English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Birşey değil

Birşey değil translate Portuguese

2,015 parallel translation
Birşey değil.
De nada...
Aslında istiyorum... fakat bu öyle birşey değil..
Até quero, mas não é isso.
Utanç duyulacak birşey değil bu.
Não é nada para ter vergonha.
- Birşey değil.
- De nada.
Bu çok iyi, ancak bizim kan bulmamız lazım, başka birşey değil.
Óptimo. Mas precisamos de sangue.
Fakat ABD hazinesinin kullandığı birşey değil.
Mas não é o que o Tesouro Americano usa.
Birşey değil, Zachary.
- Não tens de quê.
Bu Mary Alice'in yapacağı birşey değil.
- Isso nem parece coisa dela.
Bir erkeğin kontrol edeceği birşey değil bu!
Não é fácil um homem controlar.
Birşey değil.
Não é nada.
Çocukların çoğuna bit bulaştı. Büyütülecek birşey değil.
Ter piolhos não é o fim do mundo.
Şey, senden o kadar nefret eden birinden hoşlanmak pek de kolay birşey değil.
Era difícil, odiando-me ela.
Öyle birşey değil.
- Não. Não é nada disso.
Eğer benim ona benzediğimi söylüyorsan... bu fena birşey değil.
E se achas que me pareço com ela, então não tenho problemas quanto a isso.
Oh, seni alakadar edecek birşey değil, Lois.
Não precisa se preocupar com isso, Lois.
Bu senin yapabileceğin birşey değil.
Não é algo que se transmita.
Bu birşey değil.
Isto não é nada.
Dinle. Şansını biliyorsun. Pek birşey değil.
As minhas hipóteses são nulas.
Önemli birşey değil.
Um assunto pessoal.
Bu yüzden önemli birşey değil.
E é por isso eu não me ralo.
Hayır, öyle birşey değil.
Não, não é isso.
Oh, hayır, Önemli birşey değil.
- Não, não quero falar disto.
Çok başıma gelmiş birşey değil.
Não me agrada muito.
Ah, birşey değil.
- Não tens de quê.
Fazla birşey değil.
Nada de extraordinário.
Birşey değil.
De nada.
- Teşekkür ederim! - Birşey değil.
- Obrigada.
Ve iyiydim.İyiyim.Herşey yolunda.Bu sadece bir tetkik.Başka birşey değil.
E está tudo bem. Estou bem. Tudo está bem.
Birşey değil.
- Nada.
Başka birşey değil.
Mais nada.
Bakın, bu onun yaptığı birşey değil.
Sabes, não é diferente do que ele faz.
Demek istediğim burada bir ısı yükselmesi, kesin lojistik sorunları var. ama bu adamların baş edemeyeceği türde birşey değil
Ou seja, sendo num local elevado tinha alguns problemas logísticos, mas nada com que estes tipos não estivessem preparados para lidar.
Hiç... pek birşey değil.
Nada demais.
Başka birşey için değil.
Nada mais.
Ve kesinlikle, bu gidip matbaadan toptan alabileceğin birşey değil.
E não é certamente algo que se possa comprar numa loja de impressões.
- Birşey değil.
- Obrigado.
Birşey değil.
Não tens de quê.
- Şansın yapacağı birşey değil.
Nem por isso, tinha um jogo de treta, mas fiz bluff.
Oh, evet, bitti, çünkü seks hayatım benim işim, senin değil, ve bu konuda yapabileceğin birşey yok.
Ah sim, terminamos, porque a minha vida sexual é da minha conta, não da sua. E não há nada que possas fazer sobre isso.
Bu sanki benim kendi kurallarıma göre değil de başkasının kurallarına göre oynamam gibi birşey.
Saio contigo no dia em que alinhar nas regras dos outros, e que não sejam as minhas.
Birşey yok, Cameron burada değil.
Vá lá, ela não está aqui.
Araştırmalarında birşey bulamayacakları çok açık, değil mi?
Não me parece que eles vão encontrar algo, certo?
Ve sana birşey daha söyleyeyim- - o adam her kimse, neler kaçırdığının farkında değil.
Digo-te mais. Quem quer que seja esse tipo, não sabe o que perde.
Onlar maskülen ya da öyle birşey olduklarından değil, çünkü aslında bazıları bayağı kadınsı.
Não é que sejam masculinas nem nada disso.
Birşey hissediyorsun, değil mi?
estás no meio de qualquer coisa. Estás a sentir algo. Certo.
Hiç birşey hatırladığım gibi değil.
Não está nada como eu me lembrava.
Ama eğer doğruysa Hiç birşey doğru değil.
Mas se é verdade, então nada é verdade.
Eğer bu doğruysa Hiç birşey doğru değil.
Se isto é verdade, nada é verdade.
Kimber bebeği gibi görünmenizi mi sağlamamı istiyorsunuz? Bunun için, orjinaliyle yatan bir erkeğe gitmekten daha iyi birşey ne olabilir ki, değil mi?
Não há melhor pessoa para isso do que quem dorme com a original.
Quentin'e birşey söylemedin, değil mi?
Não disseste nada ao Quentin, pois não?
Birşey biliyorsun değil mi? Hayır, bilmiyorum.
- Sabes alguma coisa, não sabes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]