Bir hatıra translate Portuguese
703 parallel translation
İşte sizin için bir hatıra.
Tomem lá uma recordação.
Bir hatıra.
É uma recordação.
Ben de sana bir hatıra aldım.
Também tenho um memento para ti.
- Eski bir hatıra. Belki reklam, belki de bilinçaltının hatırladığı eski bir isim.
- Uma associação com o passado, uma publicidade ou uma personagem num romance, que o subconsciente recordou.
Bu gece bir hatıra doğuyor.
Uma memória está a nascer hoje.
Tüm yılların sınamasından geçen bir hatıra.
Uma memória que irá passar nos testes, todos os anos.
Küçük bir hatıra almaya ne dersin?
E que tal levar uma recordação?
Bir hatıra sanırım. Evet.
- Uma recordação, diria eu.
Mütevefa eşimden kalma bir hatıra.
Um antepassado da minha falecida esposa.
Birlikten küçük bir hatıra yüzbaşım!
Meu Capitão uma pequena recordação das tropas.
- Bir hatıra, efendim.
- Uma recordação.
Lockwood. - Bir hatıra istiyorum!
- Quero uma recordação!
Ben de bir hatıra istiyorum!
Também quero uma recordação!
İşte.. ... küçük bir hatıra.
Aqui tens... uma pequena lembrança.
Bir dolara unutulmaz bir hatıra!
Uma recordação inesquecível por um dólar!
Sana benden bir hatıra.
Tenho uma lembrança para si.
Bu bir hatıra.
É uma recordação.
Benden bir hatıra.
Um presente meu.
Bir gün, bu ziyaretin sadece bir hatıra olarak kalacak kalbimde yaşattığım diğer güzel hatıraların yanında.
Um dia esta visita tão somente será uma lembrança, uma mais entre tantas.
- Rhine'dan küçük bir hatıra.
Uma recordação do Reno.
Hoş bir hatıra değil belki ama anlatmak iyi geldi.
Bom, talvez não seja uma recordação agradável mas foi bom falar dela.
Ama daha sonra onu gördük çok mutlu bir şekilde iki yaşında bir hatıra getiriyordu.
Então nós vimo-la... muito sorrateira a trazer para casa um elefantezinho de dois anos.
Geri döndüler ve bizlere de hoş bir hatıra olmak kaldı.
Viraram as costas até não passarmos de memórias.
Bunu bir hatıra olarak almanı istiyorum.
Quero que fiques com isto, como recordação pessoal.
Bayanlar ve beyler bu saatleri güzel bir hatıra olarak ömrümüz boyunca saklayacağız.
Sras e Srs... Sras e Srs,
Bir hatıra.
Uma lembrança!
Bunu hayat boyu senden bir hatıra olarak saklayacağım.
Eu vou guardar isto sempre, como recordação de ti.
Maïïs gerçek bir hatıra gösteriyor...
Mais nos mostra uma verdadeira relíquia :
Bu tüfek belki de güzel bir hatıra.
A arma pode ser uma boa recordação.
Yanında bir hatıra götürebileceği sözünü verdim. - Kendi seçeceği mi?
Mas eu tinha-lhe prometido que podia levar uma lembrança.
Agnes'ten bir hatıra alabileceğine dair sana söz verilmişti.
E foi-lhe prometida uma lembrança da Agnes...
Alın size bir hatıra.
Tenha um souvenir.
Bir hatıra.
- Uma lembrança.
Bir hatıra alabilir miyim?
Posso levar uma recordação?
"Beyni olmayan ancak senin için bir hatıra olan bir insan gibiyim."
Não consigo pensar em nada, a não ser em você.
Oxford günlerimden bir hatıra.
É uma recordação de Oxford.
Bir hatıra, bana daima seni hatırlatacak bir şey.
Uma lembrança. Algo para me recordar de ti
O bir hatıra.
É uma recordação.
- Bir hatıra.
- Uma lembrança? Grana?
Bu, sende herhangi bir hatıra uyandırıyor mu?
- lsso não te lembra nada?
Bana izin verirseniz, ben de size bir hatıra vermek isterim.
Se você me permitir, eu ficaria encantado em lhe dar um presentinho.
Hatıra olması dışında bir değeri yok.
Não tem nenhum valor. É uma lembrança.
Bu o hatıra defterlerindeki bir söz, ama kimse bunu yüreğinde taşımıyor.
É apenas mais um no seu album mas se tiver que conviver com isso...
Arkadaşına son bir kez bak, hatıra olsun. Çünkü uzunca bir süre görüşemeyeceksiniz!
Podes olhar para o teu amigo e guarda-o bem na memória porque não se vão ver tão cedo.
Başka bir kıskanç kadından hatıra mı?
Recordação de outra mulher ciumenta?
Bir tanrı hatıra şeklinde sağ kalamaz.
Um deus não pode sobreviver como uma memória.
Hala ondan hatıra götümde bir mermi iziyle dolaşıyorum.
Eu não quero dividir por três.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
A sério que não o compreendo, sargento, nem as suas insinuações. Não me lembro da deixa, quem quer que a escreveu.
Bir bakıma saçma... Muhtemelen birçok bakımdan muhtelemen bu olay, savaştan bana hatıra kalan en saçma, en ilginç ve en çok hayali kurulan hepi topu beş dakika süren bir bölümdü.
Foi bizarro, foi talvez, sob muitos aspectos, a coisa mais estranha e bizarra, a mais irreal, que recordo do tempo que passei na guerra.
Onu şömünenin üstünde bir kutuda, hatıra olarak saklayacağım.
O conservarei como uma lembrança, numa caixa de vidro, na chaminé.
Ara sıra ona hatırlatmak zorunda kalsam da lanet vergi indiriminden başka bir şeyi unutmuyor.
Mesmo que o tenha de lembrar de vez em quando que ele não é mais que uma dedução de impostos.
hatıra 18
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hayvan 28
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
bir hayalet 36
bir hafta oldu 20
bir hafta mı 41
bir hayvan 28