Bir ne translate Portuguese
89,074 parallel translation
Efendim, ona ne çeşit bir silah vereyim?
Senhor que arma devo dar-lhe?
"Rabbim seni ne çeşit bir ateşten yarattı?"
Que tipo de fogo Deus usou para criá-la?
- Yani bir kaza mı olmuş, yoksa ne?
Quero dizer, houve um acidente ou quê?
- Ölü bir adam ne den boğulur?
- Por que estrangular um moribundo?
Bir içkiye ne dersiniz?
gostaria de tomar uma bebida?
Odama yabancı bir erkek aldığımı bilseydi bana ne derdi bilmiyorum.
Não sei o que ela diria por eu ter um homem estranho no meu quarto.
Küçük bir miktar parayla yapıyorum Ülkenin her yerinde onu takip ediyorum. Onun ne olduğunu açığa çıkarmak için elimden geleni yapıyorum.
Com o pouco dinheiro que tenho, sigo-a por todo o país, e faço o meu melhor para denunciar o que ela é.
Ne kadar şiirsel bir çocuksun çavuş!
Que criança lírica você deve ter sido, sargento! - Não devia ter sido fatal, então.
Ne yazık ki hassas bir sorunumuz var.
Infelizmente, temos aqui um problema delicado em mãos.
Ne gariptir ki sakin bir gündü.
Ironicamente, era um dia calmo.
Bir trajediden sağ çıkmak ne zamandan beri suç?
Desde quando é que sobreviver a uma tragédia é crime?
Böyle davranmaya devam edecekse ben başka bir şey söylemeyeceğim, ne hâliniz varsa görün.
Se ele continuar a agir assim, não digo mais nada e vocês os dois podem ir à merda.
Bu ne tür bir cam?
Que janelas são estas?
Sana ihanet etmemekle kalmaz üstüne bir de ne istersen yapmana izin verirdim.
Não só não te trairia como te deixaria fazer tudo o que quisesses.
Aldatılmayı kabullendin diyelim, artık ne tarz bir erkekliğin varsa gün geçtikçe yitip gider.
Vives com a traição e o homem que pensas que és vai desaparecendo dia após dia.
Babam kendisinden para çalan bir kadına ne yapmalıydı?
O que deve fazer o meu pai em relação a uma mulher que o rouba?
- Ne kadar ciddi bir "olay" bu?
Qual é o tamanho dessa "coisa"?
Babanın yanına gidince ne olacağını bilmiyorum ama ben hep onun iyi bir insan olduğuna inandım.
Eu não sei o que irá acontecer se fores ter com o teu pai... mas eu sempre acreditei que ele é um bom homem.
Ne Kuzeydeki Kral, ne de danışmanıyla hoş bir vedalaşmam olmadı.
Não me separei em bons termos do Rei do Norte ou do seu conselheiro.
Hazır burada misafirimizsin, bir de onlara sor istersen Çılgın Kral'ın kızı hakkında ne düşünüyorlarmış.
Enquanto fores nosso convidado, podias considerar perguntar-lhes o que pensam eles da filha do Rei Louco.
Açık denizlerde kim bilir ne kadar süre bir başınıza uçmanız gerekebilir.
Estaríeis a voar sozinha em mar aberto, sabe-se lá durante quanto tempo.
Ben ne naziğim, ne de bir lord majesteleri.
Não sou nem gentil nem Senhor, Majestade.
Ne güzel bir haber.
É uma boa notícia.
Her ne olursa olsun, gerçek bir asker.
Por outras coisas que seja, é um verdadeiro soldado.
Sana yalvarıyorum, Kralın Şehri'ne gel, Kral Joffrey'e bağlılık yemini et ve büyük Lannister ile Stark haneleri arasında çıkabilecek bir ihtilafı önle.
Suplico-te, vem a King's Landing, jura lealdade ao Rei Joffrey e previne uma luta entre as grandes casas de Lannister e Stark
Kimsenin ne istediğini bilmediği bir tanrıya ne diye hizmet ediyoruz o zaman?
Qual é o objetivo de servir um deus, se nenhum de nós sabe o que é que ele quer?
Böyle bir kraliçe olmak istiyorsanız, sizden önceki zorbalardan ne farkınız olur?
Se esse é o tipo de rainha que queres ser, como é que és diferente de todos os outros tiranos que vieram antes de ti?
Ne yani, bir hafta daha burada oturup hiçbir şey yapmayacak mısın?
E então? Vais ficar aqui sentado mais uma semana e não fazer nada?
Gizli virüsü aktifleştiren bir şey var ve ne olduğunu bilen tek kişi Arias.
Algo activa o vírus latente e só o Arias sabe o que é.
Ne hoş bir hava değil mi?
Tempo muito agradável, não está?
Ne bileyim, sen istersin belki dedim. Başka bir şey yapmanı sağlayabilirler.
Não sei, pensei que talvez tu quisesses... eles podem deixar-te fazer outra coisa qualquer.
En korkutucu şey şuydu ; sekiz kişi terk edilmiş bir binada zincirlenmiş bir hâldeydi. Ne zamandır?
O mais assustador foram aquelas oito pessoas acorrentadas a um edifício abandonado durante dias ou semanas.
# Ne harikulade bir sevgidir bu böyle? #
Que maravilhoso amor é este?
# Ne harikulade bir sevgidir bu böyle?
Que amor maravilhoso
Çemberin içindekiler, Güçlerini kullanarak, hiçte yaratıcı olmayan bir biçimde... bizleri yalnızca smokin giydiğimizi düşünür, Ama onlar yalnızca bir piyondan ibaret, ne senden, ne de çukurdaki deli kızlardan..
O círculo interno, como os sem imaginação, gostam de nos chamar, aqueles em vestidos de gala e smokings, que imaginam exercer poder, mas não são nada além de meros peões, não saõ diferentes de ti ou das outras raparigas
Bir dönem ara vermeye ne oldu?
O que aconteceu com tirar o semestre de folga?
Sen ne zaman bir telefon aldın yav?
Quando compraste um telemóvel?
Bir içeceğe ne dersin?
- Queres uma bebida?
Ne yani ben sadece bir kapıcı mıyım?
Então, sou apenas um simples varredor? Não.
" Tanrım, ne büyük bir evren.
" Meu Deus, isto é um grande Universo.
Orada ne olduğunu gördüm. Ama Alem şiddet dolu bir yer.
Eu vi o outro lado, mas o Reino é violento.
Beni bir daha ne duyacak ne de göreceksin.
Nunca mais me vê ou saber de mim de novo.
Her yara ayrı bir hikayedir. Ne kadar yaşarsan, o kadar artar.
Quanto mais vives, mais tu recolhes.
Ne? Arı gibi görünen küçük bir drone.
Um pequeno drone que parece uma abelha.
Dün, benim için bir şeyin olduğunu söylemiştin. Ne oldu?
Ontem disse-me que tinha algo para mim.
Aslında, özellikle ne zaman gerçek şu ki zor bir şeydir...
A verdade é uma coisa complicada, especialmente...
Az önce ne dediği ile en ufak fikrim yok, ama M.K. bir kere bir oyun üzerinden Kira ile iletişim kurmuştu. - Şeydi, ııı...
- Não faço ideia do que ele disse, mas a M.K. contactou a Kira através de um jogo.
Ne yani, sen 170 yaşında bir adam tarafından mı kurtarıldın?
Foste salva por um homem de 170 anos?
Ama ne zaman senin yerine başka bir şeyi seçme fırsatım olsa...
Mas, sempre que tinha uma oportunidade de te escolher em vez de outra coisa...
Sorularına doğru bir şekilde cevap ver. Ne olursa olsun kayıtlara hiçbir şekilde yalan söylediğin geçmesin.
Responde com honestidade, não mintas.
Ne kadar da nadir bir dünyada yaşıyorsunuz, Bayan Rhodas.
Vive num mundo muito estranho!
bir nedeni yok 30
bir nevi 51
bir nedeni olmalı 22
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
bir nevi 51
bir nedeni olmalı 22
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63