Diyeceksiniz translate Portuguese
529 parallel translation
- Ne diyeceksiniz?
- Que disse?
Kanlı elbiseye ne diyeceksiniz Bayan Inwood? " diyeceksin.
E o vestido manchado de sangue, Srta. Charlotte Inwood? "
- Ona ne diyeceksiniz?
Por que riram tanto com essa menina?
Evet Bay Federber, burada çıkarılan harika iş hakkında ne diyeceksiniz?
Qual é a sua reacção ao extraordinário trabalho que está a ser feito aqui?
Buna ne diyeceksiniz?
- Que me dizem disso?
Belki beni gösterip, "Keller yaptı" diyeceksiniz.
Talvez aponte o dedo a mim e diga : "Foi o Keller."
Suçsuzum diyeceksiniz.
Inocente.
Steven Maryk, bu tanım karşısında ne diyeceksiniz?
Steven Maryk, que tem a dizer sobre a descrição? Culpado ou inocente?
- Suçlamaya ne diyeceksiniz?
- Que tem a dizer sobre a acusação?
Bundan sonra bana "efendim" diyeceksiniz.
Vão me chamar de "senhor"!
Günün birinde keşke diyeceksiniz.
- Um dia, desejará ter tido.
Ya adamın göğsünde buldukları sustalı bıçağa ne diyeceksiniz?
E então a navalha de ponta-e-mola?
Bu harika çocuğun cinayet günü aldığını kabul ettiği bıçağa ne diyeceksiniz?
Então a navalha que este bom e educado rapaz admite ter comprado na noite do crime?
- Buna ne diyeceksiniz, Bay Şüpheci?
- O que acha disto, Sr. Dúvida Legítima?
Sadece Crown Peynirini tosta süreceksiniz. Bir parça ısırıp, yam yam diyeceksiniz, 10.000 dolar sizin.
É só barrar uma tosta com o queijo Crown, dar uma mordida, dizer "Yum Yum" e os 10.000 $ são seus.
Bıçağa ne diyeceksiniz?
E quanto à faca?
Yarın bir kolunuzu, ya da ayağınızı kesecekler ve siz yine : "Emredersiniz komutanım" diyeceksiniz.
e vocês : "sim, senhor!" Amanhã cortam o vosso braço... uma perna... a cabeça!
- Karargâhınıza ne diyeceksiniz? - Konuş!
- O que vão dizer ao Comando?
Keşke bu kolu önceden kesmiş olsaydım diyeceksiniz.
No seu caso, vai desejar que o cortem rápidamente.
Ona sersem mi diyeceksiniz?
Vai dizer-lhe que é tonta?
- Hastayım diyeceksiniz.
- Dirá que está.
- Koşullara ne diyeceksiniz, General?
- Quais são os termos, General?
Ve siz de, "Hayır" diyeceksiniz.
E sua resposta será : Não.
-.. onlara ne diyeceksiniz?
Terá de dizer que é um acusado.
Vilayetlerinize diyeceksiniz ki...
Digam ás vossas províncias...
Mısır'a, Suriye'ye, imparatorluğun tüm Doğu yarısına diyeceksiniz ki... emirlerime karşı en ufak bir direnişle karşı karşıya kalırsam, onları imha ederim.
Egipto... Síria... e o resto da metade Oriental do Império... que se houver a menor resistência às minhas ordens... irei destruí-los!
Bana meraklı diyeceksiniz ama bunlar ne işe yarıyor?
Posso perguntar para que serve isto?
Şimdi, anlaşmayı iptal ettik mi diyeceksiniz?
Agora que estão melhores, vai dizer-lhes : "Desculpem, acabou-se"?
Bana "efendim" ya da "Bay Thackeray" diyeceksiniz.
ou Sr. Thackeray.
- Muhtemelen, "Borç alın." diyeceksiniz.
- "Peça emprestado a alguém."
Bay Vercotti, sizi kendi çıkarlarınız için Ron'u kullanmakla suçlayanlara ne diyeceksiniz?
Vercotti, o que diz às pessoas que o acusam de explorar o Ron em benefício próprio?
- Şu anda... ne diyeceksiniz?
- E o que tem a dizer... agora?
Biliyorum, bana "Başka ne var ki?" diyeceksiniz.
Sei que me vão perguntar : "Que mais há?"
Yaşarsa ve sizi onu bir topal yapmakla suçlarsa, ne diyeceksiniz?
Se ele sobreviver e a culpar por o ter tornado aleijado, o que vai dizer?
Bir şey mi diyeceksiniz?
Tem alguma coisa a dizer, Gonzalez?
Yarın hayır diyeceksiniz.
Não, amanhã vai negar.
Ben güzel bir kadın değilim ben bir polisim ve sen tutuklusun. " diyeceksiniz sanıyorsunuz.
"Sou um agente da polícia e você está preso."
Bay Fawlty diyeceksiniz, Lord Melbury.
- Sr. Fawlty para si, Lord Melbury.
Buna ne diyeceksiniz? Bu soruyu basın sözcümün cevaplamasını yeğlerim.
- Vou deixar essas questões para o meu acessor de imprensa.
Bir şey mi diyeceksiniz Teğmen?
Tem algo a dizer, Tenente?
Şöyle diyeceksiniz ; "Ama hayat böyle."
Claro que me dirão, é a vida.
- Bayan Kenyon, Justasec için ne diyeceksiniz?
- Sra. Kenyon, e o Justasec?
Şimdi ne diyeceksiniz?
O que diz agora?
Ben size, "Bu Bay Carr Gomm" dediğimde siz diyeceksiniz ki :
Eu o apresentarei a si e direi : 'Por favor conheça o Sr. Carr-Gomm.' E dirá :
BBC'deki kazayla bugün ki haberler arasında bir bağlantı var mı? Schroeder'in İsrail'in Aswan Barajı'ndaki felaketten... sorumlu olduğuna dair açıklamasına ne diyeceksiniz? Hayır.
Há alguma conexão entre o incidente na BBC e as notícias de hoje?
O zamana dek birisi size birşey sorduğunda "Avukatımla konuşun" diyeceksiniz.
Até lá, se alguém vos perguntar alguma coisa... Dizem, "Falem com o advogado."
Buna ne diyeceksiniz?
Mas tem muito jeito com os mais novos, o que se há-de fazer?
Kraliçeniz için şimdi ne diyeceksiniz?
O que vai pensar agora da sua Rainha?
Bu işe ne diyeceksiniz Führer?
Bem, e agora, fuhrer?
- Ufak tefek, cılız bir adamdı. - Neredeyse, Cruchot'yu gördük diyeceksiniz.
Era do género atarracado, rude, não era, Tricard?
evet, ben onlarla birlikte mücadele ettim diyeceksiniz.
Hoje conseguiram... tornar mais uma parte da América num lugar decente.
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceğiz 40
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyecektim ki 23
diyeceğim ki 17
diyeceğiz 40