Daha var mı translate Portuguese
9,250 parallel translation
- Daha var mı?
~ Mais alguma coisa?
- Bir fenerin daha var mı?
- Tens outra lanterna?
Saçlarını çiğneyeceğine dair 20 dolarlık bir bahse daha var mısınız?
Apostas 20 dólares que ela mastiga o cabelo?
Elinde daha fazla fotoğraf mı var?
Tem mais fotos? Quer mais dinheiro?
- Senden daha azına ihtiyacım var.
- Menos entusiasmo. Está bem.
Daha sağlıklıyım iyi hissediyorum daha çok enerjim var. daha dikkatliyim.
Sou mais saudável, sinto-me melhor, tenho mais energia, o meu foco está mais afiado...
Daha yakın zamanlı bir görüntü var mı diye araştıracağız.
Vamos analisar as imagens da câmara para ver se encontramos alguma coisa mais recente.
Daha büyük yardımlara ihtiyacım var.
Preciso de gorjetas maiores.
Biraz daha sert bir şey var mı?
Tens alguma coisa um pouco mais forte?
West Burnside'dan daha çok görüntü var, onları da alacağım.
Há mais vídeos da West Burnside. Vou abri-los.
Birlikte çalışabileceğim daha iyi bir ekip var mı?
Há alguma equipa mais eficaz com quem devia trabalhar?
Ne oldu? Bir mağara adamı takipçin daha mı var?
Mais um homem das cavernas a seguir-te?
- Daha iyi bir önerin var mı?
- Lembras-te de algo melhor?
Aslında daha altı ayım var ama...
Ainda faltam uns 6 meses, na verdade, mas...
İçinizden daha önce ipte sallanan var mı?
Alguém já balançou numa corda?
Elinde parlak kristal şeyden daha iyi bir şey var mı?
Tens algo melhor que "coisa redonda de cristal"?
Buna her zamankinden daha çok ihtiyacım var.
Preciso de uma porta mais ainda do que alguma vez disse que precisava!
Sonra da Güç Asâsı ile geri döneceğiz ve umarım nedenselliğe zarar vermeyeceğiz. Çok daha basit bir planım var.
Tenho um plano bastante mais simples.
... ve çok çok daha fazla ikna edici bir İngiliz aksanım var.
E com um sotaque britânico muito mais convincente.
- Yenilen öğle yemeğinden çok daha sağlam bir kanıta ihtiyacımız var.
Vamos precisar de algo mais forte do que apenas o almoço especial.
O değil, daha büyük sorunlarımız var.
Não, temos problemas maiores.
O zaman mantıklı düşünemiyor ve her zamankinden daha çok yardımına ihtiyacı var.
Ele não está a pensar bem. Ele precisa da tua ajuda, mais do que nunca.
Tamam, sanırım biraz daha zamana ihtiyacımız var.
Bem, acho que vamos precisar de mais tempo.
Daha çok zamanımız var.
Nós temos todo o tempo do mundo.
Hazır bahsetmişken, fotoğraflarda suratını daha az beyaz gösterebilecek bir yöntem var mı?
Por falar nisso, podes ter uma pele menos branca nas fotografias?
Yani, bizim daha büyük birşeye ihtiyacımız var..
Então, temos de ir com tudo.
Bunu elde edebilmek için büyük bedeller ödedik. Daha da ileriye gidebilmek için çay partisi yapanlara ihtiyacımız var.
Temos leis para aprovar e precisamos dos conservadores para aprová-las.
Tuğlayla camı mı kıracağız? Aklımda biraz daha zekice bir şey var.
Tenho algo um bocadinho mais elegante em mente.
Daha iyi bir fikrin var mı?
Tens uma ideia melhor?
Hepsi bu kadar mı, yoksa daha fazlası var mı?
São todos ou ainda há outros?
Bir dakikaya daha ihtiyacımız var.
Só precisamos de mais um minuto.
Beş taştan da veri alıyorum fakat Arsenal operasyonunu başlatabilmem için birkaç saniyeye daha ihtiyacım var.
Tenho leituras das 5 Gemas, mas preciso de mais alguns segundos antes de reactivar a Operação Arsenal.
Daha kötüsü var mı?
Será que tens alguma coisa pior?
- Dur bakalım. 40 dakikamız daha var.
- Não tão depressa. Ainda temos 40 minutos.
Daha fazlasına ihtiyacım var.
Preciso de mais.
Uyuyan bir çocuktan daha güzel bir şey var mı?
Há alguma coisa mais bonita do que uma criança a dormir?
Daha fazlasına ihtiyacımız var.
Precisamos de mais.
Daha hastan mı var?
Há mais pacientes?
Sanırım bende şanstan daha fazlası var.
Acho que tenho mais do que uma hipótese.
Tamam ama o ceset torbasında biri var, biraz daha derinden araştıralım.
Sim. Bem, alguém estava naquele saco, então vamos mais fundo.
birdenbire daha önce var olduğunu bile bilmediğim seviyede... ama aynı zamanda daha önce hiç bu kadar korkmamıştım da.
Quero dizer, de repente estou a presenciar um nível de liberdade que nunca conheci mas, ao mesmo tempo, nunca estive tão assustado.
Hayatım daha önce hiç bu kadar güzel olmamıştı ve nihayet geleceğe dair umudum var.
A minha vida nunca esteve melhor e finalmente tenho esperança para o futuro.
Peki, daha net şekilde ifade etmek gerekirse... karınızın kaybolmasıyla ilgili yapabileceğiniz bir şey var mıydı?
Então, para precisar melhor a questão, o sr. teve alguma coisa a ver com o desaparecimento da sua esposa?
Daha iyi bir planın var mı?
Tens um melhor?
Henüz bulamadığımız iki Chimera daha var ve hâlâ tehlikeliler.
E elas ainda são perigosas.
Ona bir doz daha vermemin sakıncası var mı diye merak ettim.
Apenas me quero certificar que lhe posso dar outra dose.
Daha gelecek var mı?
E se vierem mais?
Sanırım ondan daha büyük sorunlarım var.
Acho que sou muito maior do que esse problema.
Bir kişilik daha yer var mı?
Há espaço para mais um?
Daha fazla zamana ihtiyacımız var.
Precisamos de mais tempo.
Bana daha önce önerdiğin o iki haftaya ihtiyacım var.
Preciso daquelas duas semanas que me propuseste.