English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir kere olsun

Bir kere olsun translate Portuguese

462 parallel translation
Bir kere olsun "Lucy, neredeydin, ne yapıyordun?" diye sormam gerekmemiştir.
Nunca tive de lhe perguntar : "Lucy, onde foste, que estiveste a fazer?"
Bir kere olsun dürüst olduğunu sandım.
Pensei que desta vez te portarias bem.
Bir kere olsun kalın kafalı bir İrlandalı olma.
Não sejas um irlandês tão casmurro.
- Bir kere olsun birşey yazmak ve.. .. tamamen gerçekleştirmek. Bir kez olsun taviz vermeden.
Sem ter de me comprometer.
- Bir kere olsun adam gibi davranmanı isterdim.
- Gostava que reagisses como um homem!
İnsanların yaptığı şu aptalca şeyleri yapmayı bir kere olsun, çok fazla düşünmeden zenginlerin sokağa para atması gibi.
Fazer aquelas coisas meio absurdas que se fazem... de vez em quando sem se importar com as consequências? Como fazem os ricos quando atiram dinheiro fora.
Bir kere olsun haklı çıktın ve ağlıyorsun!
- Não. Desta vez que tens razão, choras.
Biliyordun ki bir kere olsun askeri bölgeye girmeseydin sana dokunamayacaklardı.
Fora de um terreno militar, está safo. Você sabe-o.
Şimdi şu eski okul saçmalıklarını unut ve bir kere olsun gerçeklikle yüzleş.
Deixemos o passado de lado e enfrentemos a realidade.
Bir kere olsun gerçekle yüzleşebilir misin?
Podes encarar a verdade, uma só vez?
Haydi, bir kere olsun gerçekle yüzleşebilirsin.
Podes encarar a verdade uma só vez.
- Bir kere olsun, beni dinle!
- Ouve-me por uma vez.
Bir kere olsun vaktinde...
Não podias tentar chegar a horas, só...?
- Hayatında bir kere olsun, sen de coş.
- Por uma vez na vida, se deixe levar.
Bir kere olsun, beyefendi gibi rahat olabilirsin.
Por uma vez, podes descansar, como um senhor...
Bir kere olsun beni dinler misin?
Pode ouvir-me uma vez?
Bir kere olsun, Eddie, başka bir şeyden söz et, olur mu?
De uma vez por todas, Eddie, fala de outra coisa, está bem?
Hayatım, bir kere olsun,... baş döndürücü olduğunu unutup başın dönmüş gibi davranır mısın?
Querida, só desta vez, esqueça que é espantosa e tente parecer espantada.
Bir kere olsun, sıradan vatandaşlar gibi hareket edelim.
Tentem portar-se como cidadãos respeitáveis.
Bu, bir kere olsun gururunu ayaklar altına almak olsa bile?
Mesmo que isso signifique engolir esse seu orgulho poderoso?
Bir kere olsun yumurta artıkları şu çatalların üzerinde kuruyup kalmasa.
Gostaria de ver estes garfos, ao menos uma vez sem ovo seco agarrado.
Hadi, bir kere olsun prensibini boz.
Vá lá, quebre a sua regra. Uma vez.
Niye bir kere olsun bana inanmıyorsun, Binbaşı?
Porque não me acredita, major? Uma vez pelo menos?
Bir kere olsun gitmişsindir kiliseye.
Já deve ter ido à igreja.
Bir kere olsun susmanı dilerdim.
Eu gostava que te calasses por um bocadinho.
Bir kere olsun geliver Alfredo.
Tem de ir imediatamente, Alfredo.
Neden bir kere olsun sadece dediğimi yapmıyorsun?
Porque não fazes o que te digo só por uma vez?
Herkes bir kere olsun kabus görür.
De qualquer modo, todos temos pesadelos às vezes...
Bir kere olsun Le Strade doğru iz peşinde olabilecek mi acaba?
Será que desta vez o Lestrade está na pista certa?
Şimdi, bir kere olsun- -
Uma vez na vida...
Bir kere olsun sadece sana söylediğimi yap... -... ki şu işi başarabilelim. - Emredersiniz komutanım.
Uma vez na vida, faz o que te digo e talvez nos safemos desta.
"Bir kere olsun çağdışı saçmalıkların peşinden gitmeyelim."
Sejamos uma vez menos partidários de nossas obsoletas opiniões.
Bir kere olsun, Fletcher doğruyu söylüyor galiba.
Bem, por uma vez parece que o Fletcher disse a verdade.
Bir kere olsun birinin teklif etmesini isterdim, hepsi bu.
Só gostava que alguém, um dia, me pedisse em casamento, só isso.
Hawaii'ye, bizden başka herkes gidiyor. Peg, bir kere olsun anlamıyorsun.
Al, há forma melhor de valorizar a casa e poupar dinheiro?
Şu çingene için bir kere olsun, birşey yap!
Faça por mim, em vez de ajudar aquele porco.
Yapmayın, bir kere olsun, babanızın arkasında duramaz mısınız?
Então, família, não são capazes de me apoiar agora?
Beni bir kere olsun rahat bırak.
Me deixa em paz um pouco.
Bir kere olsun, yüzüne söyle!
Diz-lhe na cara! Pelo menos uma vez!
Bir kere olsun cevap ver.
É tudo o que sabe dizer?
Hiç bunu bir kere olsun düşündün mü?
Já alguma vez pensaste nisso?
Bir kere de olsun işini doğru yap.
Faz algo correcto, para variar.
Hiçbir zaman, bir kere bile olsun doğduğum yerle gurur duymamı sağlamadılar.
E nunca, nem uma única vez... ele me fez sentir orgulhoso do sítio onde nasci.
Bir kere olsun kişisel mesele konuşabilir miyiz?
Não te posso falar por uma vez como uma pessoa?
Belki biz, seni sadece bir kere asabiliriz ama, tanrı şahit olsun, bunu yapacağız.
Talvez só possamos enforcar-te uma vez, mas, juro por Deus, enforcar-te-emos.
"Bir kere kandır, sana yazıklar olsun. İki kere kandır, bana yazıklar olsun."
"Enganaste-me uma vez, nunca mais me enganarás."
Ve bir kere daha, garanti olsun diye.
Mais uma para dar sorte.
Bir kere sen havalı olmaktan biraz olsun anlasaydın... hayvan desenlerinin artık moda olmadığını bilirdin.
Numero uno : se percebessem alguma coisa sobre estilo, sabiam que padrões de animais estão fora de moda. Em segundo, tótós...
43 yıl posta idaresinde çalıştım ve bir kere bile olsun...
Estive nos Correios mais de 43 anos e nunca...
Onunla daha bir kere bile olsun yatmamışsındır.
Pobre coitado! Provavelmente nunca mais vais dormir com ela.
Diyelim ki Ascanio, Addisland Court'a bu daireye yalnızca bir kere gelmiş olsun.
Por isso, vamos supor que o Ascanio fez uma visita a Addisland Court, a este apartamento, uma única vez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]