English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir hafta

Bir hafta translate Portuguese

16,246 parallel translation
Biraz daha bilgiye ihtiyacımız var ama yaklaşık bir hafta içinde tamam diyebilirim.
Precisamos de um pouco mais de informação mas acho que iremos avançar com isto dentro de uma semana.
Ancak yalnızca bir hafta süreyle.
Mas apenas pelo período de uma semana.
Kabul ediyorum ki ben bile seninle tanışmak için bir hafta beklemek zorunda kaldım.
Até aceito que tenho de esperar uma semana para ir ter contigo.
Ve söyle bana... Seni bir hafta görmemeliydim. so you can recover from South America.
E ainda me dizes que é melhor ficarmos sem nos ver durante uma semana, para recuperares da América do Sul.
- Tüm bir hafta sonu...
- Deram-me o fim de semana.
Bu bir hafta önce daha kolay olurdu.
Isso seria muito mais fácil se pudéssemos...
Ve büyükannem kocaman olduğu için yemesi bir hafta sürdü.
E levou uma semana porque era montes de enorme.
Çok iyi bir hafta olacak.
Esta semana vai ser bem produtiva.
Çocuk kaybolmadan önce bir şey olmuş, bir hafta kadar önce.
Aconteceu algo antes de a criança se perder, cerca de uma semana antes.
Yani o hıyarları televizyonda görmediğimiz bir hafta oluyor mu?
Não há semana em que não vejamos esses idiotas na TV, não é?
Bir hafta boyunca, her gün savaş yaşayacaksın.
Durante uma semana, todos os dias serão uma luta.
Neredeyse bir hafta önce, Megan Hipwell Beckett Caddesi'ndeki 15 numaralı evden gitti ve ortadan kayboldu.
" Há uma semana, Megan Hipwell saiu de sua casa e desapareceu.
Bana bir hafta ver.
Dá-me uma semana.
Bir hafta, temiz kalacaksın.
Uma semana, manténs-te limpa.
Sen ve adamlarının dükkanı kapatıp... uzaklara gitmek için bir hafta vakti var.
Tu e o resto do teu pessoal têm uma semana para fechar a loja e ir para longe, muito longe.
Bir hafta içinde en az...
É onde os dois perdedores da semana...
- Bak, bir hafta daha bekleyemeyiz.
Tem de dar a este caso mais uma semana pelo menos.
Bir hafta yokum.
Vou estar fora uma semana.
- Hapishane hücresinde bir hafta, anlamalıydım.
- Uma semana na prisão, devia perceber. Perceber o quê?
Bir hafta için okul kampıyla dışarıda olmam gerekiyordu ama ikinci gün hastalandım.
Devia passar uma semana fora num acampamento da escola, mas fiquei doente ao segundo dia.
Bir hafta önce tanıştık.
Conhecemo-nos há uma semana.
Geri geleli neredeyse bir hafta oldu. Bazı cevaplar vermesinin vaktinin geldiğini düşünmüyor musun?
Voltou há quase uma semana, Não é altura de ela lhe dar respostas?
Güzel ve elektroniksiz bir hafta sonu dileğiyle.
Bom fim de semana sem aparelhos eletrónicos.
Albümün çıkmasına bir hafta kala
A uma semana do lançamento do álbum,
Bir hafta mı?
Para a semana?
Bir hafta boyunca birkaç sokak sıçanını beslemek için yeterli olurdu.
Era o suficiente para alimentar um par de ratos de rua uma semana.
Bir hafta geçti.
Uma semana aqui...
Daha çok şey öğrenir öğrenmez sana haber ederim. En az bir hafta Manchester'da olmam gerek.
Assim que tiver mais informações digo-lhe, devo ficar pelo menos uma semana em Manchester.
Patron ödeme için bir hafta kazandığını söyledi. Hayır.
O chefe disse que só ganhou uma semana.
Kimse fark etmez bile. Bunu uygula, bir hafta sonra yine gel.
Faça isso e venha ter comigo daqui a uma semana.
2 hafta önce Binbaşı Turner onları bir araştırma için Afganistan'a yollamış.
Há duas semanas, a Major Turner enviou-os ao Afeganistão numa investigação.
Hafta sonuna kadar ararım. Üstünde bir güncelleme gerekiyor.
Telefono-te no fim da semana já o devo de ter.
Geçtiğimiz hafta bir İngiliz bombardıman uçağı bu binayı yerle bir etti.
A semana passada, um bombardeiro britânico reduziu isto a escombros.
BİR HAFTA ÖNCE
UMA SEMANA ANTES
Geçen hafta evime bir kız gelmişti mutfağıma gitti ve mikrodalgayı bir çelik kasa sandı.
Uma miuda foi a minha casa, a semana passada, entrou na cozinha e pensou que era um cofre.
Doktor hafta sonuna doğru bir kranyotomi yapmak istiyor.
O médico quer fazer uma craniotomia no final da semana.
Biz de... Hafta sonu bir parti vereceğiz.
Então... nós... vamos dar uma festa este fim de semana.
Yazının sonucu bir iki hafta daha belli olmayacağı için gelecek hafta da denkleştiremeyeceğim.
Bem, desde que não vou decifrar sobre este artigo por mais algumas semanas, vou estar curto na próxima semana também.
Misal geçen hafta sana ağzına kadar dolu bir iPod vermiştim.
Como na semana passada, dei-lhe um iPod totalmente carregado.
Önümüzdeki hafta için oraya bir uçak bileti rezervasyonu yapacağım.
Para a próxima semana vou aí.
Gelecek hafta, yerel bir işletmeyi yeniden düzenleyeceğim.
Para a semana que vem, vou fazer uma remodelação num negócio aqui da zona.
Şimdi de dikkatinizi saha kenarına yöneltin. Jill Martin, bu hafta şehrin fahri anahtarını alacak kişiyle bir arada.
E agora, prestem atenção à primeira fila, onde a Jill Martin falará com o homem que, ainda esta semana, receberá uma chave honorária da cidade.
İlk hafta bir milyon satacaktık.
Íamos vender um milhão na primeira semana.
Bir, bilemediniz iki hafta.
Uma semana, talvez duas.
Bu sabah elime İskoçya'dan daha iki hafta önce postaladığı bir mektup ulaştı.
Recebi uma carta da Escócia, esta manhã, que ele enviou há apenas duas semanas.
Bu hafta sonu şöyle bir bakacaktık.
- Precisa de combustível... Vemos isso no fim de semana.
Polis departmanındaki bir kaynaktan aldığımız bilgiye göre bahse konu kahramanımızın eylemleri haricinde geçen hafta şehirde başka bir suç işlenmemiş.
Uma fonte nossa no departamento da polícia disse, que para além dos atos perpetuados, por este super-vigilante, esta semana, não houve mais nenhum tipo de crime grave, relatado na cidade.
İki hafta uzun bir süre.
Foram mais de duas semanas longe.
Kardeşimin en sevdiği şey, kalemtıraş kullanmaktı. Bu nedenle tüm hafta uslu durursa Bay Diaz açması için ona bir kalem verirdi.
A coisa preferida do meu irmão era usar o afiador, por isso, se se portasse bem, o Sr. Diaz dava-lhe um lápis para afiar.
Fikri geçen hafta izlediğim bir filmden aldım, South of Pago Pago.
Tirei a ideia de um filme que vi na semana passada, A Selva em Fogo.
- Gelecek hafta bir rolde oynayacağım.
Tenho um papel para a semana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]