Bu mümkün değil translate Portuguese
2,306 parallel translation
Anlasana. Bu mümkün değil.
Tu sabes muito bem.
- Kris, bu mümkün değil.
- Kris, não é possível.
Bu mümkün değil.
Não é possível.
Bu mümkün değil.
Não, é impossível.
Bu mümkün değil.
Isto é impossível.
Bu mümkün değil.
É impossível.
Hayır, bu mümkün değil.
Não, não é possível.
Bu mümkün değil.
Isso não é possível.
Bu mümkün değil.
Isto não é possível.
- Bu mümkün değil.
Isso é impossível!
Birinin bunu geliştirmesi mümkün değil bu tek bir program, bu mümkün değil, efendim.
Não é possível que alguém possa desenvolver... um software exactamente como este, não é possível, Sr.
Korkarım ki bu mümkün değil.
Lamento, mas está fora de questão.
Bu mümkün değil.
Não pode estar inválida.
- Bu mümkün değil.
- Isso não é possível.
Hayır! Ne düşündüğünüzü biliyorum ama bu mümkün değil.
Não, sei o que estás a pensar.
Bu mümkün değil, Bay Bauer.
Isso não será possível, Sr. Bauer.
Bu mümkün değil.
- Isso não é possível.
Maalesef bu mümkün değil Desmond.
Receio que não seja possível, Desmond.
İkimiz de biliyoruz bu mümkün değil.
Ambos sabemos que isso não será possível.
Bu mümkün değil.
Não pode ser.
Bu mümkün değil, tabii şey değilse...
Bem, isso é impossível a menos que...
Bu mümkün değil!
É impossível! Ai, sim?
Ve ben de diyorum ki bu mümkün değil.
E eu estou a dizer-te que isso não pode ser.
Maalesef bu mümkün değil.
Isso, temo, não ser possível.
Bu mümkün değil.
Não aguento mais.
Korkarım bu mümkün değil.
Receio que isso não seja possível.
Oysa tabi ki bu mümkün değil.
excepto, supostamente, eles não podem
Bu mümkün değil.
Não fazemos isso.
Bu mümkün değil.
- Bem, isso é impossível.
Hayır, bu mümkün değil.
Não, isso não pode acontecer.
Bu mümkün değil. Seni ezer-geçer.
Isso não é possível.
- Korkarım bu mümkün değil.
- Temo que não seja possível. - Sou do FBI.
Evet ama bu mümkün değil.
É, mas isso é impossível.
Bu mümkün değil. Hayır, mümkün olmak zorunda.
Não posso, porque não sei quem ela é, nem de que raio você está a falar.
Bu mümkün değil.
Nem pensar.
Ama bu mümkün değil.
Mas isso é impossível.
Bu kamp ateşinde kalmam mümkün değil.
Nem penses que fico aqui.
Ben de istiyorum, ama bu pek mümkün değil, değil mi?
Eu também quero. Mas não está nas cartas.
- Bu sabah mümkün değil.
- Não esta manhã.
Bu adamı anlamak mümkün değil.
Que bronco! És louco!
Efendim, bu tıp biliminde mümkün değil.
Senhor, isto não é possível na ciência médica.
Ama bana bu işin sonunu getireceğine söz ver. Çünkü bu binadan canlı çıkmam mümkün değil.
Mas promete-me que levarás isto até ao fim, porque não sairei daqui vivo.
Ama bana soracak olursan bu fikrin onlardan çıkması mümkün değil.
Mas, pessoalmente, é-me difícil acreditar que tenham sido eles a ter esta ideia.
Bu şartlar altında evlilik mümkün değil.
Então vê se entendes que o casamento deles é inconcebível.
Bu şekilde onu kaçırmamız mümkün değil.
Apanhamo-la de certeza.
Bu, mümkün değil mi?
Não é possível?
Bu camların, o arabadan gelmesi mümkün değil.
É impossível que este vidro tenha vindo daquele carro.
Ve çok hoşuma gitti ama bu söylediğiniz mümkün değil.
São amorosos por se preocuparem comigo, e agradeço-vos, mas não é uma possibilidade.
Bu... mümkün değil.
Isso... Isso não é possível.
Bu mümkün değil.
Não pode ser!
Sanırım bu artık mümkün değil.
Mas parece que isso já não é uma opção.
bu mümkün mü 117
bu mümkün 171
bu mümkün olamaz 17
mümkün değil 606
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
bu mümkün 171
bu mümkün olamaz 17
mümkün değil 606
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154