English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bu ise

Bu ise translate Portuguese

20,511 parallel translation
Bu ise en fazla birkaç ay öncenin.
Este está morto à cerca de dois meses.
Ve bu işe kimler bulaştıysa bilsek iyi olur.
E vamos descobrir no que ele está envolvido.
Ama o yüzbaşının bu işe bulaşabileceğini düşünüyor.
Mas ela pensa que o Capitão pode estar envolvido.
Eğer bu fotoğrafçı Musasat Alsh-Shabab ise,... o halde klinik de Yanbue'yi satmak için kulandıkları yerdir.
Se este fotógrafo for um Musasat Alsh-Shabab, podem estar a usar a clínica para vender o Yanbue.
Sonrasında ise bu beyni çalıp benim zaman yolculuğu büyümü kendin için yapabileceksin!
E assim terás o poder de roubar este cérebro e activares o meu feitiço de viajar no tempo em teu proveito!
Böyle şirketler bu danışmanları bir şeyler ters giderse suçlamak için işe alıyorlar ya zaten.
As grandes companhias mantêm assessores jurídicos de modo a terem alguém que possam culpar se as coisas correm mal.
Gençler, meraklı olmak ve doğru soruları sormak için yeterince akıllı değiller. Lucy bu işe mi yarıyor?
Os jovens não são suficientemente sensatos para serem curiosos... fazerem perguntas.
Bu robot resim Meat Cute şarküteride işe aldığınız biri tarafından çizdirildi.
Este esboço foi baseado na descrição dada por alguém que o senhor contratou para a charcutaria Meat Cute.
Ama Liv'in kardeşinin onu işe alan adam için yaptığı tanım bu.
Mas este esboço foi realizado com base na discrição que o irmão da Liv deu sobre o homem que o contratou.
Alex, eğer haklıysan ve bunu yapan Peng ise bu batı pasifikteki 3 destroyerimizi bir yerde toplamak için bir tuzak olabilir.
Se tiveres razão, Alex, se for o Peng, isto pode ser uma emboscada para conseguirem apanhar os nossos únicos 3 contratorpedeiros no Pacífico Oeste num só local.
Peki seni bu işe kim soktu?
Quem vos convenceu a fazê-lo?
Bu işe çok ihtiyacım var.
Preciso mesmo deste emprego.
Tekrar yukarı çıkacağız ve bu işe bir son vereceğiz.
Nós vamos ter que voltar lá para cima, e vamos acabar esta coisa.
Seni bu yüzden işe aldık.
É para isso que temos a ti.
- Markası da "BIC". - Pekâlâ, bu işe yaramadı.
Não resultou.
San Francisco Examiner'daki bir odada ise bu editörler Ohio'daki aynı bilgisayara bugünün gazetesini gönderiyor.
Do outro lado da cidade, neste cubículo pouco elegante do San Francisco Examiner, estes editores estão a programar o jornal de hoje para o mesmo computador no Ohio.
Şimdi ise çok daha az riskli, fonlaması kolay bir yol var ve bu, bazı ufak ulus devletlerini büyüklerin oyun alanına getiriyor.
Agora, há outro, com muito menos risco, mais fácil de financiar e que coloca algumas das nações mais pequenas ao mesmo nível das nações maiores.
Bu işe yaramalıydı.
- Isto devia ter funcionado.
Sadece şunu hatırlayın, eğer bu Lamia ise, yüksek seviyeli bir psişikle uğraşıyoruz.
Lembra-te. Se for uma Lâmia, lidamos com um médium de nível elevado.
Elinde beliren mühür, seni Alice'e götürdü- - topun dönmesini için çabalayan Jane'di hepinizin beraber daha hızlı ilerlemeniz için uğraşıyordu ve hepimiz bu çok özel fikrin ne kadar da işe yaradığını gördük, değil mi?
O selo que lhe apareceu na mão levou-o até à Alice. Foi a Jane a tentar pôr as coisas em movimento. A tentar pôr-vos a trabalhar todos juntos e depressa.
Q, bu işe yarayabilir.
Caramba, pode resultar.
Bu yüzden işe onu da dahil etti, merhum kardeşi yüzünden.
Foi por causa disto que ele a gravou. O irmão morto.
Gencecik bir kızı bu işe sürükleyip acısını istismar etmek Donald'ın yaptığı büyük zalimlik.
Aquilo é uma crueldade da parte do Donald, fazer uma jovem rapariga passar por isto, espremer o sofrimento dela para o bem de um caso.
Sonra Terri'nin David Starr dahil olmadan çok daha önce bu işe bulaştığı ortaya çıktı.
E parece que os hábitos da Terri começaram bastante antes do envolvimento de David Starr.
Bu işe girmeye çalışıyordu çünkü tüm kuralları, her şeyi araştırmıştı.
Ela tentou avançar com essa ideia porque andou a pesquisar as regras.
Eğer bu bir yazı ise, belki bize bunun ne işe yaradığını söyleyebilir.
Se houver alguma coisa escrita, talvez diga o que é.
Bu işe karışmayın.
Não interfira.
Aradık zaten, ama sekreteri bu işe dahil olmak istemediğini söyledi.
Nós ligámos, e a assistente dele disse que ele não quer ser envolvido.
Bu arada Enzo sana her ne verdiyse sisteminden çıkıp büyün tekrar işe yarayınca sana kanımı verip iyileştireceğim.
Já agora, assim que aquela porcaria que o Enzo te deu sair do teu sistema e a magia funcionar em ti novamente, eu vou dar-te o meu sangue e curar-te.
Bütün ilk randevularında bu cümle işe yarıyor mu?
Esse piropo resulta em todos os teus primeiros encontros?
Beni neden bu işe sürükledin?
Porquê? Porque me levaste a fazer isto?
Bu işe devam etmezsin.
Não se continua com aquilo.
Saygılarımla, patron... Onu bu işe sokmakta ne kadar eminsin?
Com todo o respeito, queremos mesmo metê-lo nisto?
Seninle bu şekilde bir işe girişmek istemiyorum.
Não quero entrar neste negócio.
Poncho, sen ne diyorsun bu işe?
Poncho, o que achas disto tudo?
Ruiz'e sınava hazırlanan çocukları bu işe zorlayalım dedim.
Disse ao Ruiz para os vendermos a miúdos que estudam para exames.
Ruiz bu buluşmayı ayarlayana kadar tam anlamıyla... kendini işe vermeyecek, Milan'la arasındaki buluşma.
Ouve, ele nunca vai alcançar todo o seu potencial se não marcarmos uma reunião entre ele e o Milan.
Senin de bu işe karıştığını bilmeyecek tabii gidip bir bok demezsen.
- Não. Não vai saber do teu envolvimento.
Flynn, yasta olduğunu biliyorum ama bu toz olma saçmalığı işe yaramıyor.
Flynn, sei que estás de luto, mas esta treta do desaparecimento não pega.
- Bende bu işe yaramıyor.
- Bem, eu não sou assim.
Dr. Brennan dönmedi mi kafatasından aldığım örneklerin sonucu elimde onu görmedim fakat sen tam zamanında geldin suna bi bak eğer işe yararsa ki yarayacağını düşünüyorum bu yapıştırıcı kuruyup kauçuk tabakaya dönüşçek o demir çelik alaşımı hayır hayır kauçuğa dönüşçek angela sen denemeye devam et
A Dra. Brennan já voltou? Tenho o resultado do crânio. Não a vi, mas chegaste na altura ideal.
Janice bana bu işe uygun olduğunu söyledi.
A Janice disse-me que és o homem para o trabalho.
"Bayanlar, çok teşekkür ederim, çünkü benim sürekli para yiyen bu hobimi karlı bir işe çevirdiniz."
"Muito obrigado, meninas, por agarrarem num hobby sugador de dinheiro e torná-lo num negocio lucrativo."
Hey, bu adam İngiltere'den ise, neden İngilizce konuşmuyor?
Se este tipo é da Inglaterra, porque não fala inglês?
İşe yaramadı ama önemli değil. Kore'ye gittiğimizde, tüm bu...
Não funcionou, mas tudo bem, quando chegarmos lá...
Bana bu işe karışmayacağına söz ver Bon.
Promete-me que vais ficar fora disto, Bon.
Onu bu işe ben soktum.
Eu metia-a nisto.
Ben bu işe bir şeye inandığım için başladım.
Meti-me nisto porque acreditava em algo.
Biliyorsun ki bu Jedi felsefesi herkeste işe yaramıyor.
Sabes, essa filosofia Jedi não funciona para todos.
Eğer bu işe yaramazsa, fighterlarını havaya uçurman gerekecek.
Se não funcionar, podes fazer explodir os fighters.
Bu işe yararsa, hepimiz kazanırız.
Se isto funcionar, todos nós ganhamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]