Burada mı translate Portuguese
52,883 parallel translation
- O da burada mı?
- Ele está aqui?
- Kim burada mı?
- Quem?
Justin burada mı?
Está cá o Justin?
Peki, o burada mı?
Então, ele está aqui?
- Sen burada mısın?
Estás aqui?
- Bütün gün burada mıydı?
Esteve aqui o dia todo?
Justin burada mı?
O Justin está?
Selam. Artık burada mı çalışıyorsun?
Agora trabalhas aqui?
Clay, burada mısın?
Clay, estás cá?
Hepsi burada mı?
Está tudo aqui?
Bütün gece burada mıydın?
Estiveste cá toda a noite?
Aman Tanrım, burada mı yapacaklar?
Meu Deus, eles vão dar uma aqui dentro?
Öyle ise size son kez soruyorum. ... aradığımız tutsak burada mı yoksa değil mi?
Então pergunto-lhe de novo, e pela última vez, o prisioneiro que procuramos está aqui ou não?
Emmons burada mı?
O Emmons está aqui?
Benim burada yaptığım onları alakadar etmez.
O que faço aqui não lhes diz respeito.
Tanrım, ciddiyim ama. Burada kabak gibi ortada duruyorum.
Sério, sinto-me deslocado aqui.
Burada pek hayatım yoktu aslında.
Nunca cheguei a ter uma vida aqui.
Burada bir toplantım var ve benim için biraz alışveriş yapmanı istiyorum.
Tenho um encontro aqui e eu preciso que me faças umas compras.
Burada olmamasını sağlayın yoksa ben burada olmamasını sağlarım.
Faz com que não esteja aqui ou faço com que não esteja aqui.
Bu arada bunun için bana şükretmelisin çünkü eski emektarı burada tutmak için çok uğraştım.
E tens de me agradecer, já agora. Lutei muito para a manter.
- Burada bir koridor var mıydı?
- Havia um corredor aqui?
Ama son zamanlarda burada biraz fazla rahatladığımızı düşünüyorum.
Mas tenho começado a pensar se não estaremos demasiado à vontade.
"Burada neler olduğunu bilmiyorum ama biriyle konuşmalıyım." dedim.
Ligo para lá e digo : "Caramba, não sei o que se passa. Preciso de falar com alguém."
Burada olmaya hakkım var.
Tenho o direito de estar aqui, pessoal.
İhtiyacın olursa burada olacağım.
Estarei aqui, se precisares de mim.
Burada ticaret yapıyorum ve polisin kapımı çalması işime gelmez, anlıyor musun?
Tenho negócios a fazer aqui e isso não se coaduna com o departamento do xerife a bater à minha porta, percebes?
Yemek yiyecek miyiz yoksa burada iki lokma yemek için kral falan mı olmak lazım?
Vamos comer ou... tenho de ser um Rei ou algo do tipo para conseguir comida por aqui?
Keşke seni şu an burada bekliyor olsaydım.
Queria poder esperar por ti.
Artık burada kalacağım.
Vou ficar aqui agora.
Siz burada durun, ben onları uzaklaştırırım.
Fiquem lá em baixo. Vou mantê-los afastados.
Ama burada bana ihtiyacı olan hastalarım var.
Olhe, tenho doentes aqui que precisam de mim.
Burada olmam da, bir daha katlanmak zorunda olmayacağım demek.
Estar aqui significa nunca mais ter de passar por aquilo.
Öldürmemiş olsam burada olmazdım.
Não estaria aqui se não tivesse.
Burada oturmuş nasıl yaparım diye düşünüyorum.
Estive sentada aqui, a tentar descobrir como podia, com o que aconteceu,
Geçen sefer burada değildik hatırladın mı?
Esqueceu que não estávamos aqui?
Burada 1 ay mı yaşamış?
Ele vive aqui há um mês?
Burada olduğumun farkında mısın bilmiyorum.
Não sei se tens consciência que eu estou aqui.
Burada desteğe ihtiyacım var!
Preciso de ajuda aqui!
Bahse girerim ki burada yarım litre vardır.
Aposto que tens meio litro arrefecido aqui.
Ama burada verilen sözler artık tutulmuyorsa burada sınırlara artık saygı gösterilmiyorsa savunacağımız bir medeniyet kalmamış demektir burada. O zaman ne uğruna savaştığımızı bilmiyorum.
Se os juramentos já não são mantidos aqui, se os limites já não são respeitados, então não existe aqui nenhuma civilização para defender e eu não saberei pelo que estaremos a lutar.
Burada olsaydı ve onun namına Eleanor'u öldürme ya da valiyi yenme seçenekleri arasında gidip geldiğimizi ve hep beraber başlattığımız savaşı belki de bu sayede kazanacağımızı görse bize budala der miydi acaba?
Pergunto-me se ele estivesse aqui e agora, a observar-nos, enquanto lutávamos com a hipótese de a matarmos em nome dele, ou se derrotamos o Governador e talvez nesse momento, pudéssemos ganhar a guerra que todos começámos, pergunto-me se ele nos chamaria de idiotas a todos.
- Burada yaramaz ergenler var mı?
- Há aqui algum adolescente mau? - Pai!
Burada yaptığımız şey, erkeklerin aklı başında işleri... Bunlar kurnazlık ve yürek gerektiren güç marifetler.
O que estamos fazendo aqui, negócios sérios de homens, são grandes feitos de astúcia e firmeza.
Burada neyle uğraştığımızı hiçbirimiz bilmiyoruz.
Nenhum de nós sabe com o que estamos a lidar aqui.
Phoebe kıvılcım olabilir ama iş burada bitmeyecek.
Phoebe pode ser a faísca, mas não irá acabar aí.
Ben çıkarım yapmak için burada değilim.
Não estou aqui para imaginar conclusões.
- Burada konuşulanlar cidden muaf mı?
O que aqui disser, é mesmo confidencial?
Burada iyi olacak mısın?
Vais ficar bem?
Seni bir daha burada görürsem, polisi çağırırım.
Se te vir por aqui novamente, chamo a polícia.
Yoksa önce burada olmaması için dua mı etmeliyiz?
Ou rezar apenas para que não aconteça aqui primeiro, num flash de luz?
Burada oturuyorum, çok kızgınım!
Quero dizer, estou aqui sentado, Estão tão chateado.