English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir kez bile

Bir kez bile translate Portuguese

787 parallel translation
Hah. Hayatında bir kez bile bir fikri olmadı.
Ele nunca teve uma ideia na vida!
Bazı insanları unutamazsın, sadece bir kez bile görsen. Merak ettik ve Joe onları izledi. Realito nerede bilir misin?
Há caras que nunca se esquece e por curiosidade, o Joe segui-os.
Çiçero bir kez bile görünmedi.
Cícero não apareceu uma só vez.
Bir kez bile değil.
Nem por um só momento.
Bazıları on ay dan fazla uğraştılar ama bir kez bile göremediler.
alguns trabalharam 10 meses e nem os viram de relance.
Hiç bir kez bile olsun ne hissettiğimi, ne düşündüğümü ya da ne istediğimi sordun mu?
Alguma vez na sua vida me perguntou como eu me sentia... ou o que eu pensava, ou o que eu queria?
Bana pislik yaparsan, bir kez bile, zerre merhamet göstermem.
Mas, se me trair, uma só vez, não terei um pingo de piedade.
Onun barbarlığına bir kez bile karşı çıkmayıp sessiz kalmamız, bizim için sonsuz bir utanç kaynağı.
E para nossa eterna vergonha... nós o apoiamos, nunca nos opusemos às suas barbáries.
Bir kez bile kavga çıkardığını görmedim.
Sabes, ainda o vou ver a instigar uma luta.
Pazartesi döndüğümde... bay Johnson bana bir kez daha tuhaf tuhaf bakarsa... Bir kez bile- - Ona ne yapacağımı biliyor musun, Marty?
Quando voltar na segunda feira se o sr. Johnson olhar para mim, uma única vez... só uma vez... sabes o que lhe vou fazer, Marty?
Ama bir kez bile giyme fırsatım olmadı.
E não tive a oportunidade de usá-lo, nem mesmo uma vez.
Bir kez bile.
Nem uma vez na vida.
Bir kez bile.
Nunca teve.
- Ben bir kez bile evlenmedim.
- Eu ainda nem uma vez me casei.
Bir kez bile bu kamptan önemli bir şey unutmuşum hissi olmadan ayrılamadım mesela kafa derim.
Mas digo-lhe uma coisa, nunca saí do acampamento dele sem a sensação de ter deixado para trás algo importante...
Babam, bir kez bile olsun saçımın tek teline bile dokunmamıştır.
O meu pai nunca na vida tocou num fio do meu cabelo.
- Bütün gece bir kez bile dans etmediğimizin farkında mısın?
Sabes que ainda não dançámos uma única vez?
- Bir kez bile kazanmadı mı?
Não ganhou nem uma vez?
Hayır, ömründe bir kez bile hasta olmamıştır.
Não, nunca vomitou na vida dela.
Bir kez bile.
Nem uma única vez.
Ya kapsülü bana verirsiniz ya da adamlarıma ilerleyip kapsülü almalarını ve adamlarınızdan birisi bir kez bile ateş ederse ateş açmalarını emrederim.
Ou me entrega a cápsula ou ordeno aos meus homens que avancem, peguem na cápsula e abram fogo caso um dos homens às suas ordens dispare um tiro.
Bıraktığımızdan beri bir kez bile aklına gelmediler.
Não pensas neles desde que saímos.
- Onları bir kez bile düşündün mü?
- Pensaste neles alguma vez?
Hayatın boyunca bir kez bile söylemedi.
Nunca na vida disse uma mentira. - Cala-te! Cala-te!
Sanırım Bay Rizzo tanığınız olabilirdi. Ama maalesef ilk yarıda sizinle bir kez bile saha telefonundan konuşamadığını söyledi. - Kızgın bile değilmişsiniz.
Pensei que talvez o Sr. Rizzo pudesse fazê-lo mas ele diz que não falou consigo pelo telefone de campanha durante aquela terrível primeira parte.
Bana 9 : 15'te çay getirdiği zamana kadar bütün evi temizlerdi ve bunu o kadar sessiz yapıyordu ki 14 senede beni bir kez bile uyandırmadı.
Quando me levava o chá, o que fazia às 9 : 15, já tinha limpo a casa. E tão silenciosamente, que em 14 anos nunca me acordou.
Ve oda sormadı. Bir kez bile.
E ele nunca perguntou, nem uma única vez.
- Bildiğim tek bir şey var. Bugüne kadar bir müzeye tablomu satmayı teklif ettiğimde... hiçbir zaman reddedilmedim. Bir kez bile geri çevrilmedim.
Eu nunca ofereci um quadro ou uma gravura a um museu que tenham sido recusados.
- Bir kez bile yeterdi.
Uma vez teria sido agradável.
"Neden ben, hayatında aklından bir kez bile şiddet geçmemiş biri?"
Porquê eu que nunca tive um pensamento violento?
Beni bir kez bile yemeğe götürmedi.
Ele nunca me levou a comer com ele.
Bir kez bile yapmadım.
Nem uma única vez.
Benim için onca güzel şey yaptın ama bir kez bile teşekkür etmedim.
Fizeste tantas coisas maravilhosas e eu não te agradeci, nem uma vez.
Peg, bir kez bile olsun, benim sevdiğim bir şeyi yapamaz mıyız?
Peg, uma vez que seja, podemos fazer algo que eu goste?
Isobel bir kez öpüşmenin bile evlenme gerektirdiğini düşünürdü.
IsobeI era uma dessas garotas puras e generosas... que acreditam que um beijo requer um pedido de casamento.
Birkaç cinayet için olsa bile, sadece bir kez ölünür.
Mas está bem, só se morre uma vez por dois homicídios.
Ben bir vaiz değilim ; ama kutsal kitabımızı defalarca kez okumuş biri olarak, orada dans etmeye karşı tek bir kelime bile görmediğimi belirtmek isterim.
Eu não pretendo ser um pregador... mas li a Biblia de fio a pavio... e nunca encontrei nenhuma proibição contra bailes.
Özgürlük Anıtı'na ve... Automatique restoranına gittim bile. Ama ilk kez böyle bir Kuzey Amerika evinde bulunuyorum.
Já fui à Estátua da Liberdade e ao restaurante Automatique, mas esta é a primeira vez que entro numa casa tipicamente norte-americana.
İşin aslı, bu tarihsel bir an, hatta güney için bile... Buraya geldiğimden beri ilk kez mutlu oluyorum. Sanki çağlardır süre gelen kadınların hak sorunlarına göz atmak... ve onunla yüzleşmek ve sorunu çözmek gibi bir şey.
Porque se aceitou que aqui no belo sul que tenho o prazer de visitar pela primeira vez, chegou por fim o momento de afrontar o secular problema da emancipação da mulher.
Arabayı hep Carrie kullanıyor, ben bir kez olsun garajdan çıkaramadım bile.
A Carrie usa sempre o carro e eu nem sequer o tiro da garagem.
Sana bir kez söylemiştim Ryan, tek bir kişi bile kaçsa, bu bir zaferdir.
Disse-lhe uma vez, Ryan, mesmo se só escapar um, é uma vitória.
Hemen kaçmasına izin verdin, bir kez olsun ateş bile etmedin ona!
Acabas de deixá-lo escapar. Nem sequer disparaste contra ele!
Ataman Struk ya da Vahşi Marusya bir kez daha gelirse geriye tek bir kişi bile kalmayacak.
Voltará o atamán Struk ou a louca Marusia e de nós não ficará nada.
Saray muhafızları bile yaşlı ve kör bir adamı aynı suç için iki kez cezalandırmamalı.
Nem mesmo alguém da casa real não deveria punir um velho cego duas vezes pela mesma ofensa.
Bir kez daha kayaların çok tehlikeli olduğunu hatırlatayım... ve her türlü aptallık ve Erkek Fatmalık... en alçak kayalarda bile keşif yasaktır.
Uma vez mais, lembro-lhes que o rochedo é extremamente perigoso, e estão portanto proíbidas de fazer tolices no que diz respeito à exploração, até nas encostas mais baixas.
Roma'dan gidersen, ilk ve son kez senden elimi eteğimi çekerim ve tek bir gözyaşı bile dökmem.
Se abandonardes Roma, lavo as minhas mãos de vós de uma vez por todas. E não derramarei uma única lágrima.
Sizin yarınız kadar bile teorisyen değilim, Bay Lasky ama benim içgüdülerim hala bir şeyin tek bir kez olabileceğini söylüyor.
Nao teorizo tao bem como voce, Sr. Lasky, porem meu instinto me diz que as coisas so acontecem uma vez.
Endişelenme. Kuraktoprak tarafından yutulmuş olsa bile, bir kez daha onu yakıp, uzaklaştırırız.
Não te preocupes, se o "MAR DA DECADENCIA" a engolir, nós queimamo-la novamente.
Beni öldürmek isteyen biri var. Bir kez denedi bile.
Alguém aqui quer matar-me e já tentou uma vez.
O zaman seni sadece bir kez bile olsa çıplak görebilir miyim?
Só uma vez.
Bozuk bir saat bile günde iki kez doğru vakti gösterir.
Até um relógio parado informa as horas certas duas vezes por dia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]