English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bu işe yaramaz

Bu işe yaramaz translate Portuguese

1,186 parallel translation
- Bu işe yaramaz.
- Não vai resultar.
- Bu işe yaramaz.
- Isso não vai fazer nada!
Bu işe yaramaz, kahrolası- - korkunç- - adi, yalancı- - iki yüzlü, iğrenç, kıllı- - Kıllı dedin.
Inútil, não serve para nada, pervertido, horrível mau caráter, mentiroso traidor, pervertido...
Bu işe yaramaz.
- Não vai resultar.
Hayır, bu işe yaramaz.
Isto não é nada bom.
Bu işe yaramaz, John.
Não dá certo, John.
Bu işe yaramaz.
É inútil. De que adiantará isto?
Ve eğer olursa, sanırım "Kaptan Proton" senaryosundan alınan bu işe yaramaz dizayna sahip elementler sorunu dengeleyecektir.
E se tivermos, suponho que este projeto imprestável com os elementos de seu cenário do "Capitão Proton" compensarão o problema.
Bu işe yaramaz.
Não vai resultar.
- Bu işe yaramaz. - Bu onların bir şeye odaklanmalarını sağlar.
- O método não resulta.
Bu işe yaramaz.
Isto não está ajudando.
Bu işe yaramaz.
Esta não serve.
- Bu işe yaramaz.
Não funcionaria.
Sürekli yaparsın, fakat yaparken, en iyisin yapmıyorsun,... ve bu işe yaramaz.Bu da beni bitirir.
Se mal transamos e não podes no dia certo, nunca acontecerá... E sobra para mim.
Bu işe yaramaz.
Digo-lhe que isto não resultará.
- Tavırlarına bakılırsa bu işe yaramaz.
Ele parece ter uma má atitude.
Bu işe yaramaz gezegeni derhal terketmeliyiz, ve bu lanete deva bulabileceğim bir yer bulalım.
Precisamos sair deste planeta inútil imediatamente e... encontrar um lugar onde eu possa achar alívio... para esta...
Bu işe yaramazı terk ettim.
Eu é que acabei com este falhado!
Bu varsayım bir işe yaramaz.
Esta conjectura pode ser inútil.
Tamam. Belki bu, hiç bir işe yaramaz bir şeydir.
Pronto, talvez isso seja um monte de tralha.
Ama bu yetenekler cesaret ve dayanıklılık olmadan hiç bir işe yaramaz.
Mas estas capacidades não são nada sem coragem e energia.
Seni, şüpheci olacak şekilde dünyaya bilimsel bir gözle bakacak şekilde yetiştirdim, ama şu anda bu davranışın işe yaramaz.
Eu a ensinei a ser questionadora e céptica, olhar para o mundo com os olhos de um cientista, mas nesse exemplo, isso não vai funcionar.
Ama bu kızı Melissa'nın kızı yapmak işe yaramaz.
Mas transformar esta menina na filha da Melissa não é solução.
Bu şekilde bir işe yaramaz.
Não funcionava assim.
Sen deli misin? Bu asla işe yaramaz.
Estás louco?
Ne demek "bu işe yaramaz"?
- Que queres dizer com isso?
Sabah FBI'ı arayacağım.Baxter diye bir ajan olup olmadığını öğreneceğim. Bu bir işe yaramaz.
Vou telefonar ao fbi de manhã, e pergunto pelo agente Baxter.
Tek güvendiğim bakım evi bu. Geriye kalanlar işe yaramaz.
É o único asilo em que confio.
Özgeçmişini okuyunca şöyle düşündüm... Bu adam pek işe yaramaz.
Quando li o seu currículo, disse para mim, "este é maluco".
- Bu iç çamaşırları işe yaramaz.
- Não vale nada.
Bu pek işe yaramaz aslında.
Não ia ajudar muito.
Bu, işe yaramaz.
Não vai resultar.
Ne yazık ki bu durumda lütfen işe yaramaz.
Infelizmente "por favor" não se aplica a este caso.
Ve bu hiçbir işe yaramaz.
E tudo isso para nada.
Boynuz gagalı kuşun en güçlü kazı aletine sahip olduğunu düşünebilirsiniz ama işin aslı devasa gagasının oldukça hassas bir yapısı vardır ve oymak için işe yaramaz. Bu yüzden boynuz gagalı kuş ya doğal ya da başkaları tarafından kazılmış çukurlar bulmak zorundadır.
Você deve pensar que um Hornbill tem a mais poderosa ferramenta de escavação de todos, mas, na verdade, seu grande bico é uma estrutura relativamente delicada e não é usado como um cinzel, portanto hornbills têm de encontrar buracos que são ou naturais ou escavadas por outros.
Bu işe yaramaz.
É escusado!
Bu da işe yaramaz bişey... tek başına.
O que não tem nenhum uso para nós... por dizer.
Ama sen işe yaramaz bir gecekondu çocuğusun o yüzden bu kavram sana fazla gelecektir.
Mas tu és apenas um pobre desgraçado, por isso eu acho que esse é um conceito que está fora da tua compreensão.
Bu adam işe yaramazın teki.
Este tipo não vale nada!
- Bu asla işe yaramaz. - Evet yarayacak.
Não vai dar bom resultado!
Bu asla işe yaramaz.
Tens razão. Não vamos conseguir.
Bu alet işe yaramaz. Kesinlikle işe yaramaz.
Este software não presta.
Ve St. Patrick gününe kadar beklesek bile bu silah hiçbir işe yaramaz.
É por isso que eu tinha a certeza que este idiota não ia disparar nem que esperássemos até ao dia de São-Nunca-à-Tarde.
Ama sonunda kız onu bırakır. Bu yüzden, kızı incitir çünkü ona her baktığında kendisinin ne kadar işe yaramaz olduğunu görür.
Ela vai desiludi-lo, e ele vai ter que a magoar, porque quando olha para ela, a única coisa que vê é quão inútil ele é.
Bu kuralların hepsi işe yaramaz.
As regras estão a ficar todas baralhadas!
Tılsımlar bu ibliste işe yaramaz.
Os amuletos não funcionam com este demónio.
Gözleri kör bir çingene bile bu çocuğun işe yaramaz olduğunu söyler!
Mesmo um Batista qualquer consegue ver que este rapaz não presta.
Hayır, bu panel işe yaramaz... ama eğer bağlantıları bu taraftan diğer tarafa birleştirebilirsek, savunma ekranını işler hale getirebiliriz.
Não, este painel está inútil Mas, se pudermos fazer uma ponte deste lado para o outro Podemos deixar o escudo operante
Bu onun parası işe yaramaz demek değildir.
Mas o dinheiro dele vale! Injustiça!
Kenny ile yat. Bu işe yaramaz.
- Isso não me ajudaria.
Bu şey işe yaramaz.
Isto é uma treta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]