English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Değil mi george

Değil mi george translate Portuguese

171 parallel translation
Kadınlar kimi zaman tuhaf şeyler yapıyorlar, değil mi George?
Achas que a minha dança os incomoda?
Papazın yok, değil mi George?
George, não terá o rei por acaso, não?
Bu güzel, değil mi George?
Isso é bom.
Değil mi George?
Pois näo, George?
Burası kavruluyor, öyle değil mi George?
Está tanto calor aqui, não está George?
Değil mi George?
Não é, George?
Ama ters giden bir şey oldu, değil mi George?
Mas houve uma coisa que correu mal, não é verdade, George?
Bu durumdan kendine avantaj sağlamıyorsun değil mi George?
Não se aproveitaria da situação, pois não?
Elbette, Londra'nın kendine özgü bir karakteri var, ama biz ağaçların yetiştiğini görmeye hasretiz, değil mi George?
Londres tem o seu carácter próprio, é claro mas nós temos vindo a ansiar por coisas verdes a crescer, não é verdade, George?
İyi olmadığımı zanneder, ama ben iyiyimdir. İyiyim değil mi George?
Ele acha que eu não presto, mas eu presto, não é George?
Anladın değil mi George?
Já sabes, não sabes, George?
Her şey aklını başından aldı, değil mi George?
Tudo é demais para a tua cabeça não é, George?
Gerçekten ustabaşı değilsin değil mi George?
Tu não és um habilidoso, pois não Georges?
Değil mi George?
- Sim, pois.
Sen aşçı şapkasıyla olmayacaksın, değil mi George?
Em condições? Não contigo de chapéu de cozinheiro!
Bir tane de Elaine için almalıyız, değil mi George?
Devíamos arranjar uma para a Elaine, não achas, George?
İşte böyle büyük paralar kazanılır, değil mi George?
Assim é que se faz dinheiro, não é, George?
Gerçekten de pintinin birisin, değil mi George?
És mesmo um sovina, George.
- George melek gibi biri, değil mi?
- O George não é um anjo?
Willie amca, George'a söylemek benim görevim değil mi?
Tio Willie, não é meu dever contar ao George?
- İstersin, değil mi?
Não se ia importar, pois não, George? Importar?
George, eğer bu delikanlı Bay Lermontov tarafından davet edilmişse onu içeri geçirebilirsin, değil mi?
Bem, George, se este jovem foi convidado pelo Sr. Lermontov... pode deixá-lo passar, não é?
- Değil mi George?
Não é mesmo, George?
- George bir melek, değil mi?
- Sím, o George é um anjo.
George, onu önemsemiyorsun, değil mi? Dexter'ı mı?
George, ele não te preocupa realmente, pois não?
Bu harika değil mi?
Maravilhoso! George?
George Kaplan sizsiniz, değil mi?
Você é George Kaplan, não é?
Vi Yenge'nin, Sebastian'ın giysilerini George'a vermesi ne incelik değil mi?
A Vi näo foi um amor em dar ao George a roupa dele?
Bu yüzden bizim iyi tebaamız George F Babbitt, radyodaki zamanın her dakikasını ödemeyi kabul ediyor. Değil mi, George?
Por isso, o nosso George F. Babbitt consentiu generosamente pagar cada minuto de tempo radiofónico.
Siz George Banks'siniz değil mi?
- O senhor e George Banks, nao e?
George Rowton'u kastediyorsun, değil mi?
Refere-se ao George Rowton, não é?
George, onun hiç mi hiç umurunda değil.
Não quer saber do George!
- George pek umursamaz, değil mi, tatlım?
- George podes tratar disso, pode ser?
Evliliğin iyi gitmiyor değil mi zavallı George?
- Não foste feito para te casar.
- Nuits-St-Georges 49, kalmamış değil mi?
- "Nuits Saint George 49", não é?
- George Custer'ın sağ kanadındaydınız Madisonville'de işin en can alıcı tarafından sorumluydunuz değil mi?
Esteve no flanco direito de George Custer... quando atacaram Madisonville, não é?
Adınızın bu olduğunu söylemiştiniz, değil mi?
Esse é seu nome, não é? George Caldwell?
Hayır George, artık bırakamam. Öyle değil mi hayatım?
Não, George, não dá mesmo para esquecer.
George, dışarı çıkmayacaksın, değil mi?
George, não saia do carro.
- Peki... - George... Kurtulacaksın öyle değil mi?
Vais ser posto em liberdade, não vais, George?
George'un başına gelenler korkunç değil mi?
Não é horrível o que aconteceu ao George?
George'un başına gelenler korkunç değil mi?
Não é terrível o que aconteceu ao George?
Yani, eğer George savunmasını değiştirirse, malların nerede olduğunu ilk sana söyler değil mi?
Então... se o George decidir alterar a declaração dele, dir-lhe-á onde estão as jóias, não é?
- Oh, sağol. İlginç bir selamlaşmaydı, farkındasın değil mi, George?
Foi uma saudação curiosa.
George... Beni aldatırsan sana ne yaparım, biliyorsun değil mi?
George... sabes o que te faço se te apanhar a enganares-me, certo?
George'du değil mi?
- Sim, Miss Monet.
George ile birlikte geliyorsunuz, değil mi?
Tu e o George vão, não vão?
Öyle değil mi, George?
Não achas, George?
- George and Elaine, değil mi?
- São o George e a Elaine?
Sanırım bunu sürekli duyuyorsun, değil mi? - Orada mısın, George?
Amor e beijinhos em todas as suas partes rosas.
Öyle değil mi, George?
Não é assim, George?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]