Bunlar benim translate Portuguese
3,314 parallel translation
Bunlar benim anılarım Mitchell.
Essas memórias são minhas, Mitchell.
Bunlar benim.
Aquilo é meu.
Bunlar benim en üniversiteli görünen ceketlerim.
Estes são os meus blasers com ar mais colegial.
Bunlar benim ördek yavrularım, o yüzden iyi davran.
Estas são as minhas protegidas, por isso sê simpático.
Bunlar benim yüzümden oldu.
Isto aconteceu por minha causa.
Bunlar benim adamlarım ve hepsi de güvenilirdir.
Estes são os meus homens e são de confiança.
Bunlar benim için mi?
São para mim?
Bunlar benim talimatlarım değil.
Essas não foram as instruções.
Zeta Takımı, bunlar benim Rannlı arkadaşlarım.
Esquadrão Zeta, estes são os meus amigos Rannianos.
Kapalı kapılar arkasında ile neyi kastettiğinizi anladım fakat bunlar benim inançlarım.
Sei o que dizem pelas minhas costas, mas esta é a minha crença.
Tüm bunlar benim hatam.
A culpa é toda minha.
Bunlar benim midillili çarşafım mı? Ne? Hayır!
- Isto são lençóis do My Little Pony?
Bunlar benim prezervatiflerim değil.
Estes preservativos não são meus.
Elimizdeki tek şey yeminli ifadesinin dökümleri ve şu an bunlar benim için bir şey ifade etmiyor.
Só temos transcrições do testemunho, que ainda não me diz nada. Continua a trabalhar.
Tatlım, bunlar benim adımın baş harfleri değil.
Querida... não são as minhas iniciais.
Bunların hepsini yapacağım ama benim de bir isteğim olacak.
Está bem. Sim, farei certamente todas essas coisas, mas vou ter de ser firme quanto a uma coisa.
Bunlar, benim terliklerim.
- Estes são os meus chinelos.
Bütün bunların anlamı benim dükkanım yerle bir oldu nedeni ise Tanrının yarattığı deprem.
Todas estas coisas significam o mesmo. Que a minha loja ruiu devido a um terramoto causado por Deus.
Bunların hepsi benim hatam.
- A culpa é toda minha.
Bunlar benim halkım.
Esta é a minha comunidade!
Bunların hepsi benim suçum.
- A culpa é toda minha.
Dün okulda sizi gördüm,... ve tek düşünebildiğim, tüm bunların benim yüzümden...
No outro dia, vi-vos na escola e só pensava que por minha causa...
Bunları benim yapmamı bekleyemezsin.
Eu não posso fazer isso.
Onunla direk görüşmüş, benim haberim olmadan. Haberim olsaydı bunların hepsini durdurabilirdim.
Se você soubesse quanto custa ser um jornalista de verdade, você entenderia como pode ter comprometido toda a porra dessa organização!
Üzgünüm. Bunların hiç biri benim suçum değil.
Nada disto é culpa minha.
Kendisi bunları benim organize ettiğim bahar bakımı kapsamında yaptı.
- Faz tudo parte da campanha "De Primavera em Primavera" que organizei.
Bunları bugün saat 4 : 00 deki mahkemede gözden geçireceğim sen de benim yardımcım olacaksın.
Vou rever tudo para a audiência desta tarde às 16 h. Na qual serás o meu assistente.
Burası benim demiryolum, bunlar da benim maaşım.
Este é o meu caminho-de-ferro, e isso são os meus pagamentos.
Eğer bunlar SAMCRO'ya yıkılırsa, her şey benim üstüme kalır.
Se os SAMCRO forem culpados, toda essa merda cai em cima de mim.
Bunların hiçbiri benim fikrim değildi, evlat.
- A ideia não foi minha, rapaz.
Bunları benim için garaja koyabilir misin?
Poderias colocar isso de volta na garagem para mim?
Bunlar onun sözleri, benim değil.
São as palavras dele, não as minhas.
Tüm bunların benim hatam olduğunu düşünüyorsun.
Que isto é culpa minha.
Bir şekilde tüm bunları benim istediğimi düşünüyorsun.
Que de alguma maneira, eu queria isto.
Tüm bunların benim için ne kadar zor olduğunu düşündün mü hiç?
Mas já consideraste o quanto difícil isso tem sido para mim?
Bunların hepsi matematiksel olasılıklar sayesinde önceden belirlenebilir benim görevimse bu sayıları izlemek birbirlerine ihtiyacı olan insanlar arasında bağlantı kurmak ve hayatlarında bir dokunuşa ihtiyacı olan insanları bulmak.
Tudo isto foi predeterminado por uma hipótese matemática. E cabe-me a mim conhecer esses números. Para ligar aqueles que precisam de descobrir-se mutuamente.
Bunların hiçbiri benim bir tür Robin Hood özentisi olduğum anlamına gelmez.
Nada disso faz-me algum aspirante a Robin Hood.
Kiminle konuşsam, beraber ne kadar mükemmel olduğumuzu söylüyor ve bunu ne zaman duysam kendime kızıyorum çünkü bunların hepsi benim suçum.
Todos me dizem que éramos um casal fantástico, e, sempre que ouço isso, fico zangada comigo mesma porque sei que a culpa é minha.
Bütün bunların benim için hazırlandığına inanamıyorum.
Não acredito que isto tudo seja para mim.
Metal bükücülerim Amon'un elinde, bunların hepsi benim hatam.
Os meus dobradores de metal vão a caminho do Amon e é tudo culpa minha.
Orada olmanın gerçekten doğru olup olmadığını düşünmedim çünkü bazen tüm bu kötü şeyleri yapan kişiler bunları benim de onayladığımı düşündü ki kesinlikle onaylamıyordum.
Achava que não era correto estar ali, porque, por vezes, penso que as pessoas que estavam a fazer estas coisas terríveis achavam que eu estava a aprová-lo, o que, claramente, não estava.
Bunlar benim.
- Não, querido.
Bunlar da Tay Tay ile Freon, ve benim minik Obamam!
E este é o Tay Tay e o Freon, e este é o pequeno Obama.
Burası benim kalem, bunlar da...
Este castelo é todo meu. "
Bunları benim uydurduğumu sanıyorlar.
Eles acham que as inventei.
Nick bugün bunları benim için kuru temizlemeciden aldı, ve bilmiyorum, yemin ederim daha uzunlar.
O Nick foi buscá-las hoje à lavandaria. - Juro que me parecem compridas.
Söylemek istediğim ilk defa anladım ki bunları benim durdurmam gerekmiyor.
Mas percebi pela primeira vez que não cabia só a mim pará-lo.
Bunların hiçbiri değişken değil. Benim dediğim..
Nada disso é a variável que estou a falar.
Benim dosyamda da hakkımda bunlar yazıyor.
Na minha ficha diz a mesma coisa sobre mim.
"Başarıya ulaşmalarını sağlamak için para ve mevki sahibi olan benim yaşımdaki çocuklarla rekabet edemem ama azim ve irade gücü konusunda rekabet edebilirim çünkü bunlar parayla satın alınamaz, miras bırakılamaz ve eğer karar verip tıpkı benim gibi asla pes etmezseniz, karşılanması sonsuz olur."
"Não posso competir com rapazes da minha idade que têm dinheiro e status para os ajudar a ter sucesso, mas posso competir com força de vontade e determinação pois isso não pode ser comprado, nem passado de geração em geração e a sua duração é infinita se formos determinados, como eu, nunca desistir".
Benim için bunların önemi yok.
Para mim, é insignificante.
bunlar benim arkadaşlarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32