Dolu değil translate Portuguese
604 parallel translation
Sadece orası dolu değil.
É o único lugar livre.
Nick, bu tabanca dolu değil.
Nick, esta arma está descarregada.
Dünya onun gibi iyi yürekli insanlarla dolu değil. Siz aranan birisiniz.
O mundo não está cheio de velhinhos bons como o meu tio.
- Dolu değil, değil mi?
- Não está carregada, pois não?
Bu sabah sen Brewster'a giderken dolu değil miydi?
Não estava cheio quando o levaste esta manhã?
Sandığın gibi her zaman acıyla dolu değil.
Não é tudo devassidão, como pode pensar.
Zaten dolu değil.
Não está carregada.
Dolu değil. Silahlar her zaman tehlikelidir.
As armas são sempre perigosas.
Dolu değil.
Não está carregada.
Dolu değil.
- Não está carregada.
Silah dolu değil.
Isso não está carregado.
Yollar Kesselring'in askerleriyle dolu değil miydi?
As estradas não estavam pejadas de tropas do Kesselring?
Dolu değil.
Não está cheio.
Dünya güzelliklerle dolu değil mi?
Não está, o mundo, cheio de coisas admiráveis?
Dolu değil ki.
- Por quê? Não está carregada.
Allah'tan o parmaklar dolu değil!
Ainda bem que esses dedos não estão carregados!
Burada artık... evin yarısı bile dolu değil.
Os que não conseguiram apenas não têm como voltar para casa.
Ama sevgi dolu değil baba, sevgiyle değil.
Mas não com carinho, pai. Não com carinho.
Şimdi kasaba... hayvanla dolu ama hiçbiri benim değil.
A cidade está cheia de gado... e nem uma cabeça é minha.
Yediğimiz her bir parça bifteğin Bay Strable'nin bir dolu imalathanesinin birinden geldiğinin farkında değil misiniz?
Não entendeu que todo pedaço de bife que comemos... vem dos muitos e muitos rebanhos do Sr. Strable?
Duygu dolu, ama bu duygu mutluluk değil.
Está cheia de emoções, mas não é alegre.
Kilise hep huzur dolu bir yer olmalı, değil mi, baba?
Há algo pacífico num sino de igreja, não é pai? Não sei.
Deli dolu biriydi, değil mi?
Uma espécie de rapaz selvagem, não?
Dolu bile değil.
Possivelmente nem estava carregada.
Bir planlamacı olarak sadece becerikli değil, aynı zamanda da fikir dolu.
Ele não é apenas esperto, ele é, também, atencioso.
Dolu taşıyorsun, öyle değil mi evlat?
Veio preparado para o pior, rapaz?
- Pek bir şey değil, insan kanına doyum olmadığını bilen, açlıktan gözü dönmüş kurtlarla dolu bir çukur.
- Nada de especial, um fosso com lobos, meios loucos de fome e treinados para apreciar carne humana.
Evlilik deneyimi beni dostlarımın tutku dolu kollarına döndürdü! Yeniden bakire olmak gibi, değil mi?
Depois do casamento, volto aos amigos cheia de todo o tipo de desejos.
Sakın söyleme. Dolu olduğunu bilmiyordun, değil mi?
Não me digas que não sabias que estava carregada.
Hayat sürprizlerle dolu, değil mi?
Ora, ora, esta vida é um nunca acabar de surpresas!
Çok güzel değil mi? Tipik bir İngiliz kır yeri sevgi dolu bir el tarafından yapılmış.
Tipica paisagem campestre inglesa, recriada com amor e dedicaçao.
Buraya ayılar için dolu geldim, tavuklar için değil.
Tenho muito mais. Vim preparado para ursos não galinhas.
Hayat dolu oğlumuz hakkında bir şeyler bilmek istersin, değil mi?
Queres ouvir falar sobre o nosso rapaz enérgico, não é?
onu öyle severiz ki koşarak geri döneriz... o parayı verir, biz de düdüğü çalarız... şimdilik hoşçakal çok geçmeden döneriz... güle güle, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum güle güle diyorum, elveda değil... fazla oyalanmayın, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın hemen dönün... gidin, ama çabuk dönün gidin ve çok şeyle dönün... para dolu cüzdanlar getirin boş şeylerle uğraşmayın... işi çabuk bitirip hemen geri dönün dolgun cüzdanları alın, boşları değil... bugün zengin olalım, çabuk dönün... cebimize altın bir saat girecek saat başı bizi uyaracak...
gostamos tanto dele que voltaremos depressa ele paga ao gaiteiro e a música é nossa adeusinho, até mais ver, não nos vamos demorar adeusinho e não demorem já sinto saudades vossas como gosto de vocês digo adeusinho e não adeus não demorem, voltem depressa quero vê-los outra vez recordem esta canção e voltem depressa vão e voltem depressa voltem com os bolsos cheios carteiras recheadas, não queremos lixarada façam o trabalho depressa e tragam carteiras cheias enriqueçam esta tarde e voltem depressa temos um relógio de ouro que nos dá as horas certas
Huerta'ya doğru, güneye değil kuzeye, bize doğru süvari dolu bir tren yolladılar.
Mas mandam o comboio cheio de tropas numa viagem... não para sul, em direcção a Huerta, mas para norte, na nossa direcção.
Dolu bile değil o.
Nem está carregado.
Dolu bile değil, o.
- Claro que não, aquilo nem está carregado.
Bu hayatın günah dolu olması bir yana, eğlenceli bile değil.
Esta vida não é só malvada nem pecadora. Nem sequer é divertida.
Dolu değil.
Está descarregada!
Hava alabildiğince canlıyla dolu bazıları insani, bazıları değil.
O ar está cheio de multitudes de criaturas... umas humanas, outras não.
Disiplinin amacı hayatı daha dolu yaşamaktır daha eksik değil.
O propósito da disciplina é viver mais em pleno não menos.
Biliyorum biri değil ama öteki dolu.
Uma já não está carregada mas a outra está.
Dolu bu, boş değil.
Olhe... está cheia, não está vazia.
Polisiye veya değil Bütün otel dolu.
Seja ou não oficial, é temporada alta e o hotel está cheio.
Ama benim midem boş değil, mısır kaçamaklarıyla dolu!
O meu estômago não está vazio. Está cheio de bombas de milho.
Yaşam ironiyle dolu, değil mi?
A vida está cheia de ironias!
Elimden geleni yaptım ve silahı dolu bile değil.
Passámos tudo isto e o revolver nem sequer está carregado.
Bulutlar kar dolu gözüküyor, değil mi?
As nuvens parecem estar cheias de neve, não?
Yalnızca hava sahamızın ölü değil, canlı bölüklerle dolu olduğundan emin olmak istiyorum.
Só quero certificar-me que o nosso tapete aéreo vai ser apenas de tropas vivas.
İyi ki Bayan Carr bu gece burada değil, çünkü bu şehvet dolu bir gösteri.
Ainda bem que a Sra. Carr não está cá hoje, porque isto é uma exibição lasciva.
Burası onun dostlarıyla dolu. Bu tuzağı kurmak biraz uzun sürecek değil mi?
Este teu plano para o nosso amigo... está a demorar um bocado a preparar, não está?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25