Buna bak translate Portuguese
1,266 parallel translation
- Buna bak.
Sim, mas olha.
Hayır, buna bakın.
Não, esta aqui.
Okuldaki kızlar buna bakıyordu.
As miúdas da escola andam a ler isto.
Efendim, buna bakın.
Doutor, olhe para isto.
Buna bakıp bana en altta ne yazdığını söyler misiniz?
Pode olhar para ele e dizer-me o que diz no fim?
Buna bakılacak olursa Jared Gracie'nin bebeğinin babası olamaz.
Isso significa que o Jared não pode ser o pai do bebé da Gracie.
Bir süreliğine buna bak, seni çirkin piç kurusu.
Porque não olhas antes para aqui, sacana feioso?
Burlar Fıstık! Buna bakın!
Eles estão pirados, olha isto!
Ya da buna bak.
Olha este.
Tedavi için en iyi şansımızın o olduğunu biliyorsunuz. Buna bakıyoruz.
- É a melhor hipótese para uma cura.
Sen de buna bak!
Olha para isto!
Buna bakıyor olsaydın sen söyler miydin?
Se estivesses a olhar para isto, dizias a toda a gente?
Kıçımı kolla, ben buna bakıyorum, tamam mı?
Vê-lá se vem alguém, ok?
Hem kimse, bir de buna bakın.
Quem quer que seja, olhe para isto.
Buna bakın.
Olhem para aquilo.
Buna bakın.
Olha para isto.
Buna bak.
Ouve isto.
Buna bak.
Olha para isto. - Ha ha!
Beni sürüklediğin şu duruma bak! "Sefil Kraliçe, kendinizi buna çok kaptırdınız"
A que excessos me levaste, Porque não me preveniste,
Bak beni dinle, sanırım şimdi buna ihtiyacın var. Hatırlıyor musun geçen yaz terapiste gitmek üzereyken bana bir şey söylemiştin.
Escuta, lembras-te de eu quase ter tido um caso com a terapeuta da fala do Arnie?
Sonra tavandaki su sızıntısına ve küfe bakıyorum, buna alıştım artık.
Vejo a humidade do tecto, as infiltrações. Já estou habituada.
- Buna iyi bak.
- Toma conta disto.
Bak buna inanırım.
Não me custa acreditar.
Bunu söylemen ne komik çünkü eski fotoğraflara bakıyordum da, buna çok benziyorlar.
- É engraçado dizeres isso, pois estive a olhar para umas velhas fotografias e elas são muito parecidas.
- Son iki yıldır haftada yedi, günde 24 saat. Eğer buna çocuk bakıcılığı denebilirse.
24 horas por dia, nos últimos dois anos, se chama a isso tomar conta dele.
Bak bunu büyütmeye çalışmıyorum sadece babanla ikinizi düşündüm ve buna neden bu kadar bozulduğunu.
Só estava a pensar em ti e no teu pai, e por que razão se zangaram tanto.
Hey, buna bir bak.
Hey! Hey, vê isto.
Bakın işte buna varım.
- Concordo com isso.
Ah! Buna bir bak.
Veja só isto!
Buna mı bakıyorsun?
Estás a olhar para quem?
Buna sevindim. Ölmeden önce kızına diş bakımı yaptırabilmiş olman beni mutlu etti.
Me alegro, põe-me feliz que possa subministrar o cuidado dental antes de morrer.
- Bekle, buna bak.
- Espera.
Anthony Jr. buna nasıl bakıyor?
Como é que o Anthony Jr. reagiu a isso?
Buna bir bakın.
Olhem para isto...
Tamam bak buna gerek olmayabilir, Ray.
Talvez não, Ray.
- Buna ben bakıyorum.
Para Mannheim. - Eu vejo este.
Buna bir bak.
Olhe para isto.
Dur! Buna bak. Şuradaki.
Esse aí é igualzinho a Michele.
lSSP buna bir terörist saldırısı olarak bakıyor.
O ISSP está a tratar o caso como um ataque terrorista.
Bak... buna
Olhe...
Hayır... Artık buna farklı bakıyorum.
Bem, eu estou diferente agora.
Bak, buna vaktim yok. Anladın mı?
Escute, eu não tenho tempo para isso, entendeu?
Bakın, buna inanmayacaksınız ama kaldığım yerde elektrikler kesildi.
Sim. Não vai acreditar nisto, mas houve um apagão onde estava.
Bak, olanlar için endişeleniyorsan buna gerek yok.
Se estás preocupado com o que aconteceu, não é preciso.
Eğer paraya sıkışıksanız, buna bir bakın. Üçüncü bir kulağı var ama içi tamamen sevgi ile dolu.
Se estiverem aflitos de dinheiro, vejam esta unidade estranha, amaldiçoada com uma terceira orelha, mas tão cheia daquela emoção que eu penso chamar-se amor.
Evet. Bakış diye buna derim.
Pois, tem cara disso.
İlk bakışta siz 21.yüzyılda olduğumuzu düşünebilirsiniz, fakat buradaki önemli farklar büyük kedilerin gerçekte kılıç dişlilerin cinsleri olması buna karşın bunların yalnız birkaçı küçük kılıç dişlidir.
A primeira vista, poderia-se pensar que estamos no século 21, mas há diferenças importantes. Os grandes gatos em realidade são variações dos Dentes de Sabre, embora estes têm pequenos dentes.
Buna neden katlanıyorsun? Bak.
Como é que aturas isso?
Buna gerek yok, sen sadece kendi işine bak.
Para ter a certeza de que dás conta do teu trabalho.
Buna bir bakın!
Vejam isto!
- Hey, sen buna bir bak!
- Hey, vejam só isto!
buna bakın 28
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40