English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bize değil

Bize değil translate Portuguese

1,814 parallel translation
Hayır, bize değil.
Não, a nós não.
Vinnie, Tanrı aşkına, bu bize göre değil.
Vinnie, por amor de Deus, isto não é para nós.
Sen bu nimeti bize bahşettin. Bizde bunu kendi ihtişamımız için değil senin ihtişamın için yapmak istiyoruz.
Mas Tu abençoaste-nos com esta oportunidade e queremos aproveitá-la ao máximo, não para a nossa própria glória, mas para Tua glória.
Ve senin boyun bize nazaran çok daha uzun. Ve meme uçların ailenin geri kalanı gibi 1,5 metre değil.
E és muito mais alto do que nós os dois... e os teus mamilos não saem para fora dois metros à tua frente como o resto da família.
Peoll. Bize bir şey olmayacak değil mi?
Yod, tens a certeza que não vais ficar em apuros por isto?
- Öyleyse kızına yardımcı ol ve yerini bize sen söyle. Orada değil.
Ela não está lá.
Bize yalan söylüyorsun değil mi?
Estás a mentir, não estás?
Korkarım yerel bataklık yaşamı pek bize göre değil.
Temo que a vida do pântano local não tenha uma uma boa opinião nossa.
Gördüğümüz harikaları takdir etmenin zamanı geldi. Yalnızca bize dünyamızla ilgili anlattıkları şeyler için değil bütün Evren'le ilgili, onun geçmişi ve geleceği ile ilgili anlatabilecekleri şeyler için.
É tempo de apreciarmos as maravilhas que observamos, não só pelo que elas nos dizem sobre o nosso próprio mundo, mas sobre o que nos podem dizer sobre o Universo, o seu passado e o seu futuro.
Sadece onlar degil, Begin bile bize terörist dedi.
Não só eles, também o Begin, ele também nos chamou de terroristas.
Bu Yahudilere yardim etti, bize degil.
Isto ajudou os judeus, não nós!
Bize göre değil yani.
Nós ja não ganhamos esse dinheiro.
Bize bir şeyler gönderirsin, değil mi?
- Depois mandas um dinheirito?
Ve Arjantin halkının, şiddet için değil, onurumuz için, bize yani Arjantin'e ait olanı savunmak için yürüdüğümüzü anlamasını istiyorum, hepsi bu.
Quero que todos os argentinos percebam que o que nos move é a dignidade, não a violência, e apenas para defender o que é nosso, o que é argentino.
Fakat, masalların bize öğrettiği bir şey varsa o da, ejderhaların var olmaları değil, yenilebilir olduklarıdır.
Mas se os contos têm algo para nos ensinar, Não é que o dragão exista mas se pode ser derrotado.
Sonuçta Sam Amca bize yalan söylemez, değil mi?
Agora, o Tio Sam não nos estará a mentir, ou está?
"... ve zaferin onlara değil, bize ait olduğu eylemlerin mümkün oluşudur. "
É possível que..... em nossas ações, nossos inimigos podem eventualmente triunfar.
Ama bu bize göre bir iş değil.
Mas isso não é coisa para nós.
Buraya kadar gelmeni sağlayan bize ve Işık Tanrıları'na inancın değil miydi?
Não foi a vossa fé uns nos outros e nos deuses da luz que vos trouxe até aqui?
Bize her an saldırabilirler, değil mi?
Podem apanhar-nos quando quiserem, certo?
Sanırım bu nokta bize çok da uzak değil.
Acho que estamos apenas a uns poucos golpes de má sorte... de ficar como eles.
Bize şöhret getirecek olan ölü adam bu değil.
Infelizmente, não é este o morto que nos tornará famosos.
Niye burada olduğunu bize söyleyebilirsin, değil mi?
Podes contar-nos o porquê de estares aqui, não podes?
Burada önemli olan aramızdan kimlerin ayrıldığı değil, kimlerin bizimle kaldığı ve gelecekte kimlerin bize katılacağı.
Os importantes não são os que partem, mas sim os que ficam e os que se juntarão a nós no futuro.
Bize lazım olan bu değil.
Não precisamos disso.
Tanrım, biliyoruz bu dünya mükemmel değil Ve biz de mükemmel değiliz, Ama lütfen elini uzat bize?
Senhor, nós sabemos que este não é um mundo perfeito e nós estamos longe de o sermos, mas você poderia por favor dar-nos uma ajuda?
Nasıl oluyorda bunu bize daha önce değil de şimdi söylüyorsun?
E porque é que agora podemos saber e antes não?
Genetik olarak bize işlenen kodla ilgili teoriyi duymuştum. Bir erkek ya da kadına ilgi değil ama yine de cinsel ilgiyle aynı.
Ouvi uma teoria de que no nosso código genético não há atracção por homens ou por mulheres, mas pelo mesmo sexo.
Bu yapacaklarımız bize göre değil, fakat...
Não é normal, mas...
Bu yüzden rahatla, derin bir nefes al ve hazır olduğunda bizimle konuşmanı istiyorum, bize karşı değil.
Por isso apenas relaxa... inspira profundamente... e quando estiveres preparada quero que fales connosco e não para nós.
Hashem, bize bir cevap borçlu değil, Larry.
O Hashem não nos deve uma resposta, Larry.
Hashem bize hiçbir şey borçlu değil.
O Hashem não nos deve nada.
Ama bize kadınların sadece Eyalet'in değil bütün ülkenin geleceğini garantiye alacağını söylemiştiniz.
Mas você disse que as mulheres asseguravam o futuro da Nação, não apenas da província.
Unutmayın, bize para ödeyen saray, insanlar değil.
Lembrem-se que é o palácio que nos paga, não é o povo.
Anne, bir sorun olduğunda her zaman "Bize gelin." dersin, değil mi?
Mãe, se houvesse algo errado com um dos seus filhos, sempre disse para falarmos consigo.
Sanırım, bize çok yalan söylüyorsun diye yakınamayız değil mi?
Acho que não nos podemos queixar quando nos mente.
Bize neler yaptırmak istediğin umurumuzda bile değil.
Não nos importa um peido com o que nos vai obrigar a fazer.
Tabutuna ulaşman saatlerini alır ayrıca bu tip polisiye işler hiç bize göre değil.
Porque levaste horas para chegar até ao caixão e isto é uma loucura total.
Bize yardım edebilir, değil mi?
Ela pode ajudar-nos, não é?
Bu, bize hiç yardım etmiyorsun demek değil.
Não é que não ajude até certo ponto.
Bize Arthur Frobisher'dan söz et hayli zengin biri, değil mi?
Um tipo bastante abastado, certo?
Pekâlâ. Çünkü bize bir anne lazımdı birlikle uçacak başka bir arkadaş değil.
Bem, porque precisava-mos de uma mãe... e não de outra amiga, com quem encher a cabeça.
Ama Hazine bize ait değil.
- Mas o tesouro não é nosso!
Burasi bize gore degil.
Este lugar não é para nós.
Bize sunacağı bu kadar çok şey varken değil.
Não quando tem muito mais para nos oferecer.
İşten sonra sen de bize katılacaksın, değil mi?
Sempre vais ter connosco mais logo?
Üzgünüm, Jeff, ama bu bilet bize ait değil.
Desculpa, Jeff, este bilhete não nos pertence.
Dünya artık bize ait değil.
Este mundo já não é nosso.
Askeri strateji bilen bir komutana - ihtiyaçımız var.. Bir yabancıya değil... - topları dokunur bize.
Precisamos de um comandante que saiba alguma coisa de estratégia militar, não um estranho... que nos toca nos tomates.
O bize ait değil David.
Ela não é como nós, David.
O yol bize gore degil.
Já passamos por isso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]