 filhos para sustentar.
Liv, biri oyunda benim arkadaşlarımı öldürse ben de kafayı yerdim.
Liv, se alguma coisa suscitasse-me à violência seria alguém ter exterminado os meus irmãos de armas.
Ben hiçbir zaman insanların benim için üzülmesini isteyen biri değildim ama sen tam olarak insanların bana söylemesini istediğim şeyleri söyledin demin.
Acabaste de dizer a coisa que estava a morrer que alguém me dissesse.
Ve hepsi benim içindi çünkü buraya gelmeyi ben istedim.
Tudo por mim. Porque eu quem queria vir para cá.
Sanki bu benim ilk ebeveynlik testimdi ve ben de başarısız oldum gibi hissediyorum.
Eu sinto como se esse fosse meu primeiro teste como mãe e eu falhei.
O gece patlamadan açığa çıkan şeyden ben de etkilenmiştim ama hiç gücüm yok benim.
Eu fui afectado pelo o que foi libertado na explosão - e não tenho poderes.
Benim için her şeyi riske attın ve ben de seni yüzüstü bıraktım.
Arriscou tudo por mim e eu desapontei-a.
Sanki Lee benim ilacımdı ve ben de ona bağımlıydım.
Era como se fosse viciada nele. Ele era a minha droga.
Benim adım Liv Moore. Ben öldüm. Bir bakıma.
Chamo-me Liv Moore e morri, mais ou menos.
- Sen benim sorumu cevaplarsan ben de seninkini cevaplarım.
Eu respondo à pergunta se responder também a uma. Como queira.
Biliyorsun, Sara, bunca yıldan sonra, ben fark benim için neyin önemli olduğunu.
Sabes, Sara, depois de todos estes anos, percebi o que é mais importante para mim.
Benim otel odasında gelen olanlar Ben tutuklandıktan sonra?
Os do meu quarto de hotel depois que fui preso?
Ve bu senle benim aramdaysa, ben hep kendimi seçerim.
E se tiver de escolher entre nós, escolho-me a mim.
Benim, ben dostum!
Sou eu, sou amigável!
Vaziyetin ne getirdiği fark etmeksizin ben senin yanında olacağım, sen de benim.
Seja qual for o resultado desta situação, tu tens-me a mim, e eu tenho-te ti.
Ben küçükken babamın benim Rosalie'ye binmeme izin verdiğin için sana kızdığını hatırlıyor musun?
Lembras-te de quando era pequena, e o pai ficou zangado contigo por me teres deixado andar na Rosalie?
Sorun benim, pisliğin tekiyim ben.
Sou eu. Sou uma merda.
Ben utanmıyorum. benim hatam değil.
Eu não tenho vergonha. A culpa não é minha.
Ben her şey benim hatam olsun isterim, iyi ya da kötü.
Quero que seja tudo culpa minha, o bom e o mau.
Sonra ben de şöyle oldum "Six Flags'i severim ve ücretsiz geçişlerin benim olmasını da çok isterim ama şu elemena dersini vermeliyim."
E eu pensei, "Eu adoro os parques Six Flags, e adoraria ter essas entradas grátis, mas tenho que dar uma lição a esse tipo".
Rüyadaki ben yaptı ama gerçekten ben değildim çünkü benim rüyam değildi.
Bem, fui eu no sonho... mas, não era mesmo eu porque não era o meu sonho.
- Ben alayım o zaman. - Benim iki tane oldu.
- Dois para mim.
Sadece sen de ben de biliyoruz ki benim senin yasa dışı aktivitelerin üzerine olan bilgim seni kolaylıkla barodan attırabilir.
Diria só que ambos sabemos que as atividades extracurriculares podem pô-lo fora da Ordem.
- Ben de. Benim genç, ileriyi düşünen kişiliğime rağmen... 21. yüzyılda iş annenin eski tariflerini atmaya gelince bunu bir türlü yapamadım!
Acontece que, apesar da minha eternamente jovem e visionária forma de pensar do século 21, quando fui deitar fora as velhas receitas da mãe, simplesmente, não consegui!
Kafes benim, ben alıyorum.
A jaula é minha, sou eu que a atrelo.
Malcolm benim olduğumu sandığı katilin, aslında ben olmadığıma dair şüpheleri vardı.
O Malcolm tinha começado a desconfiar que eu não era o criminoso que ele pensava.
Benim için bir şey yaparsan ben de kimseye söylemem.
Pronto. Se fizeres algo por mim... fico de boca calada.
Ben Phoebe Frady ve bu benim ikinci denemem.
Sou a Pheobe Frady, esta é minha segunda tentativa.
Sadece benim, kendim ve ben
Só eu sou importante
Zaten benim işim yok ki. Ben mutfağa gireyim, bir daha hiç çıkmayayım değil mi?
Queres que passe o dia na cozinha como uma escrava?
Ayol ben, benim evde olunca sevmiyorum.
Em minha casa, não.
Neden herkes sürekli benim hakkımda ben burada yokmuşum gibi konuşuyor?
Porque é que todos falam sempre de mim como seu eu não estivesse aqui?
Ben fikrimi söylüyorum, o benim fikrimden fikir çıkarıyor.
Pois... digo algo, e ele tem uma ideia nova.
Ancak ben daha çırağım. Benim birkaç leşim var.
Só que... sou um mero aprendiz.
Ölmeme ramak kalana kadar benim gibi görünen ve konuşan biri ile tanışsaydım ben de aynı şeyi düşünürdüm.
Antes de quase ter morrido, se conhecesse um tipo que falasse como eu falo agora, teria pensado o mesmo.
Ve benim için yaptığın her şey için minnettarım ama ben sadece...
Agradeço o que fizeste por mim, mas eu...
Ben, benim arabası alabilir miyim?
Posso levar o meu carrinho, por favor?
Benim erken gençler, Ben çizgi roman gitti vardı her dime.
Na minha adolescência, cada cêntimo que tinha foi gasto em banda desenhada.
Ben şimdi ne yapıyoruz, onu geri ödemek için benim yoludur.
O que faço agora, é a minha maneira de pagá-lo.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benimle dalga geçme 73
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benimle dalga geçme 73