Bu hafta sonu translate Portuguese
2,004 parallel translation
Dinle anne, bu hafta sonu eve dönebileceğimi sanmıyorum.
Escuta mãe. Acho que não consigo ir para casa este fim-de-semana.
Bu hafta sonu Andy'i alıp bir yerlere gitmek istiyordum.
Eu queria sair daqui com a Andi neste fim de semana. Vou trocá-la por dinheiro.
Seni kazandığım bin dolarla bu hafta sonu gezmeye götürecektim.
Eu ia levar-te para sair este fim de semana com os 1000 dólares que ganhei.
Bu hafta sonu madem eve gelemeyeceksin, ben de evini ayağına getireyim dedim.
Não podias ir a casa este fim-de-semana. Por isso decidi trazer a casa até ti.
Söylesene, Jenn çük kafalı Don, bu hafta sonu bir parti veriyor.
Say, Jenn, Dickhead Don está tendo uma festa neste fim de semana.
Parti bu hafta sonu değil mi?
Então, obviamente, a festa deste fim de semana?
- Gerçi Maya bu hafta sonu bende.
- É o meu fim-de-semana com a Maya.
Bu hafta sonu ata binebilir miyiz?
Podemos andar a cavalo este fim-de-semana?
.. M.J.'le bu hafta sonu için büyük bir planımız var.
O M.J. e eu já temos grandes planos para este fim-de-semana.
Arkadaşının teknesi, bu hafta sonu için hala müsait mi?
O barco dos teus amigos ainda está disponível para este fim-de-semana?
Birinci sayfadan başlayıp bu hafta sonu nereye kadar gidebileceğimize bakalım diyorum.
Estava a pensar que podíamos começar na página um e ver onde chegávamos este fim-de-semana.
Bu hafta sonu seninle balayına çıkmak istiyorum.
Quero a minha lua-de-mel contigo, este fim-de-semana.
Bu hafta sonu bir gezileri vardı galiba. Denize açılmak istiyorum.
Acho que eles têm uma viagem neste fim-de-semana?
Bu hafta sonu uygun değilim.
Não é um bom fim-de-semana para mim.
Bu hafta sonu çocuklara ben bakacağım ama sen de salı akşamları yogaya gittiğimde onlara bakacaksın.
Fico com os miúdos este fim-de-semana e tu ficas com eles às Terças-feiras à noite quando for para o yoga?
Bu hafta sonu...
É fim-de-semana.
Aslında, bu hafta sonu olanları ufak bir kaza olarak düşünürsen çok memnun olurum.
De facto, agradeço que pensasses no acontecimento deste fim de semana como um... pequeno acidente.
Bu hafta sonu Anma Günü değil mi?
É o fim-de-semana do Memorial Day, está bem?
Bu hafta sonu Kendrick'i düşürdüğünde, kafası çime çarptı.
Quando placaste o Kendrick este fim-de-semana, a cabeça bateu na relva?
Bu hafta sonu adada doğuracağım ve bebeği de siz dünyaya getireceksiniz.
Vou dar à luz este fim-de-semana na ilha e o doutor vai fazer o parto.
Acil servisi sevdim ama bu hafta sonu,... bu işten ne kadar zevk aldığımı fark etmemi sağladı.
Eu adorava o Serviço de Urgência, mas o fim-de-semana fez-me perceber o quanto estou a gostar disto.
Bu hafta sonu bir şey daha fark ettim.
Este fim-de-semana percebi outra coisa.
Bu hafta sonu çalışacağım.
Este fim-de-semana estou a trabalhar.
Özellikle son sınav ve her şey yüzünden ama bence bu hafta sonu Venedik Sergisi'nden kesinlikle, kesinlikle ayrılmalıyız.
É altura de exames finais e essas coisas... mas estive a pensar, este fim-de-semana deviamos definitivamente... ir a exposição veneziana. - Acho que não. Acho que isto não está a funcionar.
Yani bu hafta sonu Hank'i tanımıyorum, seninle ise okuldan arkadaşız.
Portanto durante o fim-de-semana, não conheço o Hank e tu e eu somos amigos da faculdade.
Onu unutmuşum. Bu hafta sonu maç izleyecek misin?
Vai assistir algum jogo nesse fim de semana?
Bu hafta sonu öleceğini tahmin edemedin.
Não poderia prever que seria neste final de semana.
Bu hafta sonu, akşam yemeği için boş musun?
Estás disponível para jantar este fim de semana?
Bu hafta sonu yemek yemeği düşünmüyorsan, belki sinema?
Se não estás a planear comer este fim de semana, talvez um filme?
Lemon, bu hafta sonu kanala özgürlükleri için dans eden mahkûmlarla ilgili bir realite şovu almak için Pekin'deydim.
Lemon, estive em Pequim no fim de semana para comprar um reallity show, onde os criminosos têm que escapar a dançar.
Örneğin, sana anlatmam gereken, bu hafta sonu olan, bir striptiz kulübü hikayem var, Jackie D.
Por exemplo, tenho uma história sobre este fim de semana num clube de strip para te contar, Jack D.
Bu hafta sonu dört çocuğu kampa götürüyorum. Çok eğlenceli olacak.
Vou levar quatro crianças para acampar este fim-de-semana.
Bu hafta sonu beraber kampa gideceğiz.
Vamos acampar este fim-de-semana.
Bu hafta sonu için benim kır evime gideceğiz ve sen de gelir misin diye sormaya geldik.
Vamos para a minha casa de campo, este fim-de-semana, e queria saber se gostarias de vir. - E há um jacuzzi.
Culpepper'ın bu hafta sonu görevli olduğu yerleri ve çalışan kayıtlarını istiyorum.
Preciso dos registos dos empregados e da lista dos pontos de encontro que a Culpepper contratou para este fim-de-semana.
Culpepper bu hafta sonu üç yerde görevli, ikisi bugün.
Ora bem, a Culpepper contratou 3 lugares este fim-de-semana, 2 hoje.
Bu hafta sonu babama gitmemiz gerekiyor.
Nesse fim-de-semana vamos ao meu pai.
Bu hafta sonu olmaz, çünkü karım geliyor ama haftaya yapabiliriz.
Este fim-de-semana não dá, a minha esposa vem, mas... Pode ser na próxima semana. Sexta-feira?
Bu hafta sonu geleceğimizi biliyordun.
Tu sabias que eu vinha este fim-de-semana.
Bu hafta sonu pijama partisi veriyor.
O pessoal vai dormir na casa dele no fim de semana.
Uzmanlar, bu hafta sonu meydana gelecek Güneş patlamalarının cep telefon iletişimini etkileyebileceğini söyledi.
Peritos dizem que o pulsar solar pode interferir com o sinal do telemóvel "Peritos".
Hafta sonu bu hale geldiği için üzgünüm.
Eu sinto muito por este fim-de-semana não ter sido aquilo que devia ter sido.
Bu hafta sonu mu evleniyorsunuz?
Vão casar-se neste fim-de-semana?
Bir ay kadar önce hafta sonu kaldığımda kızlar konuşurken kulak misafiri oldum. Emma, Maya'ya bu Guthrie denen çocuğun tehlikeli olduğunu ve dikkatli olması gerektiğini söylüyordu.
Há cerca de um mês, estava cá a passar o fim-de-semana, e ouvi as raparigas a conversar, a Emma estava a dizer à Maya que esse Guthrie era perigoso e que devia ter cuidado.
Bu tuzdan mücevherleri, hafta sonu sahilde sergilemek için aylarca bekledim ben...
Esperei meses para estrear estas pérolas salinas este fim-de-semana, na praia.
Hafta sonu sizi çok özledim... Ben de bu Pazar gecesini hep birlikte geçirelim dedim.
Senti falta de vocês nesse final de semana e... queria passar a noite do domingo juntos.
Peki, bu hafta sonu bana teşekkür etmek için ne yapacaksın?
O que vais fazer este fim de semana para me agradecer?
Bu cadılar bayramı mı yoksa Princeton aileler hafta sonu * mu?
É halloween ou visita de pais em Princeton?
Bu şimdiye kadar ki en korkunç Princeton aileler hafta sonu olacak.
É o dia de visita em Princeton mais assustador que já vi.
Teşekkürler. Baban bir grup turisti, av rehberi olduğu konusunda kandırdığı için bu hafta sonu seninle birlikte olamayacak. Pekala.
O teu pai convenceu um turista que era guia de caça.
Bu hafta sonu ne yapıyorsun?
- O que fazes este fim-de-semana?
bu hafta 60
sonu 22
sonunda bitti 20
sonunda 771
sonunda oldu 28
sonuna kadar 81
sonuç 139
sonuçta 265
sonunda geldin 41
sonunda gelebildin 23
sonu 22
sonunda bitti 20
sonunda 771
sonunda oldu 28
sonuna kadar 81
sonuç 139
sonuçta 265
sonunda geldin 41
sonunda gelebildin 23
sonun geldi 19
sonuncusu 51
sonuncu 18
sonuçlar 23
sonunda geldiniz 19
sonunda yakaladık 20
sonumuz geldi 26
sonuç olarak 199
bu harika 2100
bu hayat 20
sonuncusu 51
sonuncu 18
sonuçlar 23
sonunda geldiniz 19
sonunda yakaladık 20
sonumuz geldi 26
sonuç olarak 199
bu harika 2100
bu hayat 20