English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Benimle kalın

Benimle kalın translate Portuguese

340 parallel translation
Burada benimle kalın, ben size bakarım.
Fique aqui comigo. Eu cuidarei de si.
Yalnızca kısa bir süreliğine benimle kalın ve eğer tanrılar isterse size bir erkek evlat vereyim.
Só se ficar um pouco comigo e se for a vontade dos deuses, eu lhe darei um filho.
Ne olursa olsun Sör Henry, benimle kalın.
Aconteça o que acontecer, tem de ficar comigo.
Paul, Sandra... Kano, siz benimle kalın.
Paul, Sandra Kano, fiquem comigo.
Eğer bu konuda uyuyamayacak kadar heyecanlıysanız. Benimle kalın. Ben de sizi meşgul edecek bir şeyler bulayım.
Por isso se estiverem tão excitados que não consigam dormir, fiquem acordados comigo... e eu arranjo uma maneira de vos manter ocupados,
Hey, Burada benimle kalın.
Vamos, vocês, fiquem comigo.
Biraz benimle kalın.
Sentai-vos um pouco ao meu lado.
- Benimle kalın. - Ama savaş devam ediyor.
Mas, Roxane, estamos em combate!
Baba, burada kalıp biraz benimle oynamayacak mısın?
Papá, não vais ficar a brincar comigo um bocado?
Benimle kalır mısın?
Fica comigo?
O halde ayrılmayın. Niçin kalıp benimle akşam yemeği yemiyorsunuz?
Então, por que não jantam comigo?
Ayrıca benimle evlenirsen, özgür kalırsın.
Além disso, se casar comigo, manterá a sua liberdade.
Manor Hotel'de kalıyorum. Fakat başkasını düşünmeden önce benimle irtibata geçerseniz müteşekkir olurum.
Agradecia que me contactasse antes de aceitar outras propostas.
Haydi gel, benimle kalırsın. Bir çaresine bakarız!
Vem, ficas em minha casa, nós desenrascamo-nos.
Burada kalırsın Clay, burada benimle kalır sheriff olursun, eminim bir sorun çıkmıyacaktır, sheriff bunu kabul eder.
Tivemos um encontro da comissão e toda a gente concordou que se quisesses ficar, podíamos ir falar com o assistente, tenho a certeza que não haveria problema algum.
Şimdi gidiyorsun. Ama gözlerim için anıların aklım için düşüncelerin kalır benimle.
Agora que te vás... levarei uma recordação tua nos meus olhos...
" Gözlerim için anıların aklım için düşüncelerin kalır benimle.
"Levo uma recordação tua nos meus olhos"... Pensamentos de ti na minha mente, e o teu toque em todo o meu corpo. "
Bırak örümcek ağlarını o süpürsün, sen benimle kal.
Deixa que ele limpe as teias por ti e fica comigo.
Sonra benimle evlenmek zorunda kalırsın.
- Quero. - Então case-se comigo.
Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.
Ficai aqui e vigiai comigo.
Çok fazla yalnız yaşayan dağ adamları arasında yaygın bir hastalıktır,... ama böyle anlarda benimle kalırsan, bir şeyim kalmaz.
Padecem disto os montanheses que vivem sós por muito tempo, mas se ficares comigo nestes momentos, hei-de ficar bem.
Gömene kadar altın benimle kalıyor.
O ouro fica comigo, até eu o enterrar.
Burada kalın, Vogel benimle gel.
Fiquem aqui! Vogel...
Benimle kalırsan, rüyalarını da tatlılaştırırım.
Se ficar terá, bons sonhos, também.
Benimle iki gün kalır mısın?
Fica dois dias comigo?
Bana sadece iki gün benimle kalır mısın yoksa kalmaz mısın onu söyle.
Diz-me só se vais ou não ficar comigo dois dias.
Liliane, biraz benimle kalır mısın?
Não queres ficar um bocadinho comigo?
Uzmanlığım bu. Yatakta benimle iki dakika kal. O şeyi hurda demir diye satarsın.
Dois minutos na cama comigo e venderás aquilo para o ferro velho.
Kalır mısın - Benimle yatar mısın?
- Gosto de ti. - Queres deitar-te comigo?
Acaba... benimle kalır mısınız?
Gostaríeis de... ficar comigo?
Benimle kalır mısın?
Não quer ficar comigo?
Sen benimle kal. Yaranın icabına bakalım.
Você fica comigo, vou arranjar alguém que trate da sua ferida.
Benimle, kalın kafalı bir köylüymüşüm gibi konuşma.
Não fale comigo como se eu fosse um camponês estúpido.
Gece benimle kalır mısın?
Queres passar a noite comigo?
Sadece benimle irtibatta kalın dedektif.
Acompanhe o meu raciocínio, detective...
Benimle kalır mısın?
Ficava comigo?
Kal benimle, seni bir Repo-kadını yapacağım.
Fica comigo, faço de ti uma mulher-repo.
Benimle kalıp kalmayacağın umurumda değil. Eğer seninle kalırsam, seninle uyurum, seninle uyanırım.
Bom, passo, aceito-o, se continuar contigo, se dormir contigo, se acordar contigo.
Benimle konuştukların aramızda kalır.
Podes falar comigo não-oficialmente.
Belini doğrultana kadar benimle kalırsın.
Ficará comigo até se endireitar.
Sadece benimle kalın.
Fica comigo.
Sonra yemeğe çıkalım mı? Sonra diyorum benimle yemeğe çıkar mısın?
Quer ir jantar comigo depois?
- Benimle kalırsın artık.
- Creio que vai morar comigo.
Eğer defteri alamazsam, benimle takılı kalırsın.
Sem a agenda, podes ficar comigo à perna.
Benimle uğraşırsan, burada tek başına kalırsın.
Não te metas comigo, ou vou-me embora.
Onlar gelene kadar benimle kalır mısın?
Faz-me companhia até eles virem?
İkimiz için de dua ederim. Dua etmesem de benimle kalır mısın?
Ficarias comigo mesmo que eu não rezasse?
Benimle kalırsın, eğitimin bitene kadar gün boyu okula gidip geceleri de benimle devriye gezersin.
E se tu viesses trabalhar para mim?
Motosikleti takip konusunda benimle bağlantıda kalın.
Mantenham-me em contacto com a mota!
# Bu gece benimle kalır mısın #
"Fugir comigo esta noite"
# Oh, Bu gece benimle kalır mısın #
"Oh, fugir comigo esta noite"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]