Bu önemli değil translate Portuguese
1,799 parallel translation
Başka bir kadını öptü, bu önemli değil mi?
Ele estava a beijar outra mulher. Não te importas?
- Bu önemli değil Eric, Çünkü ben şikayetçi değilim.
Não interessa, Eric, porque não vou apresentar queixa.
Bu önemli değil.
Isso não interessa.
Bu önemli değil.
Não interessa.
Bu önemli değil.
Esquece lá isso.
Hey bu önemli değil.
Esperem. Isto não importa.
bu--bu önemli değil.
Não há problema.
Ama bu önemli değil, çünkü...
Mas isso não é importante, porque...
Onlara karşı savaşmalıymışız, bu önemli değil.
Termos de ripostar, não é importante.
Bu önemli değil.
Tudo bem.
Bu önemli değil.
Isso não é importante.
Bu durumda, kimin kazanıp kimin kaybettiği önemli değil, Tanrım.
A questão não é ganhar ou perder, Pai.
Bu hiç önemli değil.
- Não tem importância nenhuma.
Kimin açtığı önemli değil, yemek yerken bu konunun konuşulmasını istemiyorum.
Não interessa quem começou, não quero ouvir falar sobre isso enquanto estou a comer!
Sende, geleceği resmetme yeteneği var. Hiçbir şey değil bu. Çok önemli bir şey.
Tem a capacidade de pintar o futuro, e isso é muito importante.
Gece veya gündüz, önemli değil, hemen ara ve dikkatli ol, bu benim için önemli.
E tenha cuidado, é importante para mim.
Bu önemli değil. Güven bana.
Está tudo bem.
Önemli değil. Bu gece haberleri Mike okuyabilir.
Está tudo bem, o Mike pode ler as notícias esta noite.
Bu senin için çok önemli değil mi? Özel olmak.
- Fazes questão de ser especial, certo?
Bu hiç önemli değil.
Não faz diferença.
Yok, önemli değil. Bu hediyeyi veriyorlardı.
Não há problema, vieram trazer este presente de Natal.
Önemli olan bu değil.
Não é essa a questão.
- Bu DiNozzo önemli biri değil mi?
Este DiNozzo é casado?
Ama açıkçası bu benimle ilgili en önemli şey değil.
Para ser sincero, pai, isso não é a coisa mais interessante a meu respeito.
Bu maç bizden daha önemli değil mi?
Este jogo não é maior que nós os dois?
Önemli olan bu değil.
Isso não é importante.
Teorik olarak bu buluşmalarda önemli olan fikirlerdir, insanlar değil.
Em teoria, porque nesta reunião, o que importa são as ideias e não as pessoas.
Önemli olan da bu değil mi?
É só isso que importa, não é?
Aslında bu şey artık önemli değil.
Na verdade, isto não interessa nada.
Ne kadar zaman olduğu önemli değil Adada bulunduğunda, bu görüntüden hiç bıkmazsın
Não importa o tempo que passas na ilha, apenas não te cansas desta vista.
Ben sanki bu odada değilmişim gibi hakkımda fikir yürütüyorsun. Sanki benim görüşlerim önemli değilmiş gibi. Konuştuğumuz düzen kesinlikle bu değil.
E falas de mim como se eu não estivesse aqui, como se a minha opinião não contasse, não é bem a mudança de atitude de que falámos.
Bizde de yok zaten, bu yüzden önemli değil.
Mas de qualquer maneira nós não temos isso, então tanto faz.
Önemli değil, bu yalnızca maske giymiş bir adam.
Não importa, é só um gajo de máscara.
Bu sefer önemli değil.
Pela primeira vez, não tens de pedir.
Bu onemli degil.
Isso não importa.
Bu doğru olabilir, ama sebebi önemli değil.
Deve ser mesmo. Mas a razão não importa, certo?
Önemli olan şu, diğer tavuklar, birbirlerinin tüylerini yolmakla meşgulken, bu kız ürünün görünüşüne değil, faydasına bakıyordu.
A questão é : enquanto as galinhas estavam ocupadas a arrancar as penas uma das outras, ela viu o benefício, não a característica.
Kim olduğunu önemli değil, bu konuda söyleyeceğimiz herşeyi söyledik.
E é tudo que te vamos dizer.
Şimdi tüm bu antik yazıtlar çeşitli şekillerde gruplandırılabilirler ancak bizim için asıl önemli olan bu yazıtların ruhu, yazanlar değil.
Todos estes textos antigos podem ser categorizados de várias formas, mas o mais importante para nós é o espírito destes textos, não as suas palavras.
Çok önemli bir şey değil. Bu sabah kafamı çarptım ve Henry kafama baktırmamın iyi bir fikir olacağını düşündü.
Nada de especial, bati com a cabeça e o Henry achou melhor fazer isto.
- Önemli olan bu değil.
- Isso não é importante.
Ve bu senin için önemli değil mi?
E por ti tudo bem?
Bence bu çok da önemli bir şey değil.
Eu só acho que não precisamos fazer disto, algo de tão importante.
- İstediğim bu değildi... - Senin ne istediğin önemli değil, Kyle!
Isto não era o que eu queria... isto não é sobre o que tu queres, Kyle!
Gerçek gibi görünüyor, Önemli olan bu değil mi?
Parecem verdadeiros. Não é isso que importa?
Ama önemli olan bu değil.
Mas isso não interessa.
Önemli değil. Bu odayı hiç kullanmayız.
Não faz mal, nunca usamos este quarto.
Evet, buna zafer günü diyorlar fakat bu o kadar da önemli değil.
Chamam-lhe Dia da Vitória. Não importa quem ou porquê.
Bu değil, bunlar o kadar da önemli değil.
Não é que seja muito importante.
Ama önemli değil, çünkü bu sadece bir gezinti ve bunu istediğimiz zaman değiştirebiliriz.
Mas não importa, porque è só uma viagem e podemos alterá-la sempre que quisermos.
Ancak bu krateri önemli kılan ne kadar büyük olduğu değil ne kadar nadir olduğudur.
Porém, o que torna esta enorme cratera tão importante não é a dimensão, mas a sua raridade.
bu önemli 208
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
bu önemli mi 29
bu önemli bir şey 18
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28