Du translate Portuguese
2,223 parallel translation
O... Bay LaFleur'du.
Sim, foi... o Sr. LaFleur.
Bu Lionel Luthor'un du.
Era do Lionel Luthor.
Sadece bil diye söylüyorum seni gördüğümdeki ilk düşüncem "Bu kızla yatmak istiyorum" du.
Sabes, a primeira coisa que penso quando te vejo não é :
Yayım tarihi 4 Kasım 1859'du.
Ele foi publicado em 24 de Novembro de 1859.
Musée du Message Biblique Marc Chagall?
El Musée du Message Biblique Marc Chagall.
Sanırım Jason Stackhouse'du.
Acho que foi o Jason Stackhouse.
Tekrar etmiş gibi olmak istemem ama bu Davis Bloome'du.
Não é para parecer um disco riscado, mas foi o Davis Bloome.
Birlikte büyüdüğüm kişi Zoe Graystone'du ve o sen değilsin, tamam mı?
Eu cresci com a Zoe Graystone, e tu não és ela, está bem?
Yardım beklemeyen sen ve Neutron'du.
Foste tu e o Neutron que não esperaram por ajuda.
Adı Paul'du.
Aqui.
Randy'nin dikkatini Wally'le kavga etmekten başka bir yöne çekmenin tek yolu gerçek belalısı Joy'du.
Só há uma coisa capaz de distrair o Randy de lutar com o Wally. "Tótó, agora tenho-os todos!" O regresso do primeiro gozão...
Pic du Jer'e çıkılacak.
Vamos subir o Pico do Jer.
Ayrıca, yargıç Milton'du.
E o juiz Milton definiu a fiança em 50 mil.
Bu "Cirque du Soleil" değil!
Isto não é o Cirque du Soleil!
Çalınan aşı değiştirilmiş B-Tipi No. 9'du.
Mas a vacina que desapareceu era modificada Tipo-B Nº 9.
Herkes Thomas Edison olduğunu söyler. Bu Joseph Swan'du.
Toda a gente diz que foi Thomas Edison, mas foi Joseph Swan.
Saat 10'du.
Eram dez em ponto.
Sonraki durağımız San Diego'daki Hilton'du.
A nossa próxima paragem era o Hilton San Diego.
Moo-myoung! Moo-myoung, buradayız!
Dae-du, por favor, tenha cuidado.
Dae-du, lütfen dikkatli ol. Merak etmeyin, bana Kraliçe'nin mektubunu verin yeter.
Tem presente se fores apanhada, a Rainha pode morrer.
- Bekle, bekle. Du--Dur- -
- Espera, espera, espera.
Du...
Isso...
Du... Durdu!
Isso... parado.
Ajan Lisbon'du, değil mi?
É a agente Lisbon?
Ya o ya da Suratsız Kunduz'du.
- Ou a "Marmota Refilona".
DiNozzo "leçon du jour" ( ders günü )
Lição do dia do DiNozzo :
"Duymakta". "Du-y-makta" diye yazıyor.
Está escrito "escutar".
Saat neredeyse 21 : 30'du.
- Sim, e já eram quase 21h30.
Adı Roy'du.
O nome dele é Roy.
Bu sabah helikopterde ölen adamın adı Roy'du.
Agora, o homem que morreu esta manhã no helicóptero, o nome dele era Roy.
Booth'du, değil mi?
É o Booth, certo?
Adı Dale Maddox'du.
Chamava-se Dale Maddox.
Geçen hafta Shorty beni Güneş Sirki'ni izlemeye götürdü.
Na semana passada, o Shorty levou-me ao Cirque du Soleil.
Madem ki Buckley yeni Danton'du neden maskeli adam ona Danton'dan uzak durmasını söyledi?
Se o Buckley era o novo Danton, então por que diria o homem de máscara ao Buckley para desistir do Danton?
Adın Damon'du, değil mi?
- Damon, não é?
Grubun ismi Yeşilkol'du.
Éramos os Greensleevers.
Duy du.
Ou... vi...
Duy du kim?
Ou... vi... quem?
- Bak, Drew'du, değil mi?
Podia ajudar-me a entender-me com ele.
Roisserie de Beaujolais'nin mi?
Roisserie du Beaujolais?
Bunu yapan Balinor'du.
Podeis agradecer ao Balinor.
Cihazın mucidi Mikhail Yelizarov'du.
Foi inventado por Mikhail Yelizarov.
Ben Young-du.
Chamo-me Young-du.
Young-du.
Young-du.
Young-du!
Young-du!
İstemeden oıdu.
Foi sem querer.
Yo-Yo Ma, Jacqueline du Pre, ve aralarında en karizma olanı Janos Starker.
Yo-Yo Ma, Jacqueline du Pré, e o melhor deles todos Janos Starker.
Mark sadece 9 du
Bem Jim Hawkins só tinha nove anos quando viajou com Long John Silver no Hispaniola.
Du bi dakika!
Toma!
Bir Ford'du, sanırım.
Um Ford, acho eu.
Du-y-makta.
O que vos ocorre quando digo "escutar"?