Diyecektim ki translate Portuguese
207 parallel translation
Diyecektim ki, uğradığınıza sevindim.
Ainda bem que apareceram.
Diyecektim ki...
Eu ia dizer...
Ben sadece, diyecektim ki... Sanırım gitmem gerekiyor.
Eu justamente ia dizer... que devia partir.
Yani diyecektim ki, çok güzelleşmişsin.
Só te queria dizer que estás muito bonita.
Ben diyecektim ki... Bay Quill'in ondan hoşlanmadığım hissine kapılarak kırılmasını istemedim.
Eu ia dizer que... não quis ofender o Sr. Quill ao fazê-lo pensar que não gostava dele.
Clay, Sana diyecektim ki...
Clay, eu estava a pensar...
Diyecektim ki, umarım gitmeme birşey demezsin.
La dizer que espero que não se importe que eu não fique.
Ona iyi akşamlar, diyecektim ki,
Olhei para ele e ia dizer : "Boa tarde".
- Diyecektim ki...
- Oh, por favor...
Hayır, diyecektim ki : "Neden ara sıra Mantovani çalmıyorsunuz?"
Ia dizer : "Porque não toca um pouco de Mantovani um dia destes?"
Hayır, sadece diyecektim ki, ah... gazeteye göre, dün gece Londra'da biraz serpiştirmiş.
- Eu ia acrescentar que diz no jornal que ontem à noite chuviscou em Londres.
Ama aslında sayın bayanlar ve kurtçuklar diyecektim ki şu veba gerçekten kıyak birşey ne dersiniz?
Mas a sério, senhoras e germes, gostaria de dizer que que a peste é de facto incrível!
- Tabii. Şef, diyecektim ki...
- Sim, Sr. Marshal, eu queria dizer...
Ama şef, diyecektim ki...
Mas Marshal eu queria...
Sadece diyecektim ki, sen "Gemiyi ileri götürerek başla" dedin ama "Dengeleyicileri çalıştır" demen gerekirdi.
Eu só ia dizer, quando disse "comece a levar a nave para frente", deveria ter dito "comece inicializando os amortecedores inerciais".
Anladım, ama ben doktorla ilgili diyecektim ki...
Eu sei, só queria perguntar...
Diyecektim ki, yapacağımız en iyi iş kontrol odasındaki manuel kumanda.
Acho que a nossa melhor hipótese é é chegar ao terminal do computador principal na sala de controlo.
Diyecektim ki evde tam anlamıyla mutlu değildi.
Ia dizer que ele não estava bem feliz em casa.
Yani, ne diyecektim ki?
Digo, o que eu poderia dizer?
Ben diyecektim ki...
Só queria dizer...
Ben diyecektim ki...
Queria dizer...
Bir kuşun tüyleri gibi Gökkuşağının... "Siz bizi aramayın, biz sizi ararız" diyecektim ki bir şey duydum.
Quando ia dizer para não telefonar que nós telefonávamos, ouvi...
Sadece diyecektim ki...
Já ia dizê-lo...
Sana diyecektim ki...
Eu ia-te dizer que...
Bu gece buraya gelmemin sebebi... Diyecektim ki...
Eu vim até aqui esta noite... porque queria te dizer...
Diyecektim ki Noel'den beri... benden uzaklaşmış gibiydin.
Ia dizer que, desde o Natal. Tens andado um bocado distraída.
Her neyse, dinle, diyecektim ki... apartman yöneticisiyle aram iyi... yani herhangi bir şeye ihtiyacın olursa... beni aramaktan çekinme.
De qualquer forma, escute, telefonei só para dizer que se... precisar de alguma ajuda... tenho certa influência sobre o gerente, portanto... não hesite em ligar-me.
Sadece diyecektim ki...
Só queria...
Bay Vizzini'ye diyecektim ki bu yeni ön amortisörle acaba stabilizöre ihtiyaç olacak mı?
Ia dizer ao Sr. Vizzini que, com esta nova suspensão dianteira, não será preciso uma espécie de estabilizador?
Diyecektim ki, ben de aslında bu sabah neredeyse bir özel dedektife danışacaktım.
É que ia dizer que hoje estive quase a consultar um detective privado.
Diyecektim ki...
O que eu ia dizer era...
Diyecektim ki tamamen hatalı davrandığımı biliyorum. - Kızdığın için de seni suçlamıyorum.
la dizer que sei que estou cem por cento errado, e não te censuro por estares furiosa.
Diyecektim ki büyük planlar yapılsa bile... en güçlü tarafından. Hata yapılabilir.
Eu ia dizer que até os maior planos feitos pelos mais poderosos às vezes falham.
Tam ona,'dikkatli ol, dikkatli olmalısın...''hamile kalmamalıyım'diyecektim ki boşaldı.
Ele agarrou nos meus ombros e inclinou-se para trás. Eu vim várias vezes.
Diyecektim ki, ona, parayı paylaşmayı kabul ettiğimi söyle.
Estou a dizer que lhe digas que eu concordei em dividir o dinheiro...
Bayan, ben diyecektim ki, zeki olduğunuz kadar çok güzel yün saçları olan bir bayansınız.
Menina, eu... Acho-a uma jovem muito viva e tem um bonito fio capilar.
Diyecektim ki...
Apenas quero dizer...
- Sadece diyecektim ki- -
- Eu só ia dizer...
Sana yazacak ve diyecektim ki...
Eu ia escrever-te a contar...
Diyecektim ki- -
Só queria
Ben diyecektim ki...
la apenas...
Diyecektim ki... Ben gelmeye devam edebilirim.
Quero dizer que posso continuar vindo aqui.
- Bak, geçen gece için diyecektim ki...
- Olha, sobre a outra noite...
- Diyecektim ki...
- O que eu ia dizer...
Diyecektim ki, bu büyük bir adım.
Eu ia dizer que é um grande passo.
Ne diyecektim ki? Hayır, şahit değildi?
Dizia-lhe que ele não era testemunha?
Sana diyecektim ki...
- Marinette, se te disser...
Diyecektim ki, dikkat et!
Bom... eu diria...
Şunu diyecektim ; saat 1 1 : 30 gibi "İyi ki doğdun" şarkısını yüksek sesle söyle.
O que ia dizer era que, cerca das 23h30, quero que cantes "Parabéns" em plenos pulmões.
- Ben düşündüm ki... Benimle dolaşmak ister misin diyecektim?
Vinha perguntar-te se não querias ir dar uma volta de bicicleta.
Michele sana diyecektim ki...
Michele, eu queria te dizer que... deixei as revistas de Ernesto com Serra. Se quiser, vou buscar.